ELAZIĞ STADINI İSTİYOR!

Yeni stat mı, eskisini revize etmek mi?

Eskisini büyütmenin zamanı geçti artık lige yetişmez. Geçen yıl olduğu gibi stadı inşaat haline sokarak takımı şehir şehir gezdirmek intihar olur. Öyleyse tek yol kalıyor; ya yeni bir stat yapılacak, ya da bir süre beklenecek. Gelecek hazirana kadar… Hükümet kanadı Elazığ’ın istemesi lazım ki yapalım, diyor. Bu cümleyi pek anlayamadık. Elazığ’ın istemediğini kim söyledi? Elbette şehir yeni, geniş bir stad istiyor. Hatta şehrin güzel görünmesine katkıda bulunacak bir stad… Son durum öyle gösteriyor ki; Elazığ bir süre daha statsız kalacak. Ne kadar sesimizi yükseltsek de stadın sürüncemeye bırakıldığı açık… Ama ben bir daha kamuoyundan ses yükseltmeyi bekliyorum. Hem de gür bir ses…. Bu kez sesimizi sağır sultan duysun! Sağır sultan duyduğu halde yetkililer duymazsa demek ki Elazığ’ın hükümetteki ağırlığı bu kadarmış! Yapacak bir şey yok! ADALET Vatandaşın biri bahçesinde otururken güpegündüz evine hırsız girer. Oğlu içerde hırsızla yüz yüze gelir. Hırsız yakalanır polis çağırılır. Hırsız, polis gelmeden önce bir fırsattan istifade ederek kaçıyor. Vatandaş hırsızın evini ailesini tanıyor. Nerde oturduğunu biliyor. Polis geliyor şikâyet ediliyor. Karakolda barıştırılarak yollanıyor. Hırsızın yaşı küçükmüş, zaten hapse girse de hemen çıkarmış, gibi bahanelerle işlem yapılmadan herkes evine yollanıyor. … Bir başla vakada bayan dört çocuğu ile gecenin bir yarısında hırsızla karşılaşır. Hırsız bağrışmalara karşılık tehdit ediyor ama aile imdat istemeye devam eder. Allahın bir kulu yardıma gelmez. Hırsız yakalanacağını anlayınca kaçar. Daha sonra karakolda yüzleşmeye aile çağrılır ve hırsız tespit edilir. Mahkemeye sevk edilir, tutuksuz yargılanmak üzere bırakılır. Hırsız ve ailesi her gün zavallı kadını tehdit ederler. Evine kadar gelir davadan vazgeçmesini, yanlış gördüğünü söylemesini isterler. Kadın tehditlere daha fazla göğüs geremez ve gider karakola dilekçe verir. Yanlış gördüğünü söyler. Hırsız hiçbir ceza almadan yeni soygunlara hazırlık yapar. … Daha sayalım mı? Motorları çalınıp, telefonla para isteyen hırsızlar… Araba çalarak bir miktar para isteyenler… Bu noktada ne polis, ne de Mahkeme suçlu. Onlar ellerindeki yasaların gereğini yapıyorlar. Hırsızlığın cezasının Türkiye’de çok az olduğunu bildikleri için toplumsal barışı böyle sağlamaya çalışıyorlar. Yasalar niçin yapılır? Hırsızı yakalamak cezalandırmak için mi? Korumak için mi? Yoksa yasalar imtiyazlı sınıfları korumak için mi? Sadece imtiyazlıları… Bu gün Türkiye’de toplumsal olayların meydana gelmesinin ana nedeni adaletsizlik değil mi? Toplumsal suçları işleyenlere karşı kendi vatandaşını koruyamayan bir devlet ne kadar sosyal devlettir? Öncelikle sosyal adaletsizliği ortadan kaldırmak gerek. Bu adalet sağlandığı zaman suç işleyenlere ağır cezalar verilmesi takip etmeli! Bütün bunlar sağlandığında sokaklarımız geceleri korku tünelleri olmaktan çıkmaz mı? Yoksa böyle gelmiş, böyle gitmeye devam eder… Hırsızlığın artık meslek olduğu bir ülkede, vatandaş nasıl önlem alacağını bilen varsa lütfen söylesin! ELAZIĞSPOR’DA NELER OLUYOR? LİGDE KALMAYI BAŞARAN Elazığspor, lig bitiminden bugüne kadar ne yapmak istediğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Hala bir teknik direktör bulamayan takım, genç isimleri transfer etmeye devam ediyor. Teknik direktör geldi gelecek diye nerdeyse bir ay geçti. Başından beri yabancı teknik direktöre karşı olduk. Şimdi hala yabancı teknik direktörde ısrarlı bir politikayla haşmetlinin gelmesi bekleniyor. Bu ne büyük bir adam ki, böyle gelmeyi erteleyip duruyor. Ve hala ısrarla adamın geleceği günü bekliyoruz. Bana göre Elazığspor bu yıl iki seçenekli bir yola giriyor. İkisi yolun da yüzde elli şansı var. Şayet genç takımla ligde kalırsa gerçekten artık uzun yıllar kalıcı olur . Yok, maya tutmazsa, ver elini birinci lig. Büyük bir risk ama ben de aynı görüşteyim. Teknik direktör tercihi hariç, takım kurmada genç yeteneklerle fazla bütçeyi aşmadan lige girmek en akıllı stratejidir. Çünkü büyük paralarla getirilen isimler doğuda verimli olmuyor. Bir iki hafta sonra biri izinli, biri sakat ve takım yine yedeklere kalıyordu. Geçen sezona dikkat edin; biz büyük umutlarla transfer ettiklerimizle ligde kalmadık. Tam tersi genç ve hiç umut etmediğimiz oyuncuların sayesinde ligde kaldık. Takım kamp dönemine girmiş hala hocası yok. Transferler hala tamamlanmadı. Takım darmadağın. Ama yönetime bakıyorsunuz, her şey güllük gülistanlık. İnşallah onların dediği gibidir. Biz dışarıdan manzarayı böyle görüyoruz. Teknik direktör konusunda inattan vazgeçip yerli hoca getirmeleri halinde tercih ettikleri politika doğru olduğuna inanıyorum. Ama artık çok bekledik, ne yapılacaksa yapılsın, bir an önce takım bir araya getirilerek kampa girsin. Çünkü önümüzde zaman kalmadı. Ramazandan sonra ligler başlıyor. Bu süre içerisinde oyuncuların birbirini tanıması, uyum sağlamaları mümkün değil. Böyle olunca ligin en başında birçok puan kaybetme riski yükseliyor. Hâlbuki ligin başı takımlar için tam bir fırsattır. Üç dört hafta takımların oturmasına kadar epey puanlar toplanabilir. Ama tabii siz hazırsanız…. Yoksa puanları rakiplerin avucuna sayarsınız sonra tek puana can atarsınız. NOT : YAZ TATİLİ NEDENİYKE 15 AĞUTOSA KADAR YAZILARIMIZA ARA VERECEĞİZ. EYLÜL DE BULUŞMAK UMUDU VE TEMENNİSİYLE SAYGILARIMI SUNUYORUM.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Bilal Civelek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler