Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır'da kanaat önderleriyle buluştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununu çözmeyi başardıklarını belirterek, '2018 Türkiye'sinde artık Kürt sorunu diye bir sorun yok. Eski Türkiye'de Kürtlerin kendileri sorun olarak görülüyordu, bugünün Türkiye'si hiçbir vatandaşını sorun olarak görmüyor. Önümüzdeki tek sorun terör sorunudur, onu da çözüyoruz' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununu çözmeyi başardıklarını belirterek, “2018 Türkiye’sinde artık Kürt sorunu diye bir sorun yok. Eski Türkiye’de Kürtlerin kendileri sorun olarak görülüyordu, bugünün Türkiye’si hiçbir vatandaşını sorun olarak görmüyor. Önümüzdeki tek sorun terör sorunudur, onu da çözüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da katıldığı mitingin ardından kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. TÜYAP Fuar Alanı’nda düzenlenen programda katılımcılara hitaben konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Diyarbakır’da tarihe geçeceğine inandığı bir miting gerçekleştirdiklerini belirtti. Diyarbakır’ın bugün kendilerini büyük bir hasret ve muhabbetle bağrına bastığını ifade eden Erdoğan, vatandaşların bugün kendilerine olan itimatlarını bir kez daha gösterdiğini dile getirdi. Diyarbakır’ın miting alanındaki tarihi duruşuyla milletin kardeşliğine uzanan ellere esaslı bir cevap verdiğini düşündüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün siyasi uzantıları başta olmak üzere milli irade gaspçılarına çok güzel bir cevap verildiğini, Diyarbakır’ın birilerinin arka bahçesi olmadığını haykırdığını ve istismar siyasetinin çöpe ettiğini vurguladı.

“Hesapları Diyarbakır’da bozguna uğrayacaktır”

CHP ile bir olup, siyaset mühendisliği yapanların hesabının Diyarbakır’da bozguna uğrayacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakırlı kardeşlerimin kiminle beraber yol yürüyeceğini iyi bildiğine inanıyorum. Artık bu seçimde Diyarbakırlı kardeşim genciyle, yaşlısıyla yolda yürüyecektir. Yavrularını, kızlarını dağa kaçıranların kim olduğunu, kimlerin bunu yaptığını gayet iyi bilen Diyarbakırlı kardeşim bunun hesabını soracaktır. Belediyenin önünde ağlayan anneler bunun hesabını soracaktır. Öyleyse bu kalan 20 günde el ele vereceğiz ve bu milletin gerçek sahipleriyle birlikte bu yolu yürüyeceğiz. Burası artık kimlik siyaseti üzerinden bölücülük yapanların değil dayanışmanın şehridir. Dört bir yanı evliya makamları ile nakşedilmiş bu mübarek şehirde İslam düşmanı emperyalistlere taşeronluk devri artık kapanmıştır. Diyarbakır’da artık milletin emanetini korumakla görevli olanların, bodrum katlarında teröristlerin ayakçıları tarafından tokatlandığı, belediyenin imkanlarını teröristlerin emrine verdiği dönem sona ermiştir. 24 Haziran kendileri zevk ve sefa içerisinde yüzerken, Diyarbakırlı gençleri bile bile ölüme gönderen Kandil’deki terör baronlarına indiren bir şamar olacaktır. 24 Haziran seçimlerinde Diyarbakır’ın güçlü meclis, güçlü hükümet ve güçlü Türkiye diyeceğine inanıyorum. Türkiye’nin kaderinin belirleneceği o kritik günde Diyarbakırlı kardeşlerimin vakit birlik, vakit Diyarbakır ve vakit Türkiye vakti diyerek, mührü basacağına inanıyorum” dedi.

“Darbecilerin devrettiği enkazı temizledik”

Bugüne kadar Diyarbakırlılarla gönül diliyle konuştuklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada ne söylüyorsak diğer 80 vilayette de aynısını söyledik. Bölücü örgütün siyasi uzantıları gibi doğuda farklı, batıda farklı bir dil kullanmadık, iki yüzlü siyasi söylemlere başvurmadık. Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. 16 yıllık iktidarlarımız döneminde bölgecilik, ırkçılık yapmadık. Şehir ve vatandaşlarımız arasında asla ayrımcılık yapmadık. Oy versin, vermesin 81 milyonun tüm fertlerini kökenine, inancına ve meşrebine bakmadan kucaklamanın gayreti içerisinde olduk. 16 yıldır, ‘halka hizmet, hakka hizmettir’ diyoruz. 16 yıldır, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyoruz. 16 senedir sadece ekonomiyi değil, refahı barışı da büyütmek için çalışıyoruz. İlk günden beri Türkiye’yi hak ve özgürlükler açısından dünyanın süper ligine taşımanın mücadelesini veriyor. Daha önce telaffuz dahi edilemeyen birçok reformu hayata geçirdik. 28 Şubat darbecilerinin devrettiği enkazı temizledik. Ceberut devlet anlayışı yerine vatandaşın hizmetkarı olan yeni bir yönetim anlayışını ortaya koyduk. Sizlerin sorunlarını çözmek için girdiğimiz bu mücadele risk aldık, zaman zaman tehdik aldık ama hak bildiğimiz yönden dönmedik. Eski Türkiye’nin dışlayıcı dilini ortadan kaldırarak, yerine daha kucaklayıcı ve kapsayıcı bir söylem inşa ettik” diye konuştu.

“Ölümü öldürmeliyiz, korkuyu korkutmalıyız”

PKK’nın desteklemiş olduğu malum partinin insanların değerleriyle ve İslam ile alakalarının olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Bunlar ateist, bunlar dinsiz ve bunlar dini istedikleri gibi istismar eden tipler. Öyleyse bunların karşısında dik durmanın onurunu yaşamalıyız. Ölümü öldürmeliyiz, korkuyu korkutmalıyız. Eğer bunu yapmazsak bunlar gelir istedikleri gibi buralarda cirit atar. Hükümetimiz tavrını ortaya koydu. Buralarda evlerin altında tünellerle birbirine bağlanmamış mıydı evler. Bunlar kendilerine göre mezarlık kurmamış mıydı. Bu mezarlıklarda bunlar mahkemeler oluşturmamış mıydı. Sonunda silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz el ele v erdi. Hep beraber bu işin üzerine gittik ve geldiğimiz nokta ortada. Benim vatandaşıma düşman olanlar bizim de düşmanımızdır. Bunların hepsi ne yazık ki batının oyuncaklarıdır, maşasıdır. Onların verdiği talimatla bunlar hareket ediyorlar.”

“Kuzey Suriye’den saldıranları ‘George’ idare ediyor”

Kuzey Suriye’den Türkiye’ye saldıranların Kürtlük ile ilgisinin olmadığına dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Onların Kürtlükle alakası yok. Onları ‘George’ idare ediyor. Amerika 5 bin tır silahı bunlara teslim etti. Bu silahlar Kilis’teki, Urfa’daki kardeşlerime karşı kullanıldı. Susalım mı, duralım mı, susamayız, duramayız. Bunun gereğini yapıyoruz. Bu ülkede kimse kalkıp da birilerinin talimatıyla bize yön veremeyecek. Gereğini biz yapıyoruz, yapacağız. Afrin’de Zeytindalı operasyonunu yaptık, Allah’ın izniyle bu neticeyi aldık. Mehmedimiz, komandolarımız hep birlikte güvenlik güçlerimiz zaferi yakaladılar.”

“Sıra Kandil’e de gelecek”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sırada salondakilerin “Kandil” diye tempo tutmaları üzerine, “Sabırlı olun. Bazıları Kandil’den atıp tutuyor. Sıra oraya da gelecek” dedi.

“Kürt sorununu çözmeyi başardık”

Analar ağlamasın, ülkenin körpe fidanları teröre gitmesin diye demokratik açılımı, milli birlik ve kardeşlik projesini ve çözüm sürecini devreye aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:

“Bölücü örgütün tüm sabotaj ve ihanetlerine rağmen bu süreci kararlılıkla devam ettirdik. Kültürel haklardan eğitime, yerleşim yerlerinin isimlerinden seçmeli derslere hemen her alanda yüzlerce düzenlemeyi biz hayata geçirmedik mi. Sadece Hak’ka ve halka güvenerek halis niyetle çıktığımız bu yolda hamdolsun Kürt sorununu çözmeyi başardık. 2018’in Türkiye’sinde artık Kürt sorunu diye bir sorun yok. Eski Türkiye’de Kürtlerin kendileri sorun olarak görülüyordu, bugünün Türkiye’si hiçbir vatandaşını sorun olarak görmüyor. Türkiye artık bu tür yersiz kaygıların tamamını aşmış bir ülkedir. Önümüzdeki tek sorun terör sorunudur, onu da çözüyoruz. 780 bin kilometre karenin bir karışında dahi eli kanlı katil sürülerine hayat hakkı tanımayacağız. Hele hele bir dönem olduğu gibi sokak çetelerinin bölge halkına musallat olmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”

“16 yıl öncesine göre daha demokratik bir Türkiye var”

Bir gerçeğin altını bir kez daha çizmekte fayda gördüğüne işaret eden Erdoğan, “Reformlarımız sayesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en büyük demokratik dönüşümünü gerçekleştirmiştir. Vatandaşlarımızın her bir ferdi devletin gözünde eşittir. İnsanlara etnik kökeninden, dış görünüşünden dolayı ayrımcılık yapan devlet anlayışı tedahülden kalkmıştır. Bu devlet artık vesayetçilerin değil, Türk, Kürt ve Laz’ıyla 81 milyonun tamamının devletidir. Bu devlet artık milletin emrindedir. Bu devlet artık milletin iradesiyle kurulan bir devlettir. Her ne kadar muhalefet hazımsızlık duysa da 16 yıl öncesine göre daha demokratik bir Türkiye var. 16 senede bu ülkede darbeciler, terör seviciler dışında hareket alanı kısıtlanan kimse yoktur. 16 yıllık mücadelemizin en büyük kaybedenleri bölücülerdir, FETÖ’cülerdir, milletin sırtına kene gibi yapışan tefecilerdir. Bunların haricinde herkesin özgürlükleri alabildiğince genişlemiştir. Ortalığı ayağı kaldıranlara bir bakın, sadece imtiyazı elinden alınan kesimleri göreceksiniz. Çalışmadan, üretmeden ve hiçbir riski girmeden para kazanmaya çalışmış ve alışmış rantçıları göreceksiniz. Diyarbakır sokaklarında top koşturan çocukları annelerinden kaçıran terör baronlarını göreceksiniz. Camiye giden imamın, esnafın, öğretmenlerin kanını döken canileri göreceksiniz. 15 Temmuz gecesi insanlarımızı vahşice katleden FETÖ’cü hainleri göreceksiniz. Kobani bahanesiyle 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan siyasetçi kılıklı provokatörleri göreceksiniz. 28 Şubat sürecinde kızlarımızı üniversiteye sokmayan faşistleri göreceksiniz. Sadece baskı, zulüm ve dayatmayla milleti hizaya sokmaya çalışanları göreceksiniz. Eski Türkiye’nin artıkları dışında AK Parti iktidarlarından rahatsızlık duyan kimse yoktur. Biz bugüne kadar aydın, sanatçı, siyasetçi, akademisyen görünümlü mankurtlar topluluğunu asla dikkate almadık. Hangi başarıya imza attıysak bunlara rağmen yaptık. Şu gerçeğe gayet iyi biliyoruz, dünyada mükemmel diye bir şey yok. Değişime direnen kaybetmeye mahkumdur. Dünya sürekli değişiyor. Değişen dünyayla birlikte şartlar ve talepler de değişiyor. 16 yıldır hiçbir zaman milletimizin taleplerine kulak tıkamadık. Hangi reformu yaparsak yapalım kendimizi asla mükemmel bir noktada görmedik. Hep daha iyisini ve kalitelisini yapmayı hedefledik. İnşallah yeni dönemde de mevcut kazanımlarımızdan asla taviz vermeden toplumun bütün talebini karşılamayı sürdüreceğiz. Bu 20 günde bölgenin kanaat önderlerinden destek ve yardım bekliyoruz. Bu dava hepimizin davasıdır. Bu davaya hep birlikte omuz verirsek netice alırız. Vermezsek kusura bakmayın o zaman bedelini de hep birlikte öderiz. Demokrasi standartlarımızı çok daya yukarıya taşıyacağız. Ülkemizi ekonomide, ticarette turizm ve altyapıda çok daha ileriye götüreceğiz. Biz yapıyoruz, onlar yıkıyor.”

“Diyarbakır’ın bizi mahcup etmeyeceğine inanıyoruz”

Yakılan yıkılan Diyarbakır’ı yeniden ayağı kaldırdıklarını, inşa ve ihya ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ayrım yapmadan bölgemizdeki tüm mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sizlerin duası ve desteğiyle hiç kimsenin devletimizi girdiği bu yoldan saptırmasına asla izin vermeyeceğiz., CHP zihniyetinin bu ülkeyi eski baskıcı ve antidemokratik günlerine geri döndürmesine izin vermeyeceğiz. 24 Haziran’da sizlerin ülkemiz, milletimiz ve Diyarbakır için en güzel kararı vereceğinize inanıyorum. Siyaset yolculuğuna çıktığımızda gelip Diyarbakırlı kardeşimizin desteğini, hayır duasını almıştık. Şimdi yeni bir dönemin arifesindeyiz bugün de sizlerin çok büyük desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Diyarbakır’ın bizi mahcup etmeyeceğini biliyoruz.”

03 Haz 2018 - 22:00 Diyarbakir- Gündem

Mahreç   Diyarbakır


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.