BEKTAŞ’TAN KORKUTAN ZİRAİ İLAÇ ÇIKIŞI

Özel Haber: Faik Akgün - Koruk Dambüyük ve Esenkent Köyleri Tarımsal Üretim Kooperatifi Başkanı Gürkan Bektaş, bölgelerinde kullanılan zirai ilaçlara bağlı olarak, kanser vakalarının arttığını ve her evde kanser hastası olduğunu açıkladı

BEKTAŞ’TAN KORKUTAN ZİRAİ İLAÇ ÇIKIŞI
BEKTAŞ’TAN KORKUTAN ZİRAİ İLAÇ ÇIKIŞI
+1
Video için play'e tıklayın

Koruk Dambüyük ve Esenkent Köyleri Tarımsal Üretim Kooperatifi Başkanı Gürkan Bektaş, bölgelerindeki tarımsal üretim şekline dikkat çekti. Bektaş bölgelerinde zirai ilaçların yoğun bir şekilde kullanıldığını ve bun a bağlı olarak kanser vakalarında artış yaşandığını belirtti. Bektaş, kooperatif olarak bu üretim şeklinin değiştirilmesi ve zirai ilaç kullanımının sonlandırılması için çalıştıklarını dile getirdi. Kooperatif olarak bu noktada kat ettikleri mesafelere de değinen Bektaş, kooperatif üyelerinin ilaçsız olarak üzüm ürettiğini ve bu üzümlerden koruk suyu, sirke, orcik ve pestil üretimi yaptıklarını açıkladı. Bektaş, nihai hedeflerinin bir entegre tesis kurarak, bölgelerindeki tarımsal uygulamaları tamamen değiştirerek, organik yöntemlerle üzüm üretimini gerçekleştirmek olduğunu kaydetti.

“Bölgemizde Dünyanın En Kaliteli Üzümleri Üretilmektedir”

Başkan Bektaş bölgelerinde dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiğini kaydederek, “ “ Bölgemizde dünyanın en kaliteli üzümleri üretilmektedir. Barajın yapılması ile birlikte bölgede bir mikro klima etkisi yaşanıyor. Bu da şaraplık üzümlerin çok kaliteli bir şekilde yetişmesini sağlıyor. Ancak bölgede şaraplık üzümde sıkıntı yaşanıyor. O sıkıntıda, ürünün çok olması talebin ise az olmasıdır. Önceki yıllarda üreticilerin üzümleri bağda kalıyordu. Bu da üreticilerin zar etmesine neden oluyordu. Kooperatif olarak yaşanan bu tabloyu ortadan kaldırmak için yola çıktık.”dedi.

“Kullanılan Zirai İlaçlar Hem Bizi Hem De Toprağımızı Zehirliyor”

Bektaş, zirai ilaç kullanımına bağlı olarak, bölgelerindeki tarımsal ürünlerde, zehir bulunduğunu açıkladı. Zirai ilaçların üreticilerin kanser olmasına da neden olduğunu belirten Bektaş bölgelerinde neredeyse her evde bir kanser vakasına rastlandığını vurguladı. Bektaş,” Endüstriyel üretim şeklinden dolayı, bölgemizdeki tarımsal ürünlerde, çok fazla zehir bulunuyor. Bölgemizde, çok fazla zirai ilaç kullanıyor. Kooperatif olarak; bu zirai ilaç kullanımına alternatifler geliştirmeyi başarmaya çalışıyoruz. Bölgemizde kanser oranında çok fazla bir artış var. Kullanılan zirai ilaçlar, hem bizi hem de toprağımızı zehirliyor. Buna rağmen, insanlarımız bu ilaçları kullanıyor. Bölgemizde, normal şartlarda üç defa ilaçlanan bir bağa, tam on kez ilaçlama yapılıyor. Bu ilaçlarında hepsi kanserojen madde bulunan ilaçlardır. Bu ilaçların insanları kanser ettiğine yönelik, dünya genelinde birçok araştırma var. Bu ilaçlar, artık bizi ciddi bir şekilde etkiliyor. Biz bu durumu sonlandırmak için uğraşıyoruz. Bölgemizdeki neredeyse her evde bir kanser var. “ifadelerini kullandı.

“Üreticiler Para Kazanma Adına Sağlıklarını Hiçe Sayarak Üretim Gerçekleştiriyor”

Tarımdan zirai ilaçları kaldırmanın zor bir süreç olduğunu vurgulayan Bektaş, “Alışılagelmiş tarım kültürünü değiştirmek zor bir süreç… Üreticiler daha fazla ve daha kolay para kazanma adına sağlığını da hiçe sayarak bir üretim gerçekleştiriyor. Bu anlayışı değiştirmek için ciddi bir uğraş veriyoruz. Bu uğraşlarımıza bağlı olarak; bazı kooperatif üyelerimiz ilaçsız üretim yapmaya başladılar.” dedi

“Nihai Hedefimiz Üzümün Tam Anlamıyla İşlendiği Ve Ürün Çeşitliliğinin Olduğu Bir Entegre Tesis Oluşturmaktır”

Bir fabrikaları olması halinde tarımsal üretim şeklini rahatlıkla değiştirebileceklerine inandığını dile getiren Bektaş, “Bizim bir fabrikamız olsaydı; kendi üreticilerimize bir sözleşme dahilinde, ilaç kullanımını bıraktırabilirdik diye düşünüyorum. Bu noktada küçük adımlarla hedefimize doğru gidiyoruz. Bu yıl koruk suyu yaptık. Yaptığımız bu koruk sularını sattık. Şimdi de sirke yaptık. Yine bir ortağımız orcik ve pestil yapıyor. Üretim kapasitemizi arttırmayı düşünüyoruz. Çok ciddi bir ilgi de görüyoruz. Üzümü her anlamda işleyerek mamul ürün haline getirmeye çalışıyoruz. Satabilirsek şarap fabrikası kurmayı da düşünüyoruz. Üzümümüz, aslında şaraplık üzümdür. Ancak, satamadığımız için üzümleri işleyerek farklı ürünler ortaya koyuyoruz. Nihai hedefimiz üzümün tam anlamıyla işlendiği ve ürün çeşitliliğinin olduğu bir entegre tesis oluşturmaktır.” ifadelerini kullandı.

“İnsanlar Olarak Bozduğumuz Bu Döngüyü Düzeltmek Zorundayız”

Dünyada bir iklim krizi yaşandığını ve doğal döngünün bozulduğunu dile getiren Bektaş, “Dünyada bir iklim krizi var. Bu kriz, bizim ürettiğimiz ürünlere de yansıdı. Biz 1 Eylül’de hiçbir zaman üzüm toplamazdık. Bizim üzümlerimiz bu yıl neredeyse bir ay önce olgunlaştı. Normal şartlarda, Eylül’ün 25’inde üzümler toplanmaya başlanırdı. Bu durum doğal döngünün bozulduğu anlamına geliyor. Bu yaşanan olumsuzluk, zorunlu olarak, doğamızla olan ilişkimizi bir şekilde düzenlememiz gerektiğini ortaya koyuyor. İnsanlar olarak bozduğumuz bu döngüyü düzeltmek zorundayız. Doğanın dengesini bozduğumuz için, kuraklık yaşanmaya başladı. Bu duruma bağlı olarak rekoltede ciddi düşüşler yaşanıyor. ”dedi

“Bölgemize Karşı Garip Bir Politika İzleniyor”

Bölgelerinin sulama sorunu olduğunu dile getiren Bektaş, bölgelerine su verilmemesinin, bölgelerine karşı izlenen politikanın sonucu olduğunu iddia etti. Bektaş, “Bölgemizde bir sulama problemi de yaşanıyor. İki tane kanalımız bulunuyor. Ancak sadece birinden su geliyor. Bölgemize karşı garip bir politika izleniyor. Buradaki tarım ürünleri sanki su içmiyormuş gibi su verilmiyor. Eğer su verilmiş olsaydı bugün yaşadığımız kayıpları yaşamamış olurduk. Toprak bizim için çok kutsaldır. Bizde toprak haktandır. Diye bir özdeyiş vardır. Biz toprağı canımızdan görüyoruz. Çünkü toprak varlığın kendisidir. Ancak, kar hissiyle toprağa sanki buna hakkımız varmış gibi istediğimiz gibi davranıyoruz. Toprak sadece insana ait değil. Bütün börtü böceğin ve hayvanların da bu toprakta hakkı var.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı

17 Eyl 2021 - 15:05 Elaziğ- Gündem

Mahreç  Günışığı Gazetesi


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.