Hastaneler arasında haksız rekabet!

Vedat YETİK
Elazığ Medical Park Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ahmet Mamur, devlet hastaneleri ile özel hastaneler arasında haksız rekabet yaşandığını söyledi.

SGK tarafından yapılan son düzenleme ile katkı payı ücretinin devlet hastanelerinde 8 TL, özel hastanelerde ise 15 TL olduğunu hatırlatan Mamur, katkı payına karşı olmadıklarını ancak bu rakamın makul bir fiyatta olması gerektiğini söyledi.
15 TL gibi bir rakamın özellikle asgari geçim seviyesinde olan insanlar için büyük bir rakam olduğunu kaydeden Mamur, olayın bir de sektörel yönünün bulunduğunu ifade etti.

Mamur, şunları söyledi: “Kamu ile aramızda fark olmasını haksız bir rekabet olarak düşünüyoruz. Çünkü biz tüm dinamiğimizi kendi içimizde üretiyoruz. Vergimizi veriyoruz, maaşlarımızı ödüyoruz. Demirbaşımızı alıyoruz. Binamızı yapıyoruz ama kamuda bir kısım kaynaklar devlet tarafından verilmesine karşın orada katkı kapı ücretinin 8 lira olması bizde ise 15 TL olması haksız bir rekabet getiriyor. Kalitenin artması için muhakkak bir yarışın olması gerekiyor. Kamuda da özelde de bu böyle. Gecikmiş olaylar bunlar ülkemiz için. Çünkü Türkiye henüz hak ettiği yatak sayısına kavuşmuş değil. Zaten tedavi giderleri olarak görebileceği en dip noktayı gördük.
İşte bugün katkı payı ücreti 15 liraya çıktı yarın kaç liraya çıkacak. Sosyal güvenlik açığını kapatalım düşüncesine saygı duymakla birlikte yöntemin bu olmadığını savunuyoruz. Biz bu yüzden yatırım yapamıyoruz. İstihdam yapamıyoruz.

Sektör içinde resmi rakamlara göre kabaca 50 binin üstünde insan çalışıyor. Buna hekimleri de eklediğiniz zaman inanın çok büyük kamalara ulaşıyoruz. Bu insanlar hakkında yapacağımız hertürlü yatırım, onlara ödeyeceğimiz maaş, tamamen hastanede oluşmuş iş yüküne ve ciroya göre değişiyor. Biz batıdakiler gibi fark da alamıyoruz. Batıdaki hastanelerde hastalardan ciddi rakamlar fark olarak talep ediliyor, hasta da bunu ödüyor. Biz doğuda bunu da yapamıyoruz. Biz tamamen devletin verdiği ile bu işi çevirmek gibi bir mecburiyetimiz var. Olaya bu açıdan baktığımız zaman sektörün önünü açabilmek ve bu sektörde kaliteli yatırımın yapılması için gerekli vizyonu bize sağlamak zorunda. Bizim bakanlıktan istediğimiz bu. Bir şey üzerinde anlaşırsak, anlaşılan şey üzerinde istikrar olur. Nahoş bir durum varsa, devleti sıkıntıya sokan kurumlar varsa bunları en sert şekilde cezalandırsınlar ve ilan etsinler. Ama birileri bunu yapıyor diye koskoca bir sektörü zan altında bırakmak çok sıkıntılı bir durum. Çünkü bizler kendi iç dinamiğimizi üretiyoruz. Devlete olan vergimizi ödüyoruz. Ve yüzde yüz resmi çalışan bir kuruluşuz. Çünkü fatura kesmediğiniz zaman zaten devletten bir şey alamıyorsunuz.”

“Hastalıklar erken teşhis edilmeli”
“Hasta sayısı bakımından şuanda ayakta hasta grubumuz yüzde 30 ile yüzde 35 arası azaldı. Bu ciddi bir rakam. Fakat yatak ve ameliyatlar noktasında insanlar gerçekten rahatsızlandıkları zaman hiç birşeyden sakınmıyorlar. Onlar zaten tam isabet kaydediyor. Geliyor, tedavisini oluşuyor, yatışını yapıyor, ameliyatını veya müdahalesini alıp gidiyor. Bu noktada problemimiz yok. Fakat ayaktan hastanın kesilişinin şeyle bir riski var. Var olan hastalıkların erken teşhisinin erken yakalanmasının, biz hep şu yanlışı yapıyoruz. Sadece hastalandığımız zaman doktora gidiyoruz. Yani siz ayda bir 3 ayda bir sağlık kontrolünüzü yapmak zorundasınız.”