Elazığ'da Mikrokredi Uygulama Merkezi açıldı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ``Dürüstlük ve güvenin`` mikrokredi projesinin özünü oluşturduğunu bildirerek, ``Bu proje sadece ihtiyaç sahibi insana 3-5 kuruş kredi temin etmekle kalmıyor, toplumuzu, milletimizi, devletimizi ayakta tutan iki temel değeri de kurumsallaştırmış oluyor` dedi.

Türkiye Grameen Mikrokredi Programı (TGMP) Elazığ Şubesi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek`in katıldığı bir törenle açıldı. Çiçek, Türkiye`deki 33`üncü şubenin açılış töreninde yaptığı konuşmada, göreve geldikleri günden bu yana ülkenin ekonomik kalkınmasının yanı sıra ekonomik sıkıntılar yaşayan insanları desteklemek için de bir çok projeyi hayata geçirdiklerini kaydetti.

Sosyal politikanın özünde beleşçiliğin olmadığının unutulmaması gerektiğini ifade eden Çiçek, ``Kömür bedava, ilaç bedava, doktor bedava erzak bedava, her şey bedava. O zaman bedavacı toplum oluruz. Halbuki insan çalıştığı nispette insandır. İhtiyacı vardır, bedensel özrü vardır, yapabileceği başka bir işi, gücü, fiziki olarak yoktur ona devlet elini uzatacak ama 20-25-30 yaşında taştan ekmeğini çıkaracak insanlar bunlar, istiyor ki her şey devletten gelsin`` dedi.

Dünyanın hiçbir devletinin bu anlayışla insanlarına iş bulamayacağını ifade eden Çiçek, şunları söyledi: ``Bulduğunu zanneden devletler de battı. Türkiye de zaman zaman batar noktaya geldi. 38 yaşında insanları emekli ettik. Seçim zamanı yaklaştı, oy alabilmek adına devletin bütün kasasını açtık, sonunda kuru naneye muhtaç hale geldik. 1 milyon doları bulamadığımız için petrol tankerinin yüklenemediği dönemleri yaşadık. Bugün bu nesil bunu hatırlıyor mu bilemem? Bizde çeki karşılıksız çıkanı tutukluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti`nin çeki karşılıksız çıktı. Tokyo Büyükelçisi`nin parasını ödeyemedik. Bunları unutmamak lazım. İşin özünde ne var? Beleşçi sosyal politikalar var. Artık bunlar geride kaldı, kalmamalıdır. Türkiye`nin geleceği çalışmaya ve üretmeye bağlı.``
Çiçek, Osmanlı döneminde imkanı olan herkesin vakıf kurduğunu, bugün devletten beklenen bir çok hizmetin o zaman bu hayırsever insanlarca yapıldığını belirtti.

"HAK EDENE, ÜRETENE VERELİM"
Çiçek, projenin dünya çapında uygulamaya konulan bir proje olduğunu söyledi. Projenin uygulandığı 33 il arasında de en başarılı ilin Elazığ olmasını isteyen Çiçek, şunları söyledi: ``Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) bunun için kuruldu. Orada imkan var. Ama bu fonların çok iyi kullanılması lazım. Bunda da zaman zaman bizi sıkıntıya sokan uygulamalar oluyor. Onlardan da süratle vazgeçilmesi gerekir. Hak edene, üretene verelim.
Bu projenin özünde de bir şey var bu çok önemli. Bu, milletimizi ayakta tutan iki temel değerdir.Bunlardan bir tanesi güvendir. Teminat, ipotek, kefil, icra, mahkeme yok. Parayı isteyen insana güveniyor. Bunun özünde de dürüstlük var. Eğer dürüstlük olursa bir ülke kalkınmak için gerekli alt yapıyı sağlamış demektir. Dürüstlük ve güven bu projenin özüdür. Demek ki bu proje sadece ihtiyaç sahibi insana 3-5 kuruş kredi temin etmekle kalmıyor, toplumuzu, milletimizi, devletimizi ayakta tutan iki temel değeri de kurumsallaştırmış oluyor.``

"AMACI DIŞINDA KULLANILDI"
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu da mikrokredi uygulamasını hükümetin sosyal politikaları ile örtüştüğü için benimseyip önemsediklerini söyledi.
SYDV`nin Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal`ın başbakanlığı döneminde kurulduğunu anımsatan Aksu, ``Bu fon Özal`dan sonra maalesef amacı dışında kullanılmaya başlandı. Fonda toplanan paralar başka yerlere aktarıldı ve para azaldığı az para gitti şubelere. Gidince de az insana yardımcı olundu. İşte biz yeniden fonun amacına uygun kullanılmasını sağladık. Fonun kaynaklarını arttırdık. Böylece ilk planda en önemli bir sosyal politika aracı olarak mevcut fonu, yasayı, vakıfları çalışır hale getirdik`` dedi.
Aksu mikrokredi uygulamasının tüm yoksulluğun azaltılmasında bir yol, yöntem olduğunu, kendi çapında, karınca kararınca faydası olduğunu sözlerine ekledi.

"ORMANLAR ARTTI"
Elazığ Valisi Muammer Erol da mikrokredi uygulamasının kentteki insanların ``Devlet Elazığ`a çok güzel şeyler yaptı. Bölge müdürlükleri açtı ama bizi memur ve işçi olmaya alıştırdı. Esnaflık, müteşebbis kültürünü yok etti. Biz de iki kişi bir araya gelip bir iş yapma konusunda bir mesafe alamadık`` şikayetlerini kökünden halledecek bir girişim olduğunu söyledi.
Projenin para olarak çok şey olmadığını ancak 5 kadının bir araya gelmesi şartının önemli olduğunu ifade eden Erol, ``Dolayısıyla bir araya gelerek üretmek için atılan bir adım. Bir araya gelmeyi, üreterek bir şeyler kazanmayı, hayat standardımızı değiştirmeyi, yoksulluktan kurtulmayı öğretecek bir adım. Onun için önemsiyorum`` dedi.
Vali Erol, kentte ormanlık alanların büyümeye başladığının görüldüğünü de belirterek, şöyle konuştu:
``Bu nasıl oldu? Arkadaşların ortak kanaati şu: Hükümetimizin 6 yıldır başlattığı SYDV aracılığıyla kömür dağıtımı işi, ormanlarımızı kurtarmış. Zaman zaman küçümsenen `ti`ye alınan bu kömür dağıtma meselesinin hiç görmediğimiz ancak gezerek görebileceğimiz bir faydasını da yakından gördük, müşahede ettik ki başlı başına bu dahi SYDV`nin ne büyük hayırlara vesile olduğunu ortaya koyuyor.`` 

"GERİ DÖNÜŞÜM YÜZDE 100"

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevvelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül de mikrokredi projesinin dar gelirli vatandaşların küçük bir sermaye verilerek kendi kendilerine gelir getirici bir faaliyette bulunmalarına olanak sağladığını söyledi.
Akgül, ``Türkiye`de kefalet, icra, mahkeme olmadan dağıttığımız kredilerin geri dönüşümü yüzde yüz`` diye konuştu.