Hani zaman zaman da olsa deriz ya! İnsanın vatanı bir başka güzel bir başka anlamlı diye. Bu düşüncemizi bugün yine yineleyerek aynısını söylemeye çalışacağız hatırlatma babından.
Vatan bir bütündür.
Vatan bir bütündür diyoruz her karışıyla ancak insanın vatan diye belleyip yaşadığı yer, mahalle, köy, kasaba, ilçe ve ili bir başka değerdir. Tıpkı varlık gösterdiğimiz, birtakım sorunları ve bu sorunlara çözüm yerine yeteneksizliklerinden olacak ki sessiz kalıp çözümsüz kalmış olsalar da oluşundan onur ve mutluluk duyduğumuz il biri ve birileri kızmış ve kızıyor olsa da sahipsiz diye nitelenen Elazığ gibi…
Geçen haftalarda bu başlık üzerinden birinci ve ikinci yazımıza; Ülkemizde var olan ve önemlerine binaen konuşulmayan, bünyelerinde barındırdıkları özel ve güzelliklerinden olmakla beraber çok azda olsa var olan sorunlarından ötürü dillendirilmeyen iller hemen hemen yok gibi varlığımızı idameye çalıştığımız Elazığ ili gibi diye başlamış ve devamı olarak;
Kimi iller az konuşulur, az dillendirilir kimi iller de var ki çok konuşulur ve çok dillendirilir var olan derin tarih ve kültür zenginliğinin yanında var olan sorunlarından ötürü.
Derin tarihi ve kültür zenginliğinin yanında var olan sorunları nedeniyle çok konuşulan ve derin yaralar ve izler bırakıldığı için sadece ve sadece bağrında yaşayan insanlar tarafından değil, geçmişte yaşanılan güzellikler nedeniyle bir şekilde kendisinden etkilenmiş sevenleri ve sevdalılarınca da çokça konuşulan ve dillendirilen İl Elazığ ilidir.
Elazığ; varlığımızın membaı olması hasebiyle bizim için çok kıymetli ve sahiplenilmesi gereken bir ildir.
Elazığ; çok önemli kararların alınıp verildiği ve bin bir zahmet ve zorluklarla fethedilen günümüzde bazılarının ifadesiyle Eski Şehir veya Yukarı Şehir dedikleri şimdilerin mezarlıklar şehri unvanıyla bildikleri Harput’ tan kalan derin bir tarih ve yelpazesi geniş bir kültüre sahip bir ildir.
O nedenle yukarıda ifade ettiğimiz üzere çok ama çok kıymetli olan ve konumu ve tarihi değerler itibariyle de büyük bir öneme sahip olması ve bu değerlerin gün geçtikçe zenginleşmesi gerektiği noktasında çok ama çok değerli ve kıymetlidir.
Ama ne yazık ki her geçen gün zenginleşmesi gereken il Elazığ’ın var olan ana sorunları bir türlü bitmez, gelişmesi ve zenginleşmesi sağlanmaz bir şekilde yerinde saymakta.
Birinci ve ikinci yazı dizimizde ifade ettiğimiz sorunların dışında var olan sorunları bugün sizlerle paylaşmak istedik.
Amacımız birilerinin yaptığı gibi üzüm yemek yerine bağbancıyı dövmek değil tabi tam aksine üzüm yemekle beraber bağbancıyı değil dövmek amaçlarının bize üzüm yedirmek olup düşünememekten mi, ihmalden mi olduğu bilinmez bazı sorunların halli için hatırlatmada bulunup var olan sorunların üzerine ciddiyetle giderek bir hal çaresi bulmalarını sağlamaktır.
Evet; şimdi gelelim sorunların dile getirilmesine.
Öncelikle daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere merhum Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni nesil sizlerin eseri olacaktır dediği öğretmenlerimize uygun bir Öğretmenevi ile eğitime ve eğitim veren öğretmenlerimize hizmet sunan Milli Eğitim Müdürlüğü binasının ivedilikle yaptırılıp var olan sıkıntının giderilmesiyle öğretmenlerimize layık oldukları hizmetin sunulması.
Bu arada bir şeyi hatırlatmadan geçmenin haksızlık olacağı düşüncesiyle Eğitim Birsen Sendikası nın bu her iki konuda var olan sıkıntıyı dile getirme ve gündemde tutma gayretlerini unutmamak, takdire şayan olduğunu ifade etmek ve sendika başkanı İbrahim Bahşi Bey ve nezdinde yönetim kurulu üyelerini tebrik etmek gerek.
Geçmişte olduğu gibi bu yılda büyük sorunlar yaşayacağı bilinen ovalarımızdan Ulu Ova ve Kuz Ova’ nın var olan su ve sulama sorununun giderilmesi noktasında kafa yormak.
Şehrimizin adının merhum M. Kemal Atatürk’ ün isimlendirdiği şekliyle Elazığ iken ısrarla El-aziz diye isimlendirilerek bilinçli bir şekilde Atatürk düşmanlığının yaygınlaşmasını sağlayıp kafa bulandırma ve dışarıda var olan itibarımızın zedenlenmesine yönelik gayretlerin önüne geçilmesi.
Çocuklar da ve özellikle de dini noktada tam anlamıyla bütünleşmemiş gençlerde inançsızlığa dayalı olduğuna inandığımız intihara eğilimli olma ve yaşanan intiharların yaşanmaması noktasında gerekli her türlü çalışma üzerinde yoğunlaşılması.
Yine uyuşturucunun ilkokul çağında ki öğrencilerin seviyesine kadar düşmesinin yanında toplumun inanç ve inancına dayalı ahlakına uygun olmayan aşk ve meşk’ in sokaklarda aleni bir şekilde yaşanıyor olmasının önüne geçilmesi için gerekenlerin yapılması.
İçe dönük kalitesiz göçün her geçen gün alabildiğine artması ve had safhaya ulaşmasının önüne geçilmesi.
Ele aldığımız bu ve gibi daha nice sorunların giderilmesi varlık gösterdiğimiz Elazığ olmakla beraber bir bütün olduğu ilçeler dahil olmak üzere genel anlamda ülkemiz, yani ecdadımızın bin bir zorlukla elde edip bizlere emanet bıraktıkları Anavatanımızın geleceği noktasında yararlı olacaktır.
Üzerinde durup dile getirdiğimiz sorunların giderilmesi geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz ve dillendirdiğimiz çocuklarımız ve gençlerimizin kazanımı noktasında önem arz eder diye düşünüyoruz.
Vatan bizim, eğri ve doğrusuyla, güzeli ve çirkiniyle de olsa insanlarımız bizim olduğundan sahip çıkmak bizlere düşer ele değil. Ve dolayısıyla çözüm bulmak bizim işimiz. Sahiplenmek sorumluluğumuzdur.
AYETLER
*Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi; ancak ben inkâr edenleri bir süre serbest bıraktım, sonra da onları yakaladım. Görülsün işte azabım nasılmış? Ra’d:32
*Herkesi hak ettiğine göre yönetip gözeten Allah (hiç başkalarıyla bir olur mu)? Bir de O’na ortaklar koşuyorlar! De ki: “Söyleyin bakalım onların isimlerini (onlar kimlermiş, ne yapmışlar)! Siz Allah’a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi bildiriyorsunuz? Yoksa içi boş sözler mi ediyorsunuz?” Doğrusu inkâr edenlere tuzakları güzel göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah’ın saptırdığı kimseyi doğru yola iletecek yoktur. Ra’:33
*Onlar için dünya hayatında büyük bir azap vardır; ahiret azabı ise elbette daha çetindir. Onları Allah’a karşı koruyacak kimse de yoktur. Ra’d:34
*Takva sahiplerine vaad olunan cennetin özellikleri şöyledir: Zemininden ırmaklar akar; yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, günahtan çekinenlerin mutlu sonudur; inkâr edenlerin sonu ise ateştir. Ra’d:35
*Kendilerine kitap verdiğimiz bazı kimseler sana indirilen vahiyden memnun olurlar. Fakat inanç gruplarından onun bir kısmını inkâr eden de vardır. De ki: “Bana, sadece Allah’a kulluk etmem ve O’na ortak koşmamam emrolundu. Ben yalnız O’na çağırıyorum ve dönüş de yalnız O’nadır. Ra’d:36
Biz Kur’an’ı işte böyle Arapça bir hüküm ve hikmet olarak indirdik. Sana bu ilim geldikten sonra, eğer onların arzularına uyarsan, (bil ki) Allah tarafından senin ne bir dostun ne de bir koruyucun olur. Ra’d:37
*Andolsun senden önce de peygamberler göndermiş, onlara da eş ve çocuklar vermiştik. Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamber mucize getiremez. Süreli her şeyin bir kaydı vardır. Ra’d:38
*Allah dilediğini siler, dilediğini de yerinde bırakır; ana kitap onun katındadır. Ra’d:39
*Onlara haber verdiğimiz azabın bir kısmını sana ister gösterelim, ister (bundan önce) seni vefat ettirelim, senin görevin sadece tebliğ etmektir; hesaba çekmek bize aittir. Ra’d:40
GÜZEL SÖZLER
*"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz." Mustafa Kemal Atatürk
*Şair, hakîm gelmiş bizden de; çokça kimi Farsî yazmış, kimi Arapça. Fransızca, Rusça, Çince yazmışız, Türkçe ancak birkaç hece yazmışız. Ziya Gökalp
*Bu millet alim değildir ama ariftir. Bu irfanı sayesinde pek çok şeyi okumuşlardan daha iyi sezer, fark eder ve bilir.' Ömer Seyfettin
*Korkma, sen Türk’sün! Türkler hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir şeyden korkmazlar.Ömer Seyfettin
ŞAŞAR DURURUM
Affedemiyorum kendi kendimi
Bilmeden haddimi aşar dururum
Nurlarla yoğrulmuş gördüm rengimi
Cahil bırakıldım şaşar dururum
Bineğim sekiyor basmıyor kontak
Çekilmez derdime ararım ortak
Titrek dizlerimle taşırım kaltak
Kuzgunum bendimi taşar dururum
Nefes aldırmıyor sinemde yara
Anemi diyorlar gül yüzüm kara
Ruhumu al Rabbim düşmeden dara
Hedeften hedefe koşar dururum
İkametgâhım yok çok kapı çaldım
Her kime gittiysem havamı aldım
Yaş ilerleyince ortada kaldım
Sancım var kalbimi okşar dururum
Mahmudi dediler bağrıma bastı
Rencide edildim burnumu astım
Huzura varmaktır niyetim kastım
Göz deryalarımı boşar dururum
Mahmut Aldemir/Adıyaman-Çelikhan
NASİHAT
Ömürde yıllar yolcu
Kal deyince kalamaz
Geçip gider sırayla
Gel deyince gelemez
Ferhat gibi dağ aşam
Mecnun gibi dolaşam
Herkese göre yaşam
Bul deyince bulamaz
Nerde sevgi, kaldı mı?
Yunus’tan ders aldı mı?
Gönül bir boşaldı mı?
Dol deyince dol...
Dr. Nejat Yılmaz/Elazığ
Çox Çətin Göz Yaşlarımı Gadağan
Xəyalı gül dəhanın,ah,inayət eyləyər mənə,
Bu varı yox deyib keçən,rəvayət eyləyər mənə.
Əzəldən ağə bəxtimin güzarı düşməyib,odur
Bilali xalın istərəm,-hidayət eyləyər mənə.
Bəyan tabi-eşqimi,əzəldən eylədim sənə,
Baxışların nədən,gülüm, şikayət eyləyər mənə.
Zaman-zamana zidd olub,ziyan-ziyana bənd,ona
Kənar olduğum qədər sirayət eyləyər mənə.
Nicatım üçün eyləyər könül,o zülfə meyl,ki,
O hüsn ayətin görüb,qirayət eyləyər mənə.
Dedim,həyat bağışlayır dodaqların,yalan deyil,
Bu doğru sözçün,ömrümü nəhayət eyləyər mənə.
Fədayi-cani-Bizəban dilərsən,ey sənəm,olur,
Üzündəki təbəssümün,kifayət eyləyər mənə.
Bəxş eylədi canan mənə bir can,özümündür,
Canan ilə əzzəldəki peyman özümündür.
Aləmdə fəqirəmsə də,eşq ilə qəniyəm,
Qəm yüklü buludlardakı ehsan özümündür.
Hicrində yumaq tək yumulum baş-əyaq oldum,
Ey mahi-tam,innən belə dövran özümündür.
Xidmətdə mələklər kim olubdur ona mə`mur,
Qəlbimdə o xeyrül-bəşər insan özümündür.
Enmiş nə qədər qüdsi kitablar ki səmadən,
Tövratü Zəbur,İncilü Qur`an özümündür.
İIgar Bizeban/Azerbaycan
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.