ÇİN VE İSRAİL’İN SOYKIRIM FALİYETLERİ

Çin 1949 yılından itibaren hakimyeti altında tutuğu Doğu Türkistan’ın kırsal kesimlerinde etrafı yüksek duvarlarla çevrili inşaatlar yapmaya devam ediyor.

Doğu Türkistan çöllerinde inşa edilen ve kamplarda yüzbinlerce Uygur Türkü tutulmaktadır.

Çin her ne kadar kamuoyuna eğitim kampları olarak tanıtsada,bu kamplarda işkence ve soykırım faliyetleri yıllardır devam etmektedir.

Bu işkenceye ve zulüme dünya sesiz kaldıkca ,Çin bu kamplara her gün bir yenisi eklemketdir.

Bu kamplar son bir yılda 3 katı büyütüldü.

Her zaman olduğu gibi zülme uğrayan ve şiddet gören kesimler Müslüman olunca bir çok kesim her zaman olduğu gibi üç maymunu oynuyor.

Gerek Birleşmiş Milletler gerekse Uluslararası barış örgütleri 72 yıldır bu soykırım karşısında hiçbir çaba sarf etmediği gibi bir çalışmalarıda yok.

Çin zülumü konusunda tek kaynağımız bu kamplardan kaçan kardeşlerimizin anlatıkları.Yapılan işkenceleri ve zulmü duyunca insanlığımızdan utanıyoruz.

Sanki yapılanlar sanal bir oyunmuş gibi bütün ülkeler sesiz ve konuşmamaya yeminliymiş gibi davranıyor.

Sincan’daki bu kamplardan kurtulanların anlatıklarına göre;

Kadınlara ve kızlara tecavüz edildiği,

Bayanların kısırlaştırıldıkları,

İnsanlara elektro şok çopları ile cinsel tacizlerde bulunulduğu,

Verilen haplar ve vurulan iğnelerle insanlar sistamatik olarak hasta edildiği,

Sadece sulu bir çeşit yemek verildiği.

Bu kamplarda bir odada tutuldukları,tuvaletlerinide bu odanın bir kenarında bulunan kovaya yaptıklarını,yaşanılan bir ortamın olmadığı,

Karanık odalarda insanlık dışı işkencelerin yapıldığı,

Toplu işkenceler yapıldığı,yüzbinlerce Uygur Türkü’ nün sadece dil ve inancın dan dolayı katledilmesine rağmen ne yazıkki bu soykırım konusun da hiçbir şey yapılmamaktadır.

Olmayan olaylar konusunda batının nasıl yalan etrafında birleştiği herkesin görmesine rağmen, Çin’in yıllardır yapmış olduğu soykırım konusunda ne batılı ülkeler nede Müslüman ülkeler hiç tepki vermemesi utanılacak bir durum.

Dünyan’ın her yerinde soykırımla karşı karşıya kalan Müslümanlar.

Bin dokuzyüzlü yıların ikinci yarısında itibaren İsrail’in yapmış olduğu soykırım faliyetlerine karşısında tüm ülkeler sesiz kaldığı gibi İsrail’e bu konuda destek veren ülkelerin içinde Müslüman ülkelerin olması ayrı bir utanç.

Yıllardır bu zülüm devam etmekte.

Geçen Cuma akşamından itibaren İsrail askerleri Mescid Aksa yakında bulunan Filistinlere karşı şiddet ve soykırım faliyetlerine tekrar başladılar.Yüzlerce Müslüman kardeşimiz yaralandı.

Son 20 yılda İsrail Askerleri;

7500 civarında Filistinli kardeşlerimizi öldürdü.

Bunların yaklaşık 1560 çocuk,

İsrail bu insanlıkla bağdaşmayan şiddet eylemlerini bu yıl daha da artırdı.

Bu yıl içerisinde 315 çocuk olmak üzere 1033 tane müslüman kardeşimizi katletiler.

İsrail’in 14 Mayıs 1948’de tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana bu soykırım devam etmekte.

Kuruluşla birlikte İsrail bir taraftan topraklarını genişletirken,bir taraftanda Müslüman nüfus azaltmak için soykırım faliyetlerine devam etmekte.

İsrail kuruluşuyla bir günde milyonlarca Filistinli kendi topraklarında sürülerek mülteci durumuna düştü.

15 Mayıs günü ise “Nekbe”günü olarak semboleşti.

Onlarca yıldır sürgün hayatı yaşayan milyonlarca Filistinli için "Nekbe" (Büyük Felaket) zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olmaya devam ediyor.

Filistinlilerin "Nekbe" ismini verdiği 15 Mayıs, Filistin ve İsrail toplumlarının zihninde taban tabana zıt şekilde algılanıyor.

İsrailliler için "bir devletin kuruluş" günü olan 14 Mayıs, Filistinliler için ise nüfuslarının yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kişinin vatanlarından zorla çıkarılması ve kültürel, sosyal dokunun yok edilmesiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı anlamına geliyor.

O tarihten bu yana nüfus artışıyla birlikte Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 6 milyon 20 bine ulaştı.

Bunların yaklaşık 5,3 milyonu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) kayıtlı durumda.

İsrail güçleri Nekbe'de Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayı yok etti ve binlerce Filistinliyi öldürdü.

Birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi.

5 milyonu aşkın Filistinli, mülteci kamplarında yaşıyor.

Nekbe'de sürgün edilen yüz binlerce Filistinli, ülke içinde ve dışında oluşturulan 61 mülteci kampında zor şartlar altında hayatlarını sürdürüyor.

Ülke toprakları içinde yer değiştiren Filistinlilerin yoğun olarak sığındığı yerlerden olan Gazze'de 8 mülteci kampı bulunuyor.

İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Cibaliya Mülteci Kampı 108 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

Asya kıtasının ortasındaki ve kuzeyin deki fotoğraf aynı.

Toplama kampları,duvarlar, işkecler ve soykırım.

Mağdur olanlar ise Müslümalar.

Asıl üzücü olan ise 27 Müslüman Ülkesi ile Dünya da yaşayan yaklaşık BİR MİLYAR YEDİYÜZ MİLYON MÜSLÜMANIN SESİZ KALMASI.

Müslüman, Müslümanın Kardeşidir.

Haksızlık karşısında sesiz kalan dilsiz şeytandır.

Bir çoğumuzun bu emirleri unutmuşuz gibiyiz.

Kafamızı kaldıralım Müslümalan kardeşlerimiz mağduriyeti için çaba sarf edelim.

Bu iki ülkeye karşı YAPILAÇAK ÇOK ŞEY VAR AMA,HİÇ OLMASA YÜKSEK SESLE SOYKIRIM YAPTIKLARINI HAYKIRALIM VE BU KONUDA KARAR ALALIM.

Saygılarımla..

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Av. Aziz Dinç - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler