AHMET TEVFİK OZAN’IN ARDINDAN BIRAKTIĞI
Bazı aydın ve medeni geçinen ancak insan ve insanlıktan nasiplenmemiş aklı evvel insanların dillerine pelesenk edip olur olmaz yer ve zamanlarda özgürlükten ve eşitlikten dem vurur, birilerinin uşaklığını yaptığının bilinçsizliğiyle nara atarak gezer olduklarına zaman zaman şahit olmaktayız.
Kendini insan sanan, insanlıktan nasiplendiğini düşünen ancak yukarıda ifade ettiğimiz üzere gerçekten ne yaptığı ile düşündüğünün bile fevkinde olmayan insanlıktan yoksun insan müsveddelerinin insanlar arasında özgürlüğün ve eşitliliğin olmadığını bilmemeleri, bilenlerin ise bilmemezlikten gelip sırf fitne tohumu saçmak adına hareket etmeleri üzüntü verici.
Bu ve gibi görüş ve düşünce içerisinde olan insan müsveddeleri bilmezler ki inançlı insanların her konuda özgür olmadıkları ve olamayacakları ile çalışan ve üreten, toplumun geleceği adına ama ilmi ve edebi noktada üreten ama diğer alanlarda üreterek faydalı olan ile sadece ve sadece işi gücü tüketmek ve fitne üreterek nemalandığı kabın içine eden nankör, isyan ruhlu ve dolayısıyla insanlık yoksunu kişilerin bir olamayacakları, yani kendi ifadeleriyle eşit olamayacakları inkar götürmez bir gerçek.
Hangi aklı selim insana sorsanız bu böyledir, bu gerçeği inkar etmezler, edemezler de zaten aklı evvel insanlar dışında…
Vatanı, vatan kılan insandır, değerleri bilen ve değerlerin yaşaması için üretici ruha sahip olup değerbilir üretken insandır asalakça yaşayanlar değil.
O nedenle Şeyh Edebali Hz. ‘’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın…’’ demiş.
O nedenledir ki sürekli üzerinde olumsuzluklar ile oluşturulan girdapların eksik olmadığı cennet misali ülkemiz, Anavatanımız yıkılmamış ayaktadır.
Anavatanımızın her türlü girdaba rağmen yıkılmayıp ayakta kalması, bağrında yetiştirdiği birbirinden değerli manevi mimar, ilim ve irfan sahibi edebi şahsiyetlerin varlığı ile bu var olanların da değerlerini sahiplenmesindendir.
Var ve sahip olduğu ülkesinin bekası ile mensubu olduğu milletinin geleceğine yönelik hizmette bulunan, gayret sarf eden, değerlerine değer katan insan ve insanlarla bunların tersi konumunda olan insan görünen insan müsveddeleri bir olur mu hiç? Hiç eşit olurlar mı?
Toplum içerisinde yaptığı çalışmalar ve toplum adına elde ettiği kazanımlar ile insanlık noktasında sergilediği güzellik ve hoşluk sonucu arkasında bıraktığı bir hoş seda sahibi insan ile vatanı ve milletine ihanet içerisinde olan ve arkasından sürekli lanet getirilen insanlık yoksunu biri bir olur mu hiç veya hiç eşit olur mu?
Elbette ki hayır… Elbette ki olmaz…
Olur diyenlerin aklına şaşmak gerek. Olur diyenler de yukarıda ifade ettiğimiz kişiliksiz insan ve insanlık yoksunu kişilerin sınıfındandırlar demektir.
Yaşamı içerisinde ister milli konuda olsun ister manevi konuda olsun hassasiyeti yüksek, ilim ve irfan noktasında olmasının yanında edebi noktada da topluma bir şeyler yansıtmış, ilmini ve gönül dünyasında ki zenginliği paylaşmada cömert davranıp sadaka-i cariye ye sahip olup birçok insandan farklı olan, birilerinin dediği gibi herkesle eşit olmayan değerlerin, arkalarında bir hoş seda bırakan değerlerin varlığı bizi, biz aziz milleti, tüm unsurlarıyla bir bütün olan Biz Aziz Türk Milleti’ ni millet kılmış, değerlerimizle yaşayıp bugünlere gelmemize vesile olmuştur.
Her zaman der dururuz değerlerin kadir ve kıymeti yılda bir kez değil her zaman bilinmeli, sık sık yad edilmeli, vuslata erdiklerinde sadece o gün veya bir yıl sonra süslü sözlerle anılmamalı zaman zaman çeşitli vesilelerle yad edilmeli diye.
Bundan yaklaşık iki hafta önce ani bir kalp rahatsızlığı nedeniyle vuslata eren, bir diğer anlamda uçmağa varan, varırken de ardından kendisine yakışır tarzda Bir Hoş Seda bırakarak varan bir değerimizi kaybettik.
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere bazı aklı evvellerin zırvası tarzında birileriyle bir ve eşit olmayan, ruhunda var olan güzellikler sayesinde birçok güzellik sergileyerek başlattığı anlamlı hizmetin devamını sağlayacak kalıcı eserler ve bunlardan mütevellit bir hoş seda bırakan bir değerimizi, gönüllere tercüman olan ozan-şair ve yazar olmanın yanında gönüllere merhem-ruhlara ilham-dimağlara zenginlik katan şerbeti enjekte etmekte mahir bir tıp mensubu, değerli bir akademisyen olan Ahmet Tevfik Ozan Ağabeyimizi kaybettik.
Şahsım olmakla beraber birçok değere göre çok ama çok yönlü değerli bir insan, ilim irfan sahibi bir insan, bir gönül adamı, gerçek ve samimi bir dava adamı, mangal gibi bir yürek sahibi, üretici ruh zenginliği tartışılmaz bir değerdi merhum Ahmet abimiz. Tanış olduğu birçok insanla anısı, anıları olan bir insan bir değerdi tıpkı bizimle bir iki anısı olduğu gibi.
Vefat ettiği gün rahatsızlığım nedeniyle cenazesinde bulunamayıp ona karşı yapmam gereken beşeri hizmette bulunamadığım için çok ama çok üzülmüştüm. Merhum abimiz ardı sıra yaşamı süresi içerisinde yaşadığı ve yaşattığı güzellikler sonucu bir hoş seda bırakarak biz sevenlerini terk etmenin yanında o güzel, o naif, o tebessüm dolu ruh dünyası ve taş medresede yaşadığı zulme rağmen devletine ve milletine küsmeyecek ve hiçbir zaman da şikayetçi olmayacak kadar erdem sahibi kişiliyle kaleme aldığı şiirleri bıraktı. Beşeri aşk gibi görülen ancak temelinde ilahi aşkın yoğunluğu ile milli hassasiyetin dorukta olduğu şiirleri bıraktı ardı sıra.
Aylar evvelinden yayınlamamız adına bize emanet olarak göndermiş olduğu şiirlerinden birkaçı ile sizleri baş başa bırakmak istiyorum. İşte sizler, işte merhum değerli ağabeyimizin ardı sıra bıraktığı gönülleri bir hoş eden o anlam dolu şiirlerden bazıları.
İyi ki dünyaya gelmiş, ‘’Kainat Şiiristan’’ dediği bu alemin cennet misali bir coğrafyası olan Anavatanımızda yaşamış, yaşadığı amansız acılara rağmen ozanlık ruhu var olan aileden aldığı milli ve manevi değer ile taş medresede edindiği tecrübeler sonucu insanca bir yaşamın sahibi olarak üretici ruhla güzellikler sunmuş merhum Ahmet Tevfik Ozan ağabeyimiz. Yine iyi ki biz ve gibi birçok insanın istifade ettiği bir gönül adamı, anlamlı şiirleri, kaleme aldığı efsunkar yazıları, toplumun sıkıntılarını dile getirmek adına devlet kademesinde ki yetkililere uyarı ve hatırlatmada bulunan mesajlarıyla bir değer olarak aramızda olmuş ve biz onun kaleme aldığı şiirleri toplumun istifadesine sunmuşuz. Bundan böylede elimizde var olan kaynakları sunmaya devam edeceğiz.
Allah; ona, o değerlerine sonsuz bağlı, o vatan ve millet sevdalısı, özellikle de varlık membaı Harput’ aşık, o gönlümüzde farklı bir yeri olan merhum büyüğümüze gani gani rahmet eyleye, taksiratını affede, merhametiyle muamele ettiklerinden kıla, bizlere de o ve onun gibi nice değerlere, kahramanlara değer vermeyi, unutmayıp yılda bir kez değil zaman zaman da olsa yad etme erdemini ve de ardımızda bir hoş seda bırakmayı nasip eyleye.
AYETLER
*Kendilerine ayetlerimiz okunduğunda, "Duyduk duyduk! İstesek elbette bunun benzerini biz de söyleriz, bu eskilerin masallarından başka bir şey değil" dediler. Enfal:31
*Hatırla, bir de şöyle diyorlardı: "Allah’ım! Eğer bu kitap senin katından gelmiş bir hakikat ise gökten üzerimize taş yağdır veya bize acı veren bir azap gönder!" Enfal:32
*Sen içlerinde oldukça Allah onlara azap etmez, tövbe edip dururken de Allah onlara yine azap etmeyecektir. Enfal: 33
GÜZEL SÖZLER
*Kapitalist dünyada her şeye rağmen, kendini mukaddes aile yuvasına vakfeden, kendini çoluk çocuğuna adayan ‘Anneler’ veya ‘Aile kadınları’ hala pek çoktur. Ancak, çeşitli sebeplerle ve komplekslerle, evinde çalışan kadınları hor ve hakir gören propagandalar kesifleştikçe bunların sayıları da yavaş yavaş azalmaktadır. Böylece kapitalist dünyada nüfusun artış hızı düşmekte, sahipsiz ve serseri çocuk ve gençlerin sayısı artmaktadır. Ananın ve ailenin fonksiyonlarını yüklenmek isteyen, suni kuruluşlar yetersiz kalmakta, hippiler, asi gençler, esrarkeş, uyuşturucu madde düşkünleri, anarşist ve nihilist bir gençlik, cemiyeti sarmaktadır. Anneler faciayı görmekte ve maalesef, geri dönememektedirler. Bu konu da nedense ‘Devlet’ vazifesini yapmamaktadır. Seyyid Ahmet Arvasi
*Bir karış gökyüzü, bir avuç güneş… Burda, sevinçlerin hepsi kırıktır! varsın çaylar soğuk soğuk satılsın ısıtır yürekler, hepsi yanıktır! A.Tevfik Ozan
*Sen, gurbet uykularını bilmezsin bölünmüş, parça parça geceler boyunca...ve bilmezsin, sızısını gurbetin sessiz sessiz bir kenara uzanmayınca! A.Tevfik Ozan
GÖKLERİN BİTTİĞİ YERDEN
Karanlıktan ip eğirdim, dokudum
Bayrak yaptım, yosun tuttu ellerim.
Seherleri kubbe kubbe okudum
Gün çağırdım, kor eritti dillerim.
Kan damladı soframdaki tuzuma
Eller, ekmekleri bölüşemedi
Gözyaşım, üç öğün soframda katık
Bahtım, sevinçlerle kesişemedi
Göklerin bittiği yerden bir kapı!
Bir kapı zamanın donduğu yerden...
Bir buzdan sancağın Zafer Günü’nde
Güneşin bağrına koştuğu yerden!
Işıktan şarkılar, yeşilden rüya
Zamanı, sahraya kanayan yara
Sancakları rüzgârlarla yıkayan
Sevinçten, neş’ eden, hazdan bir dünya!
Elmas çekmecede bir kanlı yürek
Damla damla gökkuşağı kanıyor…
Mermer şarkıların düğün gününde
Tuğlar, yıldızlara nisbet yanıyor!
Yanıyor, korların donduğu mevsim
Nur damlıyor kılıçların ucundan!
Kanat takmış kışlalara, Ezanlar
Rüzgar bekler olmuş, Zafer Burcu’ndan!...
BİTMEYEN DENİZ
Eyvah, deniz gözlerimde bitmiyor!
Bitmiyor, beynimi döğen dalgalar!
Denizler emziren derya içimde
Dalgalarda köpük köpük kayalar!
Turnalar, yarimin gittiği yerden
Bir bulut getirin, serin mi serin!
Ölüm, gözlerinde yaş olup gelsin
Kanadına gök değmemiş güvercinlerin!...
Ölüm, sen kar mısın şerbet tasında?
Sılada yar mısın gurbet yasında?
Ak oldun saçımda taşıdım seni,
Bir çiçek nar mısın dert ortasında?!...
Eyvah, deniz gözlerimde bitmiyor!
Bitmiyor, beynimi döğen dalgalar!
Denizler emziren derya içimde,
Dalgalarda köpük köpük kayalar!
BİR YILDIZ KAYMASI
Ölümün kokusu ekmeğe sinmiş
Kurşunlar asılmış kirpiklerime..
Gökyüzü nerdeyse alnıma inmiş
Bir hüzün bulaşmış sevdiklerime!...
Ana! kayıp gitsem bir yıldız gibi
Ardımdan bir Yasin okunur mu ki?!...
Bir bitmez yolculuk, bir yeşil hasret
Bu acı dostlara dokunur mu ki?!...
Diken diken yollar güllere çıkar
Can bildiğim dostlar ellere çıkar
Bir gül koklamaya, bin bir dikenle
Kanayan gözyaşı, sellere çıkar!...
Ölümün kokusu ekmeğe sinmiş,
Kurşunlar asılmış kirpiklerime…
Gökyüzü nerdeyse alnıma inmiş
Bir hüzün bulaşmış sevdiklerime!...
ANKARA YILLARINA
Yalanmış allı-pullu Ankara, yalanmış rüya
Bin kerre ölüme yenilmiş o Şehir, yalanmış!..
Döndüm hülya, döndüm hülya, gene döndüm: O hülya!
Belli ki: kanmış gönül, bir hayale aldanmış!...
GÜVERCİNLER UÇMASIN
Hangi badem çiçek açmış da gözünün üstüne
Yeşil dallar, ince ince; kara kara kaş olmuş?
Bir çiçekten bir çiçeğe, gözlerine yol uzun
Peki nasıl, güvercinler gözlerine yaş olmuş!...
ERCİYES
Kim öper eteğini, yeşil kırmızı sarı
Çiçeklerle iz kalır pak yürekli Erciyes!
Yıldızlara, doruğun; götürür mü yolları?
Eğilmemiş başında, ak çelenkli Erciyes!...
ÜÇ KÜÇÜK ŞİİR
1.
Ve bir gün sarsılarak canlansa hatıralar
Bir nahoş ürpertiydi diyecek, dudaklarım…
Bir hayal rüzgarında savrulan yıllarımla
Gözümde yeşerecek bir bir unuttuklarım…
2.
Bir yağmur sonrasında
Nasıl kokarsa toprak
Öylesine serin gel
Temiz gel öylesine...
Ne ümit ver, bir avuç
Ne bir tek, hayal götür
Toprak kok, yağmur yağmur
Çamur çamur, toprak kok!...
Gideceğin gibi gel,
Geldiğin gibi gitme!...
3.
Ölürsek bir fatiha dileğimiz
Kalırsak gönül rızası…
Başka dilek ne haddimiz
Şu dünyadan; yıkılası (!)
DAĞLAR ARDI ŞİİRLERİ
MAPUSANE AVLUSUNDAN ERCİYES
Elimde kelepçe, gözlerim donmuş
Döndüm, bulutların arasında Sen...
Erciyes, Erciyes... ruhuma konmuş
Bir beyaz güvercin, bir buzlu desen...
Ne oldu, diyorum; o soğuk demir
Taş duvar, ateşten çalınmış yorgan..
Kurşundan yontulmuş, beynimde, emir;
‘‘Yüreği cehennem taşlara dayan!...’’
Çaresiz, çağırdım; kar kuşlarını
Ayet-el Kürsiyle cehennemlere...
Kaleler çaldırmış ar taşlarını
Gediklerden korlar yağmış evlere...
Dalgalar boğulur, denizler biter
Sükutun donduğu bir mevsim gelir
Yürekte ateşler yakmadan tüter
Ve belki, kopmaya; hüzün incelir...
Elimde kelepçe, gözlerim donmuş
Döndüm, bulutların arasında Sen!...
Erciyes, Erciyes... ruhuma konmuş
Bir beyaz güvercin, bir buzlu desen...
GÜNLER GEÇİYOR
Çocukken göklere savurduğum ok
Dün düştü, göğsüme saplandı benim..
Kanım damlamamış gün yok, gece yok
Gölgesinden ağır gelmez, bedenim!...
Dostlar, kışta unutulmuş bir çiçek
Selamı, sabahı, renkleri donmuş...
Bir gelmez baharı kim getirecek
Dallara, şen şakrak serçeler konmuş...
Diyorum, çektiğim kendi gönlümden
Aynalara koştum hep, güneşleri bırakıp!...
Aksi, güneşlerin; bilmez halimden;
Bahşetmez nurunu, ardına takıp...
Gelsin artık, semaların kartalı
Pençesinde, çelikleri eriten
Yemyeşil, nur saçan bir tuba dalı..
Sulardan alevler yükseliyorken...
Çocukken göklere savurduğum ok
Dün düştü, göğsüme saplandı benim..
Kanım damlamamış gün yok, gece yok
Gölgesinden ağır gelmez, bedenim!...
A.Tevfik Ozan/Elazığ-Harput
ÜSTADIM
Memleket yastadır kara bağladı
Ardından bir şehir Harput ağladı
Taştan taşa çarpan sular çağladı
Mekanınız cennet olsun üstadım
Gönül pınarımdan deryaya aktın
Ardından gözyaşı hüzün bıraktın
Canımdın adaşım yüreğim yaktın
Mekanınız cennet olsun üstadım
Zindanlarda nehir oldu gözyaşın
Davan vatan millet İslam savaşın
Zalime karşı hep dik durdu başın
Mekanınız cennet olsun üstadım
Bütün Türklere son haberi verin
Kültür sanat sağlık yaramız derin
Ülkü dava turan hemhal kaderin
Mekanınız cennet olsun üstadım
Rahat uyu Ahmet Tevfik Ozanım
Ben garibim ağıt destan yazanım
Ahmet deli aşık sersem gezenim
Mekanınız cennet olsun üstadım
Ahmet DEMİR/Elazığ-Keban
İmsak | 05:30 | ||
Güneş | 06:52 | ||
Öğle | 12:41 | ||
İkindi | 15:49 | ||
Akşam | 18:20 | ||
Yatsı | 19:36 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 25 | 54 |
2. Beşiktaş | 25 | 54 |
3. Fenerbahçe | 25 | 51 |
4. Trabzonspor | 25 | 48 |
5. Hatayspor | 26 | 45 |
6. Alanyaspor | 26 | 42 |
7. Gaziantep FK | 26 | 40 |
8. Karagümrük | 26 | 40 |
9. Antalyaspor | 26 | 34 |
10. Göztepe | 25 | 32 |
11. Sivasspor | 25 | 32 |
12. Konyaspor | 25 | 31 |
13. Malatyaspor | 26 | 31 |
14. Kasımpaşa | 25 | 29 |
15. Rizespor | 26 | 28 |
16. Kayserispor | 25 | 25 |
17. Erzurumspor | 25 | 25 |
18. Başakşehir | 26 | 25 |
19. Denizlispor | 26 | 21 |
20. Gençlerbirliği | 25 | 21 |
21. Ankaragücü | 25 | 20 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Giresunspor | 23 | 53 |
2. Samsunspor | 23 | 49 |
3. Altınordu | 24 | 44 |
4. İstanbulspor | 23 | 43 |
5. Adana Demirspor | 23 | 39 |
6. Ankara Keçiörengücü | 23 | 38 |
7. Altay | 23 | 38 |
8. Tuzlaspor | 23 | 38 |
9. Bandırmaspor | 23 | 31 |
10. Bursaspor | 23 | 31 |
11. Ümraniye | 24 | 31 |
12. Adanaspor | 23 | 26 |
13. Menemenspor | 23 | 26 |
14. Balıkesirspor | 23 | 24 |
15. Boluspor | 23 | 23 |
16. Akhisar Bld.Spor | 23 | 19 |
17. Ankaraspor | 23 | 14 |
18. Eskişehirspor | 23 | 7 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Man City | 26 | 62 |
2. M. United | 25 | 49 |
3. Leicester City | 25 | 49 |
4. West Ham | 26 | 45 |
5. Chelsea | 25 | 43 |
6. Liverpool | 25 | 40 |
7. Everton | 24 | 40 |
8. Aston Villa | 23 | 36 |
9. Tottenham | 24 | 36 |
10. Leeds United | 25 | 35 |
11. Arsenal | 25 | 34 |
12. Wolverhampton | 25 | 33 |
13. Crystal Palace | 25 | 32 |
14. Southampton | 25 | 30 |
15. Burnley | 25 | 28 |
16. Brighton | 25 | 26 |
17. Newcastle | 25 | 25 |
18. Fulham | 25 | 22 |
19. West Bromwich | 25 | 14 |
20. Sheffield United | 25 | 11 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Atletico Madrid | 23 | 55 |
2. Real Madrid | 24 | 52 |
3. Barcelona | 24 | 50 |
4. Sevilla | 23 | 48 |
5. Real Sociedad | 24 | 41 |
6. Villarreal | 24 | 37 |
7. Real Betis | 24 | 36 |
8. Levante | 25 | 32 |
9. Athletic Bilbao | 24 | 30 |
10. Granada | 24 | 30 |
11. Celta de Vigo | 24 | 29 |
12. Valencia | 24 | 27 |
13. Osasuna | 24 | 25 |
14. Cádiz | 24 | 25 |
15. Getafe | 24 | 24 |
16. Eibar | 25 | 22 |
17. Deportivo Alaves | 24 | 22 |
18. Real Valladolid | 24 | 21 |
19. Elche | 23 | 21 |
20. Huesca | 25 | 20 |
Öncelikle hayırlı günler dilerim.
Değerlerin sağlığında farkında olup kadir kıymet bilinmesini, dünyevi olduğu için geçicide olsa iyi, yerinde ve anlamlı hizmetlerde bulunması adına laik olduğu makam ve mevkiye getirilmesinden ve de vuslata erdiğinde sadece defin edindiği an ve birkaç günlük ve yılda bir olmak üzere süslü ve süflü sözlerle anılması değil zaman içerisinde anılmalarından yana ve savunan biri olarak değerlere o minvalde kıymet vermeyi yeğlerim.
Merhum büyüğümüz, ağabeyimiz Ozan abimizin program yaptığı Tv. na adının verilmesini öneren ilimizin kıymetli ve değerli bir şahsiyeti olan Zekeriyya Bican ağabeyimizin önerisi pek yerinde. Bizde gönülden destekliyoruz ve ilaveten yetmez asıl Fırat Üniversite Tıp Fakültesinin en kıymet ifade eden bir bölümü ile ilimizin en değerli ve kıymet ifade eden bir cadde ve parkına adının verilmesi önerimizi sunmak isterim.
Sağlıkta bilinen ve verilen kıymet bir başka ama sonrasında yad etmekte tabii ki anlamlı ama...
Yazımıza; ruhunuzdan kaynayan o efsunkar duygu ve düşüncenizle yaptığınız yorumdan ötürü teşekkürü borç bilir selam sevgi ve dua ile kalın diyorum.