Yılmazçelik MÜSİAD'ın konuğu oldu

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Elazığ Şubesinin Bu Haftaki Dost Meclisi toplantısına Tarihçi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik konuk oldu.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Elazığ Şubesinin Bu Haftaki Dost Meclisi toplantısına Tarihçi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik konuk oldu.

MÜSİAD Elazığ Şube Başkanı Hasan Uzun, Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik hakkında kısaca bilgi verdi. Tarih çalışmalarının öneminden bahseden Yılmazçelik, tarihini bilmeyen milletlerin büyük hatalara düştüklerinin söyledi.

Tarihi dönemler İçerisinde Doğu Anadolu Üzerine bazı tespitler konusunu ele alan Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, Doğu Anadolu’nun tarihini, milattan önceki dönemden başlayarak günümüze kadar özetledi. Tarihi dönemler içerisinde Anadolu’nun büyük bir jeo-politik öneme sahip olduğunu belirten Yılmazçelik, Dünya Hakimiyetinin yolunun bu bölgeye hâkim olmaktan geçtiğini; Anadolu’ya hâkim olmak için ise Doğu Anadolu bölgesine hâkim olmak gerektiğinin altını çizdi.

Geçmişten günümüze değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, Anadolu hâkimiyetinin 1071 Malazgirt ile başladığını bundan önceki dönemler için kesin değerlendirmelerde bulunmanın zorluklarından bahsetti. Yılmazçelik, Anadolu’ya Türklerin büyük kitleler halinde geldiklerini, kısa bir zamanda buraya kendi damgalarını vurduklarını ve Anadolu’yu yurt haline getirdiğini söyledi.

Osmanlı dönemine kadarki tarihi hadisler hakkında kısa bir özet yaptıktan sonra ağırlıklı olarak Doğu Bölgesinin Osmanlı Devletinin eline geçmesine vesile olan 1514 sonrası gelişmeleri ayrıntıları ile anlatan Yılmazçelik, 1516 yılında Osmanlı Devletinde yeni teşkil edilen Diyarbekir Eyaleti ile bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bu eyalet içerisinde teşkilatlandırıldığını ve bunun sınırlarının Kuzey Irak ve İran’a dayandığını, daha sonra yeni eyaletlerin kurulması ile bu sınırların küçüldüğünü söyledi.

Osmanlı döneminde Diyarbekir eyaletinin idari taksimatı hakkında bilgi veren Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, Diyarbekir Eyaleti içerisinde Kürdistan tabirine rastlanmadığının altını çizdi. Osmanlı belgelerinde geçen Kürdistan tabirinin daha ziyade İran ve Irak arasındaki dağlık bölgeyi ihtiva ettiğini ve Osmanlı Padişahlarının da bu ayrımı yaptığını belirterek, Kanuni’nin Fransa Kralına hitaben gönderdiği fermana özellikle vurgu yaptı. Diyarbekir adının Arapçadan, Amid adının ise Roma-Bizans İmparatorluğundan geldiğini söyledi.

Osmanlı devletinin 17.yüzyıldan sonra bütün ülke genelinde kurumlarda başlayan sıkıntıların kendisini Doğu bölgelerinde de hissettirdiğini belirtti. Özellikle İdarede meydana gelen sıkıntılar yöneticilerin sık sık değişmesi ve keyfi davranışlarının çok etkili olduğunu belirtti. Bu sıkıntıların en önemlisinin ise bölgeden vergi ve asker alımında karşılaşılan sıkıntılar olduğunu söyledi.

1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanın, Diyarbekir Eyaletinde ancak 1845 yılında uygulamaya konulduğunu söyleyen Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, bunun sebebinin ise bölgede bulunan mahalli beylerden kaynaklandığını belirtti. Yılmazçelik, 1848 yılında Diyarbekir eyaletinin yeniden teşkilatlandırıldığını ve Harput eyaletinin kurularak, Dersim Sancağının oluşturulduğunu, ancak bu idari düzenlemenin bölgenin gerçek yapısını yansıtmadığından dolayı 1867 yılında kaldırılarak, idari taksimatın yeniden tanzim edildiğini söyledi.

Doğu bölgesi üzerindeki emperyalist devletlerin çalışmalarının ve emellerinin tarihinin çok eski olduğunun altını çizen Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşayanların bir karar aşamasında olduklarının altını çizerek konuşmasını tamamladı.

Toplantı Sonrasında MÜSİAD Elazığ Şube Başkanı Hasan Uzun, Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik,’e MÜSİAD Yayınlardan oluşan bir çanta takdim etti. Toplantı toplu resim çekimiyle son buldu.

20 Eyl 2015 - 18:12 Elaziğ- Gündem

Mahreç  Elaziğ Güncel


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.