AKIN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ AÇIKLADI

Saadet Partisi Elazığ İL Başkanı Abdullah Akın Elazığ’ın sorunlarının çözümü için idareceilere çağrı yaptı. Akın,   “Bir idareci  “insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadis-i şerifine inanmış ise, gece başını yastığa koyduğunda “ben yarın bu insanların hangi sorunu çözmeye çalışayım” diye uyuyamaz. Allah bir insana bir mevkide idarecilik nasip etmişse bir tane bile satış yapamamış esnaftan da, elektrik doğalgaz faturasını ödeyemeyen vatandaştan da, işsizlikten bunalıma giren bir gençten de, zavallı bir kuştan da o  sorumludur.  Bu yüzden bir ilin idarecileri bu gerçeği bilerek önceliklerini iyi belirlemelidir. Sizin eğer kentinizde işsizlikten kırılan gençleriniz varsa, siz çıkıp ben buraya en büyük stadyumu yapacağım derseniz  en hafif tabirle abesle iştigal etmiş ve bu milletin parasını israf etmiş olursunuz.”  dedi.  

“Bağ-Kurunu Ödeyemeyen Esnafımız Değil, Bu Zulmü Onlara Reva Görenler Utansın !”

 Hastane caddesi üzerindeki esnaflara yaptıkları ziyaretler ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Akın, “Geçen gün Hastane Caddesi’nde esnaf ziyaretine çıktım. Bir il başkanı ve aynı zamanda bir işadamı olarak onların sorunlarını dinledim. Beni en çok etkileyen tablo neydi biliyor musunuz? Bağ -Kur borcunu ödeyemeyen kronik rahatsızlığı olan bir bayan esnaf kardeşimizdi. Utana sıkıla başkanım iş yok, bu cadde üzerinde 2 hastane kapattılar, müşteri yoğunluğu çok düştü. Bağ Kur borcum 25 bin lira, faiz gelmiş şu kadar olmuş. İnanın söyleyecek söz bulamıyorum, boğazım düğümleniyor. biliyorum ki birçok esnaf kardeşimiz şu anda  bu durumda… Ben buradan tüm esnaf kardeşlerime sesleniyorum, siz değil, size bu zulmü reva görenler utansın. bu zulmü Allah’ın yardımıyla durduracağız size söz veriyorum. Bu durum asla kaderiniz değil. Buna yeter ve dur diyecek yine sizlersiniz. Bunlar sizi önce iş yapamaz duruma getirirler, ardından da sanki suç esnafınmış gibi faizli bir şekilde paralarını tahsil ederler. Zaten AKP’nin görevi faize çalıştırtmaktır.” ifadelerini kullandı

“Bir Gencin Hayalini Yıkmak Ülkenin Geleceğini Yıkmaktır!”

 Elazığ genelindeki genç işsizliğinin çok yüksek  bir düzeyde olduğunu kaydeden Akın, “Gençlerimiz ne diyor;  Bir okul okuyorum ama bir işe girebilecek miyim? Şimdi Elazığımız özelinde baktığınız zaman, bizim gençlerimizin önemli bir kısmı okumayı seven çocuklar. Bu okumuş gençlerimizin Elazığ’da çalışabilecekleri fabrikalar bir elin parmağını geçmez. Benim diyen fabrika bile 3-5 mühendis çalıştıramaz. Mühendisi, matematikçiyi, fizikçiyi, nerde çalıştıracaksın, soruyorum. Gencimiz haklı olarak soruyor niçin bu kadar emek verdim de okudum! Kendi alanında iş bulamayan gencimiz bir bakıyorsun işsizlikten ne iş olsa yaparım diyor. Bu sefer de kimlik bunalımına giriyor. Gençlerimiz, bir ümitle İş-Kur’a başvurup iş hayaliyle sıra beklerken bir bakıyorsunuz kendi adamlarını almışlar. Garibanın çocuğu da cebinde harçlıksız bir şekilde çay ocaklarında oturuyor. Gençlerimiz en üretken çağlarında oturarak körleşiyor. Birde bu çocuklardan devlet olarak kredileri geri ödemesini istiyorsun. İnsanın bunu yaparken yüzü kızarır. Ancak ben Buradan işsizlik ile boğuşan, gelecek ile ilgili bu kaygıları yaşayan tüm gençlerimize ve velilerine söz veriyorum, biz Saadet Partisi olarak sizler için hızlıca hayata geçireceğimiz projeler hazırladık. Bizler Elazığ’ı bir teknoloji  ve üretim merkezine dönüştüreceğiz. “dedi.

“Orta Hasarlı Evleri Bir An Önce Yıkın”

 Orta hasarlı evlerin biran önce yıkılması gerektiğini kaydeden Akın, “Bir vekilimiz çıkmış diyor ki; “Efendim 5 şiddetindeki deprem sonrası orta hasarlıdan ağır hasarlıya dönen evlerimiz var. Demek ki orta hasarlı ev olabiliyormuş” Peki soruyorum 6.8 şiddetinde bir deprem olursa ne olacak? 5 şiddetinde ağır hasara dönüşen bina 6.8  şiddetindeki bir depremde ayakta  kalır mı? Söyleyecek söz bulamıyorum. Bu milleti yanıltmayın rica ediyorum artık ayıp oluyor. Bir an önce orta hasarlı evleri yıkın ve vatandaşımıza hızlıca evlerini teslim edin. Evlerin teslimine gelecek olursak tam bir muamma. Kimin ne dediği belli değil. Vekili ayrı rakam söylüyor, bakanı ayrı, cumhurbaşkanı ayrı. Böyle bir devlet idaresi ne görüldü ne de duyuldu.” İfadelerini kullandı

“TOKİ Yapacağı Evlerin Mimari Projesini, Binayı Yapmadan Önce Vatandaşa Göstermeliydi!”

 TOKİ ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Akın, “Ben şahsen TOKİ’nin reklam için kullandığı evler dışında yaptıkları evleri görünce hayretler içinde kalıyorum. Eğer bu projeler vatandaşlara gösterilseydi ben vatandaşlarımızın bu yapıma müsade etmeyecekti.  Bu evlerin bazılarının ev olmaktan çıktığını artık herkes biliyor. Benim önerim TOKİ projelere başlamadan  mimari projelerini vatandaşlarla  paylaşmalıdır. Bilgisayar ve teknoloji çağında yaşıyoruz. Bir takım bilgisayarlı simülasyonlarla gösterimler yapılabilirdi. Siz böyle büyük bir işe başlarken mutlaka elinizin altında her alana hızlı adapte edilebilir mimari projeleriniz olmalı. Ama maalesef bu eksiklik bile idarecilerin ne kadar yanlış bir noktada görev yaptıklarını gösteriyor. ”dedi.

 “Vatandaştan Tek Kuruş̧ Alınmadan Evler Teslim Edilebilirdi!”

  TOKİ tarafından yapılan konutların vatandaşlara bedelsiz verilmesi gerektiğini vurgulayan Akın, "Mahallelerde hali hazırda imarın izin verdiği kadar kat sayısı yükseltilseydi, 5 kat hak sahiplerine kalan katlar da müteahhitlere kar olarak verilirdi.  Vatandaştan tek kuruş̧ alınmadan belki küçük bir devlet desteği ile evler teslim edilebilirdi. Bunun gibi nice fikirler ancak istişare ile ortaya çıkabilir. Ancak vatandaştan kopuk kendini her türlü öneriden müstağni gören bir anlayışın kadar yanlış̧ bir noktada görev yaptıklarını göstermektedir. Tüm bunlar karşılığında vatandaştan para istenmesi ayrı bir vahim tablodur. Bugün sadece bir köprü ve tünele öz kaynaklarla 2 milyar TL para harcanırken, maalesef maddi ve manevi travmaya girmiş̧ vatandaşlarımızdan ev yapma karşılığında para isteniyor. Hal bu ki 2 milyar TL ye 6000 konut ücretsiz teslim edilebilirdi. Veya tüm konutlar kat artırımı ile  birlikte verilecek müteahhit karı ve devlet desteği ile ücretsiz teslim edilebilirdi. ”şeklinde değerlendirmede bulundu.