ALDATILMAYA MAHKUMUZ

Ortadoğu, Kafkaslar, Uzakdoğu, Hindistan, Doğu Avrupa (Rusya) hepsi farklı kültürel, siyasal, dini ve sosyal değerlere sahip fakat ortak noktaları olan “Doğu Medeniyetlerini oluşturmaktadırlar.

Batı denilen gelişmiş uygarlık ve İsrail, Konfüçyusgil (Çin, Japonya vs..), Kuzey Afrika, Doğu Avrupa (Rusya) ve Arap-İslam uygarlığına (Türkiye dahil), karşı siyasî ve kafaları bulandıracak bir fikir ve sömürünün naifliği! empozesini yıllardır işlemektedirler.

Bu naifliğe kılıf olarak, masum ve insanlık gibi yaftaları vurmuşlardır.

Böylece orantısız gücün emperyalist dışavurumunun yıkıcı etkisi şeklinde izah edilebilecek durum ortaya çıkmış oldu.

İsral’in Filistin üzerindeki baskısı veya Batı’nın Ekonomik üstünlüğü karşısında ezilmesini öngördükleri Türkiye- İran vb. ülkelerin buhranlı ekonomik yaşamını gören gözlere dayatarak baskılama işlemleriyle bugüne geliyoruz.

Bu denklem sonucunda ekonomik sıkıntının iktidarlar üzerindeki baskısıyla muhalifleri yanına çekeceğini sanan lider profilleri çıkmıştır karşımıza. Ne vahim!

Böylece etnik ve ırksal farklılıklarının yanına dinsel, ahlakî ve ekonomik değerlerdeki farklılıkların bir koz olarak kullanılması ve dahildeki bedbahtların işbirlikçi yapıları artık ülkelerin, ülkemizin, en büyük sorunsalı olmuştur.

Batı, büyük ölçüde oryantalist kültürlere gerçekten hakim bir duruş sergilemeye başlarken onların içine de nüfuz etmeye böyle böyle başlamıştır.

Neticede ülkesini dahi peşkeş çekebilecek mantığındaki siyasiler türemiştir. Bunlar yüzsüz ve arsızdırlar.

Ancak Batı’nın bireyselliğe indirgenmiş egosu, liberalizmi, insan hakları, hürriyet, eşitlik, hukuksal işleyişi, demokrasi ve din ile devlet işlerindeki düzenlemeleri; İslamî, Hinduist, Budist ve Doğu Avrupa’daki Ortodoks kültürlerde fazla yankı uyandırmadığından bu olgular gelişmiş Batı medeniyetleri tarafından “Medeniyetler Çatışması” denen tek taraflı ve bunun haklılığına inandıracakları mesnetsiz iddialarla destekledikleri bir kavramı ortaya çıkarmışlardır.

İşin en can alıcı tarafı ise fetöcü hainlerin, adına diyalog dedikleri ve sözde medeniyetler çatışmasının tam karşısına oturttukları dialogçuluk ve hoşgörü gibi kulağa iyi gelen kelime oyunlarıyla bilerek ve isteyerek Medeniyetler Çatışmasının körüklenmesini sağlama hedefine ulaşmışlardır. Ne sinsi plan.

Sonuçta diyalog veya Medeniyetler ittifakı yaftası altında her gün biraz daha ötekileştirilen bir yaşam kalmıştır elimizde.

Bu durum Doğu toplumlarında Batılı düşünme tarzının, her zaman ve mekânda sorunlara anlamlı açıklamalar getiren, anlamlı teklifler sunan evrensel değerlere sahip olduğu düşüncesinin yayılmasına yol açmış, böylece Batı da medeniyetler çatışmasının kaçınılmazlığından hareketle Doğu toplumlarının hiçbir zaman Batı’nın çağdaş modern ve refah seviyesine ulaşamayacaklarını bunun müsebbibinin kendileri değil, Doğu’nun yaşam felsefelerinin ve kültürlerinin bu etkileşime şiddetle karşı çıkması olarak sunmakta büyük bir ustalık göstermişlerdir.

Nihayette doğu uygarlığı ümitsiz ve çaresiz bırakılmıştır.

İsrail Filistin’i hergün bombalamaya devam etmiştir.

Ülkeler ekonomik baskılarla sindirilmeye çalışılmıştır.

Batı, evrensel değerlerin yegâne temsilcisiymiş gibi yerel bazı isimler verdiği Doğu’nun güya kalıplaşmış, dar ve gelişmeye kapalı toplumlarına sınırlı bir görüş açısıyla bakarak kendi kültürel, ekonomik ve refah zenginliklerinden pay ayırmayı düşünmemişlerdir.

Bütün bunlar olurken, her biri diğerinin gırtlağına sarılmış durumdaki İslam devletlerinin Türkiye’yi lider olarak görmek isteyecekleri teorisi karşımıza çıkmıştır.

Bunun farkına varan Batılı emperyalist güçler bu duruma da engel olmuştur.

Çevremizde bugün bizi lider olarak görmek isteyen herhangi bir İslam devleti var mıdır?

Netice itibariyle hümanizm, akılcılık, ilim, teknik, bilim, sanat, demokrasi, hürriyet, insan hakları, din, dil ve daha bir çok evrensel değerliliğe sahip kavramlar Batı’nın elinde sömürü araçlar olarak çok güzel bir şekilde kullanılmaktadır.

Bu tasarımlar, yaklaşımlar, düşünceler bizlere mutluluk, refah ve iyi sonuçlar getirmemiştir.

Kontrol bizde değildir.

Hâlâ oyalandığımızın farkına ne zaman varırız bilmiyorum.

Doğu uygarlıkları Batı’nın düşmanı olarak anılmaya ve bunun nihayetinde bizler aldatılmaya devam edeceğiz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Muharrem Yılmaz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler