Birer mozaiğiz

Ali Çoban, “Gelecek nesillere güzel bir Türkiye bırakmalıyız. Bizim savaşımız bu olmalı. Sokaklara çıkmakla, cam pencere dökmekle, insanları tehdit etmekle ne sen kendi kimliğini ispatlayabilirsin ne de hedefine ulaşabilirsin. Bir defa kendi aramızda sosyal barışı sağlamalıyız.” dedi..

Anadolu Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Yayma Derneği Başkanı Ali Çoban, “Nasıl ki Türk Kürde alternatif değilse, Türk de Kürde alternatif değilse, alevi sünniye, sünni aleviye hiçbir zaman alternatif olamaz. Hepimiz bu güzel coğrafyamızın içerisinde birer mozaiğiz.” dedi.

Çoban, yaptığı açıklamada, aleviler olarak devletle, bayrakla, sancakla hiçbir sorunlarının olmadığını söyledi. Alevilerin sadece inançsal yönde bazı sıkıntılarının olduğunu belirten Çoban, şöyle konuştu: “Ama biz bunu uluslararası arenaya taşıma gereği hiç duymadık. Devletimizi ve hükümetimizi bu yönde sarsacak hareketlerde bulunmayı kesinlikle reddettik. Sadece diyoruz ki, gerek Diyanet İşleri Başkanının gerekse sayın başbakanımızın ve Diyanet işlerinden sorumlu devlet bakanımızın zaman zaman talihsiz beyanları bizi üzmektedir. Nedir bu beyanlar, ‘Cemevi camiye alternatif değildir, madem Müslümanlarsa camiye gelsinler.’ Bu talihsiz beyanlar ülkemizin bütünlüğüne zarar verici beyanlardır. İnsanoğlunun ibadet yeri kâinatın kendisidir. Temiz ve pak olan her yerde insanoğlu ibadet etmekte hürdür bu toprakta. Kaldı ki ilgili ayeti kerimede Cenabı Mevla diyor ki: “Beni fazla uzaklarda arama, ben sana senden daha yakınım”. Bu anlamda elbette ki tüm insanların mekânlarına baktığımız zaman hepsine ben saygı duyuyorum, Alevi toplumu da saygı duyuyor. Allah’ın zikredildiği, O’nun peygamberlerinin zikredildiği, şefaat beklediğimiz tek Muhammed Mustafa, O’ndan başka iki cihan serveri de yoktur, O’ndan başka Alevilere rahmet olan bir gül, bir çiçek de yoktur. Bu anlamda biz bunları yaparken bunların yapıldığı mekânlar cami olur mescit olur, Yüce rabbim şahidimdir ki biz sonsuz saygı duyarız. Bir Alevi dedesi olarak zaman zaman Camiye de gidiyorum. Cuma namazlarına, cenaze namazlarına gidiyorum. Bundan gocunmam Çünkü orada Allah’ın ismi zikrediliyor. Benim için kutsal olan budur.

Zaten Sünni kardeşlerimizin de bu konuda sıkıntıları yok. Onlar da zaman zaman cem evlerimize geliyorlar. Onların da bir sıkıntısı yok. Bu sıkıntıyı yaratanlar siyasi rant peşinde koşan insanlardır. Bu toplumu bir şeylere alet etme çabası içerisindeler. Ben her zaman söylüyorum. İbadet mekânları olarak camiler hiçbir zaman cem evlerine alternatif değildir, Cem evleri de camilere alternatif değildir.
Nasıl ki Türk Kürde alternatif değilse, Türk de Kürde alternatif değilse, Alevi sünniye, sünni aleviye hiçbir zaman için alternatif olamaz. Hepimiz bu güzel coğrafyamızın içerisinde birer mozaiğiz. Tek noksanımız olayları bilmemek, etnik kimlikleri bilmemek ve bu kimlik içerisinde de tahammül sınırıdır. İnsanlar birbirine tahammül etme noktasında zorluk çekiyorlar. Bu zenginliklerimizle biz gurur duymalıyız. Niçin bu zenginliklerimizi yıkmaya çalışıyoruz. Birisi kalkar devleti veya hükümeti veya insanları kaosa sürükleyici hareketlerde bulunur. Niye böyle yapıyorsunuz kardeşim? Eğer bir şey isteyeceksen bu ülkenin yasaları vardır. Bu ülkenin meclisi, demokratik hukuk kuralları vardır. Bu kuralları çiğnemeden bu ülkenin geleceğine, bütünlüğüne zarar vermeden hukuksal alanda amacına ulaşırsın. Yakmakla, yıkmakla, öldürmekle ülke insanı zarar görür.

Biz birbirimizi sevmeliyiz. Barış ve kardeşliği geliştirmeliyiz. Ülkemize sahip çıkmalıyız. Gelecek nesillere güzel bir Türkiye bırakmalıyız. Bizim savaşımız bu olmalı. Sokaklara çıkmakla, cam pencere dökmekle, insanları tehdit etmekle ne sen kendi kimliğini ispatlayabilirsin ne de hedefine ulaşabilirsin. Bir defa kendi aramızda sosyal barışı sağlamalıyız. İkincisi ekonomik barışı sağlamalıyız. Alevisiyle Sünnisiyle, Türküyle Kürdüyle Lazıla Çerkezciyle Müslim ve gayri müslümiyle madem bu coğrafyanın insanıysak sevinçte gözyaşında her şeyde biriz. O zaman tek vücut içerisinde tek Türkiyemiz için mücadele vermeliyiz.”