Türkiye'ye hükmetmek istediler

AK Parti Elazığ Milletvekili Metin Bulut, Türkiye’de yapılan tüm darbe girişimlerinin amacının ülkeyi kontrol altında tutarak, rahatlıkla hükmetmek olduğunu ifade etti.

Darbe girişimi yapılırken maşaların değiştiğini ancak maşayı tutanların aynı kişiler olduklarını söyleyen Bulut yapılan her darbe girişiminin yönteminin farklı, amaçlarının aynı olduğunu dile getirdi.

15 Temmuz darbe girişimindeki son maşanın ise paralelin ihanet çetesi olduğuna dikkat çeken Bulut, uzun süredir Türkiye için açık tehdit haline gelen Fethullah Gülen’nin paralel yapının terörist başı olduğunu aktardı.

 

Darbe girişimi sürecinde ülke ekonomisinin de tahmin edildiğinden çok daha güçlü olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Bulut,  Türkiye’nin bir yara aldığını bu yaranın ise çok kısa bir sürede pansuman edilebileceğini söyledi.

Geçmiş darbe dönemlerinde her şeyin alt-üst olmasının en temel sebebinin güçsüz ekonomiden kaynaklandığına aktaran Bulut, 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’nin güçlü ekonomisi sayesinde büyük yara almadan süreci atlattığını ifade etti.

 

Yaşanan süreçte büyük acılar yaşandığına vurgu yapan Milletvekili Bulut, tüm acılara rağmen olayların sonucundaki hayırlara da talip olduklarını belirtti.

Devlet Millet kaynaşmasının her kesimi içine alarak büyüdüğünü görmenin kendisine heyecan verdiğini kaydeden Metin Bulut, her şeyin çok daha iyi olacağını Türk milletinin bunu hak ettiğini söyledi.

İdamla ilgili olarak da Anayasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu da aktaran Bulut, yakın tarihte bu konunun mecliste gündeme geleceğini vurguladı.

Metin Bulut: Tarih sahnesine çıktığımız ilk günden bugüne engellemelerle, ihanetlerle ve darbelerle sınanıyoruz. Bu sebeple ayaklarımızı nereye bastığımızı asla unutmamalıyız. Bu mübarek toprakları kazanmanın bir bedeli var, üzerinde yaşamanın bir bedeli var. Bu bedeli geçmişte ödedik ve ödemeye devam ediyoruz.

Ne ilk karşılaştığımız saldırıdır bu ne de son olacak. Her darbe yürüyüşümüzü durdurmak ve önümüzü kesmek için içerdeki hainlerin ve dışarıdaki düşmanların ittifakıyla gerçekleşmiştir. Dikkat edilirse ülke ne zaman demokratik alanda, ekonomik alanda ve istikrarlı büyüme yolunda toparlanmaya başladığında bir takım mihraklar harekete geçiyor. Ve ne zaman ayaklarımızın üzerinde durup kendi kaderimizi takdir hakkımızı kullanma yoluna girsek içerdeki ve dışarıdaki hain eller devreye giriyor. Farklı araçlarla aynı amaç için saldırıyorlar. Her darbe ve darbe girişimi yolu-yöntemi ve karakteri açısından birbirinden farklıdır. Ancak amacı birdir. O amaç şudur: Kontrol altında tutabilecekleri ve rahatlıkla hükmedebilecekleri bir Türkiye. Maşalar değişiyor. Maşayı tutanlar aynı. Son maşa, paralel ihanet çetesi. Uzun süredir ülkemiz için açık tehdit haline gelen paralel yapının terörist başı F. Gülen’in -robotlaştırdığı, mankurtlaştırdığı- apoletli köleleri Türkiye düşmanlarının elindeki son maşadır. Devletten çaldıkları imkânlarla millete saldırmaktan imtina etmeyen bu köleler ve işbirliği yaptıkları farklı öbeklerden apoletliler adeta hipnoz olmuşçasına millete acımasızca saldırdı. Maşa, ayan beyan ortada. Maşacılar ise bize bir yandan akıl veriyor ve bir yandan da suyu bulandırmak için tiyatro, her şey tiyatro diyor- dedirtiyor. Uluslararası basının tavrı her şeyi özetliyor aslında.

Metin Bulut: “Onlar bir tuzak kurdular. Onlar fark etmeden Allah’ta onlara bir tuzak kurdu.” Biz inancımız gereği her başarıyı Allah’tan biliriz. Ondan sonra sebepler üzerinde yorumlarımızı yaparız. İşgalci cuntacı hainler “milletin ferasetini” ve “Cumhurbaşkanımızın üstün liderliğinin etkisini” hesaba katmadılar. Daha birçok haklı sebep sıralanabilir. Temel iki sebebin yukarıda beyan ettiklerim olduğunu düşünüyorum. Bir işgal ve cunta girişimi Anadolu İrfanı karşısında hezimete uğramıştır. İşgal girişimi, hayatı pahasına dimdik ayakta duran ve Millete yol gösteren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayeti karşısında hezimete uğramıştır.

Metin Bulut: Darbe girişiminin başladığı anlarda bir bakan yardımcımızla birlikteydim. Eski Kalkınma Bakanımız, Genel Başkan Yardımcımız Cevdet Yılmaz Bey’de bize katılacaktı. Kendisini bekliyorduk. Tam o anlarda uçaklar alçak uçuşa geçmişti. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Kısa bir süre sonra bunun bir darbe girişimi olduğunu anladık. Olduğumuz yeri hemen terk ederek doğruca olmam gereken yere meclise geçtim. Bulunduğum yer meclise yakındı.  Meclise geldiğimde henüz kimse gelmemişti. Bir süre sonra milletvekillerimiz gelmeye başladı. Genel Kurul Salonuna geçtik. Az sonra havadan Meclisimiz bombalanmaya başladı. T.B.M.M tarihinde ilk defa bombalandı. Ardı ardına çok şiddetli patlamalar oldu. O an da Allah-u Ekber diye haykırdım. Bambaşka bir ruh hali çökmüştü üzerlerimize. Hiçbir arkadaşımızın yüzünde korkudan en küçük bir iz yoktu. O an orda olan Milletvekillerinin kararlılığı ve cesareti gerçekten görülmeye değerdi. Sonradan ortaya çıkan görüntüler bu dediklerimi açıkça ortaya koyuyor.

Metin Bulut: Darbeler ve girişimler bu ülkenin ekonomisinden çok şey aldı götürdü. “28 Şubat Post Modern Darbesinin” maliyeti 28 Şubat Komisyonun beyanına göre “381 Milyar dolar.” Bu bir darbeydi. Bir de 17-25 Aralık darbe girişimine bakalım: Cumhurbaşkanımızın beyanıyla bu girişimin ülkemize verdiği zarar 120 Milyar dolar. Rakamları telaffuz etmek dile kolay. Düşünün bir “e-muhtıranın” bu ülkeye bedeli 5 Milyar dolar. Son darbe girişiminin bir hafta da borsaya verdiği zarar 80 Milyar lira.  TSK envanterine kayıtlı araçlara, kamu mallarına ve özel mülklere verilen zararlarla birleştirdiğinizde 100 Milyar lira. Bunlar ilk tespitler. Tabi bir de sermaye çevrelerine etki edebilecek psikolojik bir maliyeti var. Bunun etkilerini uzun vadede görebiliriz. Tabi bundan sonra alacağımız önlemlerle bu durumun verebileceği zararları minimize edeceğiz. Bu süreçte şu açıkça görülmüştür ki, ekonomimiz tahmin edilenden çok daha dayanıklı ve çok daha güçlü. Bir yara aldığımız doğru ama biz bunu rahatlıkla pansuman edebilecek güçteyiz. Bu darbe girişimi sonucunda ekonomimizin olağan üstü etkilenmemesinin ekonomi politikalarımızla ve büyüklüğümüzle direk bir ilgisi. Geçmiş darbe dönemlerinde her şeyin alt-üst olmasının en temel sebebi ekonomik güçsüzlüktü. Güçlü ekonomimiz sayesinde büyük yara almadan atlattık.

Metin Bulut: Bu olaylara karışan asıl faillerin idamı hak ettiğiyle ilgili bir fikir birliği var. Meydanlardaki idam talebi bu ortak fikrin tezahürüdür. Cumhurbaşkanımızın bu talepler karşısında hukuk devleti vurgusu yapması önemlidir. Meclisi işaret etmesi ve oradan gelince yasal düzenlemeyi onaylayacağını beyan etmesi önemlidir. Nihayetinde siyasetin merkezini halkın talepleri belirler. Bu konu Anayasal düzenleme gerektiren bir konu. Ayrıca,  hukuk içinde teknik boyutları olan bir konu. Alınan kararların geriye doğru uygulanabilirliği tartışmaları gibi teknik boyutları var. Yakın zamanda bu konu mecliste tartışılmaya başlanacak,  konu her boyutuyla tartışılacak ve nihayetinde gereken yapılacaktır.

Metin Bulut: ‘Olanda hayır vardır’ der eskiler. Tüm acılarımıza rağmen olanların sonucundaki hayra talibiz. Devlet-Millet kaynaşmasının her kesimi içine alarak büyüdüğünü görmek bana heyecan veriyor. Her şeyin çok daha iyi olacağını umut ediyorum. Milletçe bunu hak ettiğimizi düşünüyorum. Her şeyin en iyisini.