ÇOCUKLUĞUNUZU DOYASIYA YAŞADINIZ MI?

3 Aralık 2018 tarihinden itibaren 4 Nisan 2021 tarihine kadar aksatmadan yazdığım yazılarıma uzun bir zamanın ardından yeniden Bismillah dedik, hayırlara vesile olur inşallah.

Peki, neden uzun bir zaman?

Gözlerimde meydana gelen rahatsızlık, ameliyat ve dinlenme süreci…

Haftalar, aylar hatta yaklaşık bir yılı aşkın bir süre geçiverdi.

Her şeyde bir hayır vardır…

Geçen bu süreç içinde daha önceden hazırlıklarını bitirip basım aşamasına gelmiş olan “Palu Yetişkin ve Çocuk Oyunları” isimli eserim 2021 yılı sonlarında, “Salnamelerde (Harput-Ma’muratü’l Aziz-El’âziz) Elazığ” isimli onikinci eserim de 2022 yılı başlarında yayım hayatına girdi.

Evet, her şeyde bir hayır vardır…

Uzun yıllardır Yusuf Bakıcı hocamla birlikte çalıştığımız ve Ressam Murat Sevinç’in resimlediği yaklaşık 250 oyunu resimleriyle birlikte anlatan “Palu Yetişkin ve Çocuk Oyunları” isimli eserimiz hakkında siz değerli okuyucularımı bilgilendirmek istiyorum.

Siz hiç çocukluğunuzda doyasıya oynadınız mı?

Çocukluğunuzu doyasıya yaşadınız mı?

Evde, avluda, tandırbaşında, damda, ahırda, mahallede, caddede, sokakta, bahçede, bağda, tarlada, derede, tepede, çayda, nehirde ve okulda…

Açık ve kapalı mekânların tümünde,

Aklınıza gelebilecek her yerde…

Yaz, kış, sonbahar, ilkbahar; hem de dört mevsim,

Oniki ay,

Gündüz gece…

Biz ve bizim yaş gurubumuz doyasıya oynadık ve çocukluğumuzu yaşadık.

Sahi siz doyasıya oynayabildiniz mi?

Bizler oynamak için bir araya gelirdik.

Ebe ve oyuncu olabilmek için;

“Ha bundadır ha şunda / Keçe küllaḥ başındá / Ottuz ikki yaşında / Tas tus çingili elek fıs” tekerlemesini söyleyerek;

Bazen çöp çekerek, ayak sayarak, değnekle ölçerek, taş-çöp saklayarak;

Bazen de çizgiye; bilye, ceviz, taş, değnek atarak sayışırdık. Bazen de gönüllü olurduk.

Kimimiz ebe kimimiz oyuncu olurduk.

Siz artık oyun oynamak için bir araya gelip sayışıyor musunuz?

Gerekli olan oyun aletlerini ve oyuncaklarımızı kendimiz yapar, üretir ve kullanırdık.

Sonra da karşısına geçip hem övünür hem de oynardık.

Bazen de büyüklerimizden yardım alırdık…

Sombure (Sincap)ların sakladıkları cevizleri arayıp bulur, kahve önlerinden gazoz kapakları toplar, rengarenk meç (misket) biriktirir, salıncak, ok yay, araba, sopa ve değnek yapar, aşık toplar boyar ve kurşun damlatırdık…

Sahi siz oyuncaklarınızı yapabiliyor musunuz?

Ağaçtan ata bindik, at gibi kişnedik, dört nala koşup tozu dumana kattık. Bazen de cadde ve sokaklarda çember çevirdik.

Köşe kapmaca oynadık. Demir tel ve rengarenk kablolarla süsleyerek arabalar yaptık, arabalarımızı yarıştırdık. Bazen de sakinleşip aklımızda bir sayı tuttuk.

Bir çift aşık alabilmek için kurban bayramında kesilecek hayvanın başında nöbet tuttuk, kesilip kasaplara gelecek küçük baş hayvanları sabırsızla bekledik. Aşıkları boyadık, mekô’ya kurşun damlattık. Arkadaşlarımızla bir araya gelip çeşitli aşuḫ oyunları oynadık, aşuḫ attık; bazen beg, bazen eşşek, bazen ḫırḫız bazen de sofî olduk.

Tek, ayak, çift ayak, üç ayak atladık kurbağa gibi sıçradık. Ayaklarımıza ağaç geçirip cambaz olduk. Üçtaş, dokuztaş, onaltı taş oynamak için yere çizgilerini çizdik, renkli taşlarımızı topladık. Bazen de kızlarla birlikte beştaş oynadık birler, ikiler, üçler, dörtler sonra dedolar derken taşları köprü altından geçirdik.

Kır gezmelerinde arkadaşlarımızdan birini yatırıp ilk atlayışa “birim birlik”, onyedinci atlayışa “on yeddim, üsgüre delük ayran tutmaz” diyerek üstünden atladık. Bazen ḫırik eşek olup sırtında postal tamir ettik. Bazen düşürmemek üzere külah koyduk. Bazen güvercin olup takla attık. Bazen de uzun eşşek olup arkadaşımızın sırtına zıpladık.

Haphapik ve diğer ceviz oyunları oynamak için annemizden ceviz istedik, bazen evdeki küpten ceviz aşırdık, bulamadığımız zamanlarda da somburelerin (sincap) kışın yemek üzere toprağa gömdükleri cevizleri çıkardık. Meç (bilye) oyunları için rengarenk meç biriktirdik, gazoz kapakları topladık. Yumurta tokuşturduk.

Çeliği çubukla havalandırdık kallo saydırdık, çeliği uçurduk havada yakalamaya çalıştık, çukur kazıp ebeyi toprağa gömdük, kadı kus kus ile çukuruna çubuk diktik.

Havaların kurak gittiği, yağmur yağmadığı zamanlar, “çemçe gelin ne ister / (…) / Allah’tan yağmur ister” diyerek kapı kapı dolaştık hem yardım topladık hem de yağmur duası yaptık. Uzun kış gecelerinde demedan geceleri / gezeriz baceleri diyerek babikô için un, kurut, aşyağı istedik.

Bahçede, tarlada, kırda çemçürek (tahterevalli) oynadık. Çivi ve değnek sapladık. Mozik (topaç) çevirdik tokuşturduk ve uyuttuk. Çalmak için söğüt dallarından çeşitli düdük ve pipi yaptık. Gökte gök boncuğu, yer de yer boncuğu aradık. Kurduğumuz inçaḫlarla (salıncak) gökyüzüne, güneşe aya, yıldıza ulaşmaya çalıştık. Gözmiçide (saklambaç) arkadaşımızın elbisesini giydik, ögüm arḫam, sağım, solum sobe diyen ebeyi yanılttık.

Sal taşıyla halviç oynadık kuleyi dağıttık. Lafla (sal taş) kokoyu uzaklaştırdık sala basarak şişti şişti / çay kahve pişti / alinin dalağı şişti tekerlemesiyle ebeyi kızdırdık. Değnek attık hamzozo ve mişik, ebenin sırtına atlayıp harenk, ebenin gözlerini bağlayıp ḫınç oynadık. Karış karış olup atladık, kartal olup uçtuk, kavun karpuz olup seçildik, horoz olup dövüştük, keçel edip kaçtık, polis / jandarma olup hırsız kovaladık, kalakulp deyip sustuk.

Güreş tuttuk, sallama ve kuvvet taşı attık, gücümüzü, kuvvetimizi ispatladık. İp atladık, lingir ve sal taşı oynadık çevikliğimizi gösterdik. Sonbaharda kazellere (kurumuş ağaç yaprağı), kışın örtülere gömüldük, bize vuranları tahmin etmeye çalıştık.

Tek kale, çüt kale ayaḫ topu (futbol), el topu, yaḫan topu oynadık. Şut attık, paslaştık, top sektirdik, üç korneri bir penaltı, bacak arası golü iki gol saydık. Şeytan uçurtması ile alçaklarda, çubuklu uçurtma ile gökyüzünde uçarak süzüldük.

Kışın kartopu cengi (savaşı) yaptık, donmuş göletlerde süzülerek; yamaçlardan aşağı uçarak kaydık. Kar adamla arkadaş, kar yuvarladık havres (çığ) olduk.

Sahi siz bu oyunları biliyor musunuz?

Bu oyunları oynadınız mı?

Çocuklarınız, torunlarınız ve gelecek nesiller için…

Oynayıp unuttuğunuz veya oynayamadığınız yüzlerce oyunu “Palu Yetişkin ve Çocuk Oyunları” isimli kitabımızda bir araya getirmeye çalıştık.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Süleyman Yapıcı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler