BİR BABANIN ÇOCUKLARINA DUYGU YÜKLÜ MEKTUBUDUR

Ocak, Mayıs ve Eylül ayları çekirdek ailemizde oğullarımızın ve kızlarımızın (Gelinlerimiz demek istemiyorum, çünkü onlar benim kızlarım) doğum günleri. Bu yazıyı bir babanın evlatlarına yazdığı nasihat içerikli bir mektup olarak kabul ediniz. Eminim ki birçok ailede baba evlatları için aynı duygularla mektuplar yazıyordur.

12 Ocak Hacer’imin ve 20 Ocak da Cihan’ım doğum günleri… Cihan’ım dile kolay tam 40 yıl önce Almanya’da senin Frauenklinik Hastanesinde dünyaya göz açışın, dün gibi gözlerim önünde. Sen doğarken ben başında idim. Yani dünyaya gelişini canlı izlemiştim.

Almanya’da kaldığımız yerde ben ve annen tek başına idik. Yani çevremizde akrabalarımız yoktu. Kararları ikimiz veriyorduk. Küçük bir fiziki yapıya sahiptin. Annen seni yıkamaya cesaret edemiyordu. Suyun sıcaklığını termometre ile ölçüp Cihan’ımı yıkıyordum.

Her gün kafanın çevresini ölçüyorduk. Doğum esnasında kafan çok uzamıştı. O uzunluk bizi rahatsız ediyordu. Kafan basılsın, yuvarlak olsun diye annen simit şeklinde bir halka yapmıştı ve seni sırt üstü yatmaya zorluyorduk ki kafanın şekli düzelsin. Daha sen birkaç aylık iken kısa dönem askerlik hizmetini yapmak için normalde Türkiye’ye Temmuz’da dönecekken, biz Mayıs 1982 ayında Türkiye’nin yolunu tutmuştuk.

Cihan, Serkan, Hacer ve Derya sizlere evlat sevgisi nedir tarif edemem. Sizler de çocuk sahibisiniz. Babalık ve annelik duygusu tarif edilmekten ziyade, bizzat yaşanır.

Allah’ıma şükrediyorum ki çocuklarım ideal evlatlar oldular. Cihan, kardeşin Serkan’a sürekli kol kanat gerdin. O da senden aldığı destek ile hayat yolunda daha emin adımlarla ilerledi. Sana danışmadan bir işe girişmiyordu. İşte kardeşlik budur. Saygı, sevgi ve beraberlik hepsi bir arada.

Cihan’cığım Amerika’da 1990’da daha birkaç gündür okula başlamıştın ki kaçırdığın için okul servisi ile eve gelememiştin. Dünyamız yıkılmıştı. Sesi sesli “Oğlum seni kaybetmek için mi Amerika’ya getirdik” deyip ağlıyordum. İçimden bir parça kopmuştu. Seni artık bulamayacağımızı sanıyordum. Çocuk kaçıran bir şebekeye kurban gittiğini düşüyordum. Arabayla okul yolunu turluyor ve seni arıyordum. Bir yandan polisler, bir yandan komşular ve beni teskin etmeye çalışan dönem arkadaşlarımız…

Cihan’ım servisle gittiğin birkaç mil mesafedeki yolu nasıl kafana yazmıştın? Bir de baktım ki karşıdan geliyorsun. Sırtında çanta. O an kalbim sevinçten duracak gibi oldu. Sevinç göz yaşarım, seni kucaklayarak sarılışım, hepsi hepsi ama film şeridi gibi gözümün önünde akıp gidiyor halen.

Sınıfta İngilizce konuşmayı hâsıl hallediyorsun diye hep merak etmiştim. Ama sen kısa sürede sınıfın çalışkanları arasında yer almayı becermiştin.

1990 yılı sonunda Türkiye’ye döndük. İlkokuluna kaldığın yerden devam ettin. Ama bu defa da 1992 de Serkan ile İngiltere’nin yolunu tuttunuz. Annen, kardeşin ve sen… Sen aynı başarıyı İngiltere’de de göstermiştin. Sana sınıf atlatmışlardı. Özellikle matematikten sınıfın en iyisi idin. Sana altın sertifika vermişlerdi. Aynı zamanda yanınızda olmadığım aylarda da annen ve kardeşine göz kulak oluyordun. Yani evin erkeği olmuştun.

1992’de Türkiye’de döndüğümüzde sen Anadolu Lisesi orta kısmına başlamıştın. Senin için sıkıntılı bir süreç başlamıştı. Çünkü sözüm ona dost bildiğimiz bazı öğretmenlerin, senin sınıf atlayarak okula kaydolmanı hazmedememişlerdi. Sana kâbuslu günler yaşatmışlardı. Sen bütün bu baskılar karşısında ezilmemiştin. Hele bir de Lise 2. Sınıfta Balakgazi Lisesine geçiş yaptığında, okul ve arkadaş çevresi değişimden o kadar pozitif etkilenmiştin ki okulun en başarılı öğrencileri arasında yer almıştın.

Üniversite giriş sınavında iyi bir puan alacağını zaten biliyordum. Tıp’a girebilecekken “Baba ben kan görmek istemiyorum” demiştin ve bilişim alanını seçmiştin. Bölüm birincisi, fakülte ikincisi gibi derecelerle 2002’de mezun oldun.

Daha 20 yaşında iken Üniversite mezunu olmuştun. Ayağının tozu ile seni Amerika’ya göndermiştik. West Virginia State Üniversitesinde yüksek lisans ve University of Arkansas at Little Rock’ta ise doktora eğitimine başlamıştın. Sam Houston State Universitesinde, yardımcı doçent, doçent ve sonunda profesörlüğe kadar hiç takılmadan ve genç yaşta hedeflerine ulaştın.

Başarılı bir geçmişin ile bizim gurur kaynağımız oldun. Hacer ile çok mutlu bir evlilik yaptın. Arda ve Melis torunlarımıza sahip olmamızı sağladınız. Serkan da Derya ile hayatını birleştirdi. Meyra ve Defne ile ailemizi kalabalıklaştırdınız. Birbirinize tam destek oldunuz. Saygı ve sevgiyi asla eksik etmediniz. Cihan’ım; Serkan’a, Hacer’e ve bana akademik yol gösterici oldun. Sahi unuttuğumu zannetme. Senin teşvikin ile benim Kamu Yönetimi alanında ikinci bir yüksek lisans programını tamamlamama vesile oldun. Sen ve Serkan bana kılavuzluk ettiniz, yol gösterdiniz.

Serkan’cığım sen de 16 Mayıs’ta ve Derya ise 11 Eylül’de dünyaya gözlerinizi açtınız. Serkan Elazığ’da doğduğu için ortam rahattı. En azından aile fertleri etrafımızdaydı. Serkan’ım sen de 2003 yılında Amerika’nın yolunu tuttun ve abinin bulunduğu şehre (Morgantown) gittin. West Virgina Üniversitesinde lisans, Wilkes Üniversitesinde yüksek lisans ve Lamar Üniversitesinde ise doktoranı tamamladın. Özellikle yüksek lisans ve doktora dönemlerinde aranan bir personel oldun. Amerikalı işverenlerinin senden övgü ile bahsetmelerinin, bir baba için ne anlama geldiğini herhalde tahmin edersin.

Gösterdiğin başarı sonucunda Detroid’de Ford fabrikasında işe girmiştin. Bu imkan kaç kişiye nasip olabilirdi ki… Akabinde SEMO (Southeast Missouri State University) ve sonrasında da University of Tennessee at Chattanooga (UTC)’da Yardımcı doçentlik almak kolay mı?

Kızlarım da akademik yolda büyük emek verdiler. Hacer Fırat Üniversitesinde lisans sonrası University of Arkansa at Little Rock’da yüksek lisans ve Lamar Üniversitesinde de doktorasını tamamladı, Sam Houston State University’de öğretim görevliliği ve akabinde de Stephen F. Austin State University’de yardımcı doçent.

Derya ise West Virginia State Universitesinde lisans, ardından Adelphia Üniversitesinde yüksek lisans ve sonrasında da Lamar Üniversitesinde doktorasını tamamladı. Yani anlayacağınız çekirdek aile fertlerinin tümü akademik alanları tercih ettiler.

Çekirdek aile olarak her zaman sizler (Cihan, Serkan, Hacer ve Derya) danışmanlarımız oldunuz. Karar verme süreçlerinde bize yol gösterdiniz. Sizin fikirlerinize çok kez ihtiyacımız oldu. Sizin gibi evlatları Allah’ım tüm insanlara nasip etsin. Sizler bizi yormadınız. Sizin evlatlarınız da sizleri yormaması için duacıyım.

Aile birliğini sürdürmek, örnek aile olmak için bugüne kadar çizdiğiniz rotadan alsa şaşmamalısınız. Bugüne kadar sergilediniz aile içi sevgi ve saygıyı asla sekteye uğratmayınız. Çocuklarınız sizlerden ne görürlerse, onlar da benzerlerini yapmaya çalışacaklardır.

İş yoğunluğunu bahane ederek biri birinize olan ilginizi azaltmayınız. Aile bütünlüğünü en ön planda tutunuz. Biri birinizin küçük hatalarını büyüterek aranıza soğukluk girmesine asla izin vermeyiniz. Ülkenize ve milletinize bir borcunuzun olduğunu unutmayınız. Amerika’da Türk anane ve kültürünü yaşatınız. Özellikle de çocuklarınızın atalarını, gerçek kimliklerini, gelenek ve göreneklerini unutmamaları için çaba gösteriniz.

Ben kendi adıma sizlerden çok memnunum, sizleri çok seviyorum. Sizler benim gurur kaynağımsınız. Ama itiraf etmeliyim ki eski günleri de çok ama çok özlüyorum. Sizleri kalbi duygularla seven babanız.

Sahi bu tür mektuplar çocuklara yazılır mı? Elbette yazılır. Çünkü bu tür duygularınızı dile getireceksiniz ki sizin evlatlarınız da kendi evlatlarına aynı benzer duygu ve düşüncelerini aktarabilsinler. Bu tür davranışlar aile bütünlüğünü kuvvetlendirir. Haydi, sizler de çocuklarınıza bir şeyler karalamak istemez misiniz?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Asaf Varol - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

murat - Merhaba hocam, Allah sizin ve ailenizin mutluluğunu, bütünlüğünü daim eylesin. Derslerinizi alırken anlattığınız hikayelerinizden her zaman bi şeyler öğrenmeye çalışmışımdır şimdilerde sadece köşe yazılarınızı takip edebiliyorum, Fırat siz gidince öksüz kaldı. Kaleminize sağlık. Saygılar.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 25 Ocak 00:00


Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler