BAYRAM İBADETTİR

Dini bayramlarımızın bir tatil değil, bir ibadet olduğuna dair daha önceden de birkaç yazı yazmıştım. Çünkü bayramları tatil beldelerinde tek başına geçirme âdeti yaygınlaşmaya başladı.

Nitekim birçok aile, bu Bayram tatilinin dokuz güne çıkmasını fırsat bilip tatil beldelerinde rezervasyon yapmaya başladı bile.

Oysa iki dini bayramımız da sıla-i rahim (yakın akraba ziyareti) için bulunmaz bir fırsattır. Neden mi? Çünkü bayramlarda küçük aileler büyük ailenin yanına gelir. Böylece kolayca sıla-i rahim yapma fırsatı elde edilmiş olur. Maalesef bu âdetimiz de, diğer güzel âdetlerimiz gibi terkedilmeye başlandı. Bu da aile arasındaki bağları zayıflattı, hatta yer yer kopardı bile.

Eğer bayramlar ibadet şuuruyla yapılırsa, çok önemli kazanımlar elde edilir. İşte onlardan birkaçı:

-Her şeyden önce İslam’ın emrettiği ve önemle üzerinde durduğu sıla-i rahim yapılmış olacak. Yüce Peygamberimiz (sas) de: “Sıla-i rahim ömrü uzatır” diye buyurmuşlardır.

-Çekirdek aileden başka akrabalarının olduğunu bilmeyen çocuklar (özellikle de büyük aileden uzak şehir ve beldelerde ikamet edenler), amcayı, dayıyı, halayı, teyzeyi ve bunların çocuklarını, komşuyu, köyünü, köylülerini, mahallesini, mahallelilerini tanıma fırsatı elde etmiş olurlar. Bu da aile bağlarını güçlendirir. Güçlenen aile, topluma güç katar. Güçlü toplum da güçlü devlet demektir.

-İslam’da aile fertleri birbirine karşı sorumludur. Fertlerinin birbirini tanımadığı bir ailenin birbirine karşı sorumluluğu veya yardımlaşması nasıl olabilir ki? İşte aile bireylerinin tanışmasının bir yolu da bayramlarımızdır.

-Çocuğun aileye aidiyeti artar. Dünyanın ana-baba ve kardeşlerinden ibaret dar bir dünya değil, çok daha büyük ve geniş olduğunu anlar ve yalnızlık hissetmez. “Benim çok büyük ve geniş bir ailem var” diye kendisine güven gelir.

-Çocuklarda bencillik yerine diğergâmlık gelir. Maddi ve manevi paylaşmayı öğrenir. Bayramın sıradan bir tatil değil, büyük aile buluşması, komşu ve akrabaları ziyaret olduğunu anlar. Böylece benliğinde bayrama dair büyük izler ve derin etkiler kalır.

Bir kısmını saydığım bu güzellikleri bırakıp bir tatil beldesinde veya yazlıkta çekirdek aile olarak tek başına bayramı bir tatil mantığıyla geçirmek, bayramı kafa dinleme olarak görmek İslam’ın ruhuna hiç uymaz.

Unutmayalım ki ailenin büyükleri bayramda evladını yanında görmek ister. Çünkü o, torunlarını hasretle bekler. Bu nedenle TBMM’den beklentim, iki dini bayramımızın tatilini bir haftaya çıkaracak bir kanun çıkarmalarıdır. Zira uzakta ikamet edenlerin üç buçuk gün içerisinde büyük aileye ulaşması ve tekrar dönmesi hayli zordur. Sağlam bir aile oluşması için bu bir gerekliliktir. Meclisimizden böyle bir beklentimiz vardır.

Tabii ki insanlarımız da bu günleri normal bir tatil sanıp tatil beldelerinde geçirmeyi düşünmemeliler. Bu hususta en büyük görev de din görevlilerimiz, öğretmenlerimiz ve medya camiamıza düşer.

Belki bazıları, “senin bilet ücretlerinden haberin yok” diyor. Elbette vardır. Sigara için para bulanlar, evin mobilyası için para biriktirenler, tatil için bir kenara para yığanlar, isterlerse iki bayram için, hiç olmazsa bir bayram için çok rahat para bulurlar, yeter ki böyle bir niyetleri olsun.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Resul Şahin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler