Şeref Tan'ı saygıyla anıyoruz

Elazığ’ın yetiştirmiş olduğu değerli şair ve yazar Şeref Tan, vefatının 21. Yılında anıldı.

Elazığ’ın yetiştirmiş olduğu değerli şair ve yazar Şeref Tan, vefatının 21. Yılında anıldı.

Elazığ Manas Yayıncılık tarafından düzenlenen anma programına merhum Şeref Tan’ın ailesi, yakınları, arkadaşları ve sevenleri katıldı.

Programda konuşan Eğitimci Yazar Bedrettin Keleştimur, yakın arkadaşı Şeref Tan ile ilgili duygularını paylaştı.

Şeref Tan’ın bir Harput Beyefendisiydi olduğunu belirten Keleştimur, şöyle konuştu: “Gurbetle birlikte bir güzel dostu özledim. 1995 yılının Kasım ayının 28’inde aramızdan ayrılmıştı…Aradan 21 yıl geçmiş. Zaman su gibi akmış. Hatıraları hala o kadar canlı ki, bakışları o kadar cana yakın, Sözleri o kadar vefa dolu ki, bizleri ‘gurbette bırakarak gittin.’ Vefasız ve de acımasız olan şu dünya da; tebessüm eden dost yüzünü özledik. Artık günümüzde unutulmaya yüz tutan; nüktelerini, mizahı özledik. Kalemin, “akla, vicdanlara, yüreğe hükmeden…” gücünü özledik. Dilin, sanatın, marifetin birleştirici rolünü özledik. Alperen ruhlu bir gönül insanı, “aksaçlı-bilge kişi…” Şeref TAN’ı özledik. Bugün o özlemi birlikte yâd edeceğiz.

Rahmetli Şeref Tan, bir Harput Beyefendisiydi. Rahmet Mekân Şeref Tan, eserinin önsözünde; Gurbet çekenler yahut ‘ökseye tutulmakla’ ‘Ösgemek’ arasındaki bağıntıyı farkedenler, bu ilk kitabım, ‘ağuz’ gibi tad alarak özümsediğim ve anamın ak südü gibi helal ‘Harput Ağzı’nan yazmama hak vereceklerdir.” Fikret Memişoğlu’ndan sonra Harput Ağzı’na hakim, mahalli deyimleri, atasözlerini mısralarında en iyi şekilde serpiştiren ve kullanan mahalli kültürümüzün belki de son halkası diyebiliriz.

Şeref Tan’da, Hacı Hayrilerin, Hafızların yaktığı kadir şinaslık ateşi ‘gönülleri bir hoş’ ediyordu. ‘Delilo ve Çayda Çıra’oyununu, o ne güzel figürlerle musikinin ahengiyle birleştiriyordu. Şavkıyan Elazığ’dır, şimdi ‘Çaydaçıra’dan Hele, rahmetlinin Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’ nun ardından yazdığı şiir…

O’ nun ne denli usta bir sanatçı olduğunu ortaya koyduğu kadar Alperenlik ruhunun fışkırışına şehadet eder.

1990 Nisan’ından itibaren Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyet Başkanlığına getirilen Şeref Tan, Elazığ Mahalli Basınında üstün şahsiyeti, mütavazi kişiliği, toparlayıcı yapısıyla kısa bir sürede basınımızın yüz akı oldu. O, engin tecrübesini, birikimini, fikri olgunluğunu karizmasıyla geniş kitlelere taşıdı. Sözlerimizin başında belirttik. O bir mizah ustasıydı. Nüktelerinin hiciv yönü bir balyoz ağırlığındaydı.

Hele, ‘Harput Ağzıyla’ bunu tatlandırınca; hem ders veriyor, kırmadan ve incitmeden haddinizi bildiriyor, hem de dilimize yeni çeşniler kazandırıyordu..

Şeref TAN’ın vasiyeti ve son mısrası, onu sanatta olduğu kadar, İman ve ihlâs noktasında da yerli yerine oturtuyordu. İnanmıştı, “Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber” ifadesindeki, Hak davasına hak yürüyüşüne inanmıştı. Kendisinin de ifade ettiği gibi, “Sac tava gelir, hamur biter. / İş tava gelir, ömür biter.”

Yeni eserlerinin / yeni çalışmaların son rötüşlerini yapıyordu. ‘İş tava gelir, ömür biter.’ diyordu. Tan; öyle oldu. Ama eserleri sanatçı dostları, yarenleri bir bayrak misali yere düşmemeye and içmişlerdi...

Son günleriydi. Nazım Payam ile birlikte hastahaneye koştuk .. Elimi başına koydum. Soğuk terler geliyordu. Bizleri görünce tebessüm etti. Biraz kalmamız için işaret etti. Üzgündük!. Beynimiz uğuldamaya başlamıştı. Bizlere soluklandığı son cümleler hala içimizi kemirir durur; ‘yorgunum, artık dinlenmek, uyumak istiyorum’

1980’li, 1990’lı yıllar; Basınımızda, “Şeref Tan’la…” birlikte olduğumuz yıllar.

Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptığı yıllar. Turan Gazetesi’nde, “yazdığı yıllar!” O isimde, “birleştirici…” bir ruh ve bir iklime şahit oluyoruz. O yıllarda, “edebi mahfil…” oluşuyordu. Özellikle de, “basınımızda…” birliktelik vardı; O birliktelik, şehrimize de, “dinamizm…” kazandırıyordu. Şehir, daha aktif roller üstleniyordu. Profesyonel anlamda, “kitap fuarı…” gerçekleşiyordu!

Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları bu yıllarda başlayacaktı. EMK, şehrin en canlı ve verimli; “sivil okuludur. FHG Cemiyeti, “en verimli dönemlerini…” yaşamaktadır. Güzel yıllar, “hatıralarıyla…” hafızalarımızda. Bu şehrin, “iz bırakan…” gönül insanı Şeref Tan’ı rahmetle anıyoruz. 19 Kasım 2016 Günü Saat 13.00’de bir anma programı hazırlayan; Manas Gönül Evi’ne de, şükranlarımı iletiyorum. Hayat, “vefalı dostlarla…” daha güzel ve daha anlamlı.

Programda ayrıca Şeref Tan'ın yakınları ve arkadaşları da duygu ve düşüncelerini dilye getirdiler.

19 Kas 2016 - 13:55 Elaziğ- Gündem

Mahreç  Elaziğ Güncel


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.