HER ŞEYE RAĞMEN HARPUT’ TA HUZUR

Köy, belde, ilçeler ve illeri yani şehirleri meydana getiren, var olan tarihini yaşatan ve yine var olan kültür zenginliğini muhafaza edip geliştiren insanlardır. O nedenle mekanlara, şehirlere baktığınızda orada yaşamış ve yaşamakta olan insanları iç dünyalarıyla görürsünüz eğer iyi eğer kötü.

Bir mekan veya bir şehir arzu edilen şekliyle gelişmiş veya gelişmeye müsait hale gelmiş, milli ve manevi değerler korunarak günümüze getirilmiş ve geleceğe daha zengin taşınır haldeyse orada bulunan halk olsun, devleti temsilen sorumluluk üstlenen kurum ve kuruluş yetkilileri olsun üzerlerine düşeni yapmışlar demektir ve iyi insanlar olarak bilinir, söylenir ve dillendirilir. Yok; eğer etkili ve yetkili insanlar sorumluluk üstlendikleri yerle ilgili üzerlerine düşeni yapmamış ve yerine getirmemiş, her şey eskisi gibi duruyor ve amiyane ifade ile aynı tas aynı hamam misali bir arpa boyu ilerleyip yol kat etmemiş iseler hizmet yaptıkları söylenemez ve o insanlara da iyi söylenmez, iyi bir şekilde yad edilmezler.

O nedenle yer, mekan ve şehirler için insan çok önemli olduğu gibi insanların yaşamı ve iyi bir hayat sürmeleri için, değişik insanlarla bir araya gelebilecek ve beşeri ilişkileri ilerletebilecekleri yer ve mekanlar, şehirler de o kadar önemlidir. Tabi bunlar için olmazsa olmazlardan olan insan, adam gibi adam dediğimiz insan, milli ve manevi değerlerine bağlı insanlar gerek.

İşte söz konusu yer, mekan ve eski şehirlerden, hatta ve hatta arzulanan ölçüde sahiplenilmeyen tarihi derin ve geliştirilmeyen kültür zenginliği tartışılmaz, kendinden Bingöl-Elazığ-Tunceli gibi şehirler ve ilçeleri oluşturan eskinin eyaleti, bölgesinde hakim konumda olan günümüzde birçoklarının eski şehir veya yukarı şehir dedikleri HARPUT’ tur.

HARPUT; 4000 bin yıllık bir tarihi ve kültür zenginliği olan, binlerce milli ve manevi değerlerin, mimarların yetiştiği ve onlarcasının da (Beyzade Efendi-Arap Baba-F. Ahmet Baba-İmam (Hafız Osman Bedreddin-i Erzurum-i) Efendi-H. Hulusi (Hacı Bey) Efendi-Kazım Efendi-Hafız Nuri-Hafız Osman-Haydar Baba-Rahmi Onur-Ahmet Kabaklı-Şeref Tan-Dr. Ali Öztürk-Paşa(Mehmet) ve Enver Demirbaş kardeşler ve gibi daha niceleri) medfun bulundukları çok ama çok değerli bir yer, kutsal diyebileceğimiz birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, ihanetleri göğüsleyerek bertaraf etmiş bir mekandır.

HARPUT; sahiplenilmesi gereken, son dönemlerde el atılıp öyle veya böyle sözüm ona eski halini andıracak şekilde yapılmış bulunan, var olanların restore edilmesine rağmen atıl durumda kalan (Harput Konağı ve gibi…) binaların işler duruma getirilmesi,

Dini turizm noktasında olsun, milli turizm noktasında olsun çekiciliği ve işlerliği fazla olan bir konumda bulunması,

Her şeyden öte her ne kadar (Elazığ’da) şehirde oteller zinciri varsa da oraya huzur veren ve görsellik bakımından eskiyi andıran en az 20-30 ailenin kalabileceği, kalırlarken var olan manevi havayı teneffüs edip huzur bulacakları evlerin inşa edilmesi,

Hali hazırda var olan kafe ve restorant adındaki işletmelerin İçinde kitapların da bulunduğu Kahvehane ve özellikle Harput’a özgü ev yemeklerinin ikram edileceği Lokanta adıyla işletilmeleri,

Harput; Tarih ve Kültürünün (Dini-Milli-Folklör ve Musiki ve Müzik derslerinin bulunacağı bölümleri olan) zorunlu verileceği alan ve bölümlerin olduğu bir Üniversitenin kurulması gerekli olan,

Kısa ve öz olarak Harput, her şeye rağmen insana tarihiyle, yad edilen kültürüyle, kendilerince bir şeyler yapıp hizmette bulunarak hakka yürümüş milli ve manevi şahsiyetlerin bahis konusu olduğunda insanlara huzur veren Harput insanda etki bırakacak, gidildiğinde unutulmayıp anılacak bir eski Harput olmalı.

Bunları dile getirirken kastımız birilerini yermek, kırmak ve incitmek değil, arzu edilenin, görülmesi gerekenlerin olmasını,

Yani; ilimize ve dolayısıyla Harput’ gelen iç olsun dış olsun turistlerin 15 dk. ve ya bilemediniz yarım saatte gezecekleri yer olmamalı, yemek isteklerinde mütad olarak yedikleri Adana Kebap-Döner- Lahmacun veya Çiğ Köfte değil; İçli Köfte-Sırın-Daş (Taş) Ekmeği-Dolenger-Su Böreği-Bunbar veya Bumbar-İçli Gömbe-Kelledoş-Eti bol güveç-Ayran veya Tarhana Çorbası-Harput Tava-Ayran-Üzüm Şerbeti veya Nar Suyu ve de su olarak Karaçalı Suyu ve gibi öz yemeklerimiz ile öz içeceklerimizin olması noktasında arzulananları hatırlatıp dile getirmekti.

Harput; eski Harput olmasa da Harput ta;

Derin bir Tarih,

Zengin bir Kültür,

Birazdan öte büyük bir Hüzün var olduğu gibi

Huzur da var.

İnsanın ruhunu okşayan, insanı başka aleme taşıyan bir manevi huzur var.

Tabii ki bunların çoğu her zaman var olduğu gibi, yani görebilenlere gündüz olduğu gibi gece de var, var olan bir tek şey O’da huzurun sadece gündüz değil gece de var olması.

Özellikle de akşam vakti, alaca karanlık çöktüğü zaman ve sonrası ile sabah namazı ve sonrası seher vaktinde,

Ne zaman?...

Milli ve maneviyattan, milli ve manevi değerlere olan sevgi ve saygıdan yoksun ve az da olsa var olanların uzaklaştığı insanların yaşayıp ta yaşattıkları çirkefliklerini sonlandırıp kabuklarına çekildikleri,

Ayın gökyüzünü aydınlatıp sessizliğin hakim olduğu,

Metfun olan manevi mimar ve şahsiyetlerin dertleşmek ve manen buluşmak üzere yola koyulup buluştukları an,

Seherin alaca karanlığında ki sessizlik,

Allah’ın rahmet ve bereket meleklerinin dünya huzurunu terk edip mekanlarına çekildikleri, manevi mimar ve şahsiyetlerin yaşanacak olumsuzlukları görmemek adına örtünmeye, istirahat mekanlarına çekildikleri an ve zaman var…

Harput ta huzur milli ve manevi mimar ve şahsiyetlerin varlıklarından ötürü bir başkadır,

Harput ta huzur bir başka anlam taşımaktadır tabi ki huzur ve huzurdan tat almasını bilip alan, hissedip anlayanlar için. Yoksa dinlenme ve piknik yapma amaçlı gidip arkalarında pislik bırakan ve milli ve manevi değerlerden yoksun ve haz almasını bilmeyen pisliklere değil.

Evet; netice itibariyle öyle veya böyle olması gereken veya olmaması gerekenlerle, eksiği ve gediğiyle Harput, her şeye rağmen Harput bir huzur şehri, özellikle manevi huzurun hakim olduğu tarihi bir mekan, bir yerleşim alanı.

Harput; Çirkefliklerin yaşanmasına müsaade edilmemesi gereken bir mekan. Bir huzur, insana terapi niteliğinde şifa veren bir huzur merkezi manevi mimar, milli ve manevi değerlerine sonsuz bağlı edebi şahsiyetlerin, musiki erbabı ve duayenlerin medfun olmalarıyla..

Gelin huzur adası Harput’u tarihiyle, İnancıyla, edebi yönüyle, musiki-folklör-yemek- konaklama ve özellikle temiz tutma gibi daha birçok kültür öğesiyle Harput yapalım.

AYETLER

*Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah'ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır. Araf:56

*O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. Araf:57

GÜZEL SÖZLER

* Bütün dünyada yurt düşmanlarına müsamaha gösteren, hatta onlara makam ve mevkii veren tek ülke Türkiye'dir!... H. Nihâl ATSIZ

*Türklüğün şerefine leke süren onlar değil... Bu vatanı keyfi için satanlar, karaborsa ve kara çalım yapanlardır. Ahmet Kabaklı

* İçinde kısas olmayan bir adalet zülme davettir. Veysi Yalçınkaya

* Her insan kendi penceresinden bakar dünya’ya… Ben; Türklük gururu, İslam şuuru ile bakıyorum, yedi iklimi cihana Rasim Kuluöztürk

*Derin ve kadim tarihini sahiplenmeyen, var olan kültürünü zenginleştirerek bir üst seviyeye çıkarmayan toplumların millet olma şansı, millet olmuşların da ebediyete kadar var olma ve yaşama şansları yoktur. M. Dursun Aksoy

BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ?

*Harput’ta metfun Hıdır Baba’nın bir ahi ve ahilik dergahına bağlı olduğunu,

*Ahi Şerafettin’ in Elazığ Harput’ta metfun bulunan Şehit Fetih Ahmet Baba’nın yiyeni olduğunu,

*İlk kadın yazarlarımızdan Fatma Aliye Hanım’ın sadece ilk yazar değil; aynı zamanda Meram ile Batı Edebiyatından eserleri Türkçe’ ye çevirmiş olmanın yanında Nisvan-ı İslam 1892 adlı eserinin de batı dillerine çevrilmiş ilk Türk kadın yazarı olduğunu,

ULU HARPUT

Mastar dağını işaret eder elin

Hazar baba ile de konuşur dilin

Harput oturmuşsun pancarlık üstüne

Karlı Munzur dağlarından eser yelin

Harput çok büyüktü, on beş bin haneydi

Taşı ile toprağıyla bir taneydi

Sam yeli hazan eyledi, baykuş öttü

Arta kalan menekşe ile laleydi

Camilerin her an açık kapıları

Ecdat yadigarı kutsal yapıları

Ne mihrapta imam ne safta cemaat

Güvercin meskeni olmuş çatıları

Harput söylenir şöhretinde şanında

Maneviyat var damarında kanında

Arap baba türbesi doğuya bakar

Fetih Ahmet hazretleri sağ yanında

Saymakla bitmez daha da var niceler

Beşikli baba hala kuran heceler

Bu yüce zatları uyuyor sanmayın

Üryan baba ağlar bazı geceler

Alimlerin unvanı olmuş efendi

Sadece bir kişiye beyzade dendi

Şehit komutanlara söylenir babalar

Mevla bu zatlara vermiş ilimi kendi

Müezzinler sala okurdu seherde

Hoş sedaları duyulurdu her yerde

Dabakhane çeşmesinden akan sular

Şifa olurdu bütün illete derde

Kalede sarnıçlar var oldukça derin

Kar sularını saklardı hemde serin

Ey evliyalar diyarı koca şehir

Tarihte adın var coğrafyada yerin

Gençler maya söylerdi kayabaşında

Çok bereket var topağında taşında

Ülamaların diyarı yüce şehir

Kazanç helaldı haram yoktu aşında

Yüce Harput azda sen kendini anlat

Felek vurmuş ne kol koymuş nede kanat

Birçok mektep, medreselerin vardı

Viran olmuş ne ilim kalmış ne sanat

Harput sen ezelde ne idin ne oldun

Kaç kere boşaldın kaç kerede doldun

Dört bin yıl geçen cefalı ömründe

Nice imparatorlara başkent oldun

Ceddinden hatıra bir tek adın kalmış

Senin kara bulutlar başını sarmış

Çok güvenirdin gücüne kuvvetine

Her şeyin sonunda mutlak ölüm varmış

Necati DEMİR/Elazığ-Harput

REST ÇEKELİM NATOYA

Nato denen ateş sinmiş ciğere

Tatlı hitabeti benzer bibere

Çelmesini atmış bizim askere

Üsleri kapatın alın çembere

Zehir saçıyor kutsanmış Obama

Haçlı dostluğu yatmıyor kafama

Dost sanmıştım Tövbe ettim hatama

Zehir enjekte ederler ortama

Bizler rest çekelim davos misali

İnlerin içinde çeksinler bali

Bir zamanlar bizde vardı kel ali

Dağdaki çobanlar olmuştu Vali

Gündüz asker gece olurlar kaçak

Yahudiler sofraya saplar bıçak

Onlarda bıçak bizlerde var nacak

Sıkışınca gayet belli kaçacak

Dost saymayız Yahudinin dostunu

Dosyada silelim haçlı kodunu

Yüzeceğiz ayıların postunu

Sizi gidi cehennemin odunu

Rağbet etmeyelim Yahudi mala

Barış demem bana uzanan dala

Zır cahiller nasıl oluyor lala

Dost olsaydı bide çoktur impala

Müslüman’ız Yahudi’ye ne hacet

Zehirdir hibe ettikleri paket

Çeke çeke usandı bu memleket

Hazineye yeter bizdeki servet

Sema’yı süzüyor Türk malı kartal

İmalatı bizden değiliz hantal

Köz misali yürek bizde var mangal

Kınına çekil aptal oğlu aptal

İşte buna diyoruz süper devlet

Azgın sele döndük durum felaket

Allah deyip ediyoruz hareket

Yerli malda daha fazla bereket

Dünyayı kuşatır bizdeki İman

Dünyayı kuşatır bizdeki Kur,an

Dünyaya yayılır bizdeki Ezan

Allah yardımcın olsun ey Müslüman

Hakkın yolunda kurtuluştur davan

Mahmut ALDEMİR/Adıyaman-Çelikhan

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Dursun Aksoy - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler