ÇAĞIMIZIN PARA CANBAZI 23/11/2010

ÇAĞIMIZIN PARA CANBAZI BANKALAR

DÜNYANIN bütün ülkelerinde insanların geliri bankaların kontrolünde…

İNSANLAR bankaların kuşatmasında yaşıyor…

Cebimiz artık bankaların emrinde…

Her an eli cebimizde…

O ne kadar isterse cebimizde o kadar alıyor!

Harçlığımızı, bankadan alır olduk.

Hatta kendi paramızdan ne kadar harcayacağımızı bile o karar verir oldu!

Bankanın kapısından giren bir daha gün yüzü görmuyor. Huzur bu kapıdan giren için hayal olur.

Kartlar gelir kartlar gider, krediler alınır krediler ödenir, maaşlar kesilir, maaşlara haciz gelir.

Başka bankaya koşulur, onunla kurtulacağını sanan zavallı vatandaş, ikinci bir tuzağa düşer!

Ondan alır öbürüne verir, öbüründen alır ötekine yetiştirmeye çalışır.

Ömür bankalar arasında maceralarla, saltolarla devam eder.

Bankalar yılsonu karlarını açıklarken dudaklar uçuklanır!

Nerden, nasıl yatırım yaptı da bu kadar kar etti acaba diye merak edecek olursanız, hiç uğraşmayın, çünkü asıl gelir çalışanların sırtında faiz gelirleriyle elde edilen karlar çıkacaktır!

Bir arkadaş iki yıl boyunca günü gelmeden, yani son ödeme tarihinden önce para yatırmış. İki yıl sonra banka on bin borç çıkarmış. Adam bankaya gitmiş derdini anlatmış ama banka parayı tahsil etmiş. İşine öyle geliyor çünkü dokümanlar müşteriyi haklı çıkarıyor. Tek suçu emekli olduğu için son ödeme tarihinden önce kartını ödemesi…

Peki, banka neden aynı ay ikaz etmemiş de iki yılı beklemiş?

Ödenmeyen karlar iki ay sonra icraya veriliyor. Onlardan haberi oluyor ama ödeme yapan kişinin yanlış zamanda yatırdığı ve paranın katlandığını ancak iki yılda farkediyor!!!

Bankadır bu! ….

Çağın ince ayarı…

Gücünü insan emeğini istediği gibi yönlendirmekten alır!

Kısacası eskinin piyasaya para alıp verenlerinin yerini şimdi bankalar aldı, anlayın artık!

Yakamızı nasıl kurtarırız meselesine gelince;

Aklıma bir çare geliyor ama yapabilir miyiz acaba?

Şimdi bilmem ama zaman gelecek herkes bu çareye başvuracağına yüzde yüz inanıyorum!

Tek çare;

“ Hadi gelin köyümüze geri dönelim!”

….

SU VAR AĞAÇ YOK, başlıklı yazımız gazeteye yetişmediği için sadece Günışığı Gazatesinin Web sayfasında yayınlandı. Bu konuda Günışığı birkaç haber daha yaparsa belki yetkililer, zahmet edip Keban gölü kıyılarını ağaçlandırmak için harekete geçer. Kırk yılda yapılmayan belki şimdi yapılır!

Elazığ gibi suyu bol bir şehir çok azdır. Buna ilaveten bu kadar suyu olan fakat etrafı ağaçsız olan hiçbir il yoktur!

Ağaç dikiyoruz, orman yetiştiriyoruz diyenler Keban gölü kıyılarını gezerlerse sanırım vicdanlarının rahatsızlığından böyle bir demeç vermezler!

Bazı okuyucularımız yetkililere konuy sorup sormadığımızı soruyor. Biz kimseyi, ya da başka deyişle şu anda görevlileri sorumlu tutmuyoruz. Buna hakkımız da yoktur. Çünkü biz kırk yıldan bahsediyoruz. Ama resmi yetkililer hiçbir zaman negatif bir açıklama ve hak vererek bir açıklama yapmaz. Depremde yerle bir olan bir yeri bile sanki her şey yolundaymış gibi demeç verirler. Çünkü bütün dünyada resmi açıklamalarda asla olumsuzluk bulamazsınız.

Ayrıca insan gördüklerine mi yoksa söylenenlere mi inanır!

Ben kuzovalı bir Elazığlıyım. Çereyi çok iyi bilirim. Benim köyüm de su altınada kalan köylerden biridir.

Bu noktada geleceğe bakmak lazım. Umarım gelenler de gidenler gibi olmaz, bir şeyler yaparlar. Kim bir ağaç dikerse Allah razı olsun diyoruz.

Bu konuda kamuoyu oluşturmak lazım ama bu konuda umutsuzum! Hani bir atasözü var; Su uyur düşman uyumaz!” diye…

Bizde de; su akar biz uyuruz!

FUTBOLDA ANADOLU İNTİKAM ALIYOR

Üç büyüklerin hali içler acısı…

Üçü de dili bir karış dışarıda, Anadolu takımlarını şaşkınlıkla seyrediyor.

Bu üç büyükler yüz yıldır futbolda Anadolu takımlarına karşı, daha maç başlamadan puanı çantada kekli sanarak puanlarını hesaplıyorlardı.

Ne yalan söyleyeyim, Galatasaraylı olmama rağmen, Galatasaray ve diğer iki büyüğün Anadolu takımlarına yenilmelerinde büyük keyif alıyorum!

Anadolu takımlarını takım yerine koymayan üç büyükler, devri kapanacak inşallah!

Ve Anadolu yüzyılın aşağılanmasının intikamını alıyor…

Futbolda İstanbul’un pabucu dama atılırsa çok şey değişecek.

Futbolla birlikte İntikam sırası Edebiyata gelecek…

Bilmem kaç asırdır Anadolu’da yetişip büyüyen, insanları bir mıknatıs gibi kendine çekerek, kültür şehri unvanını alan İstanbul’a “Yeter!” diyecek ikinci ve en önemli kale EDEBİYATTIR.

İntikam sırası edebiyata geliyor…

Böylede olmalıdır…

bundan sonra doğduğu topraklarda kalarak edebiyat yaparsa Futbol gibi, işte o zaman Türkiye gelişiyor diyebiliriz!

Üç büyükler artık Anadolu takımlarına tepeden bakmıyor!

Ey İstanbul, doğudan aldığın ışıkla övünüp durursun ama unutma doğudan ışık gelmese karanlıktasın!

Çünkü Güneş doğuda doğar.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Bilal Civelek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler