İLDEK KONSEYİ VE YÖKAK İŞBİRLİĞİ

Pandemi nedeniyle 30 Ekim 2020 Tarihinde İLDEK Konseyi (İletişim Fakültesi Dekanları Konseyi) toplantısını sanal ortamda icra ettiğimizde, maalesef İzmir’de 14.51 de deprem olmuştu ve bazı dekanlarımız depreme maruz kalıp toplantıyı sürdüremedikleri için görüşmeleri yarıda kesmek zorunda kalmıştık. Yarım kalan toplantımızı nihayet 02.01.2021 tarihinde gene sanal ortamda tamamlayabilmiştik.

Pamukkale Üniversitesinin değerli Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ve İletişim Fakültesinin çiçeği burnunda yeni azimli dekanı Prof. Dr. Ali Soylu hocalarımız, sanal ortamda gerçekleştirdiğimiz toplantıyı saymadıklarını ve yüz yüze bir araya gelmek istediklerini söylediklerinde, 2021 İLDEK Konseyi toplantısını Pamukkale Üniversitesinde 11-13 Kasım 2021 tarihleri arasında yapmayı kararlaştırmıştık.

Heyecanlı idik, çünkü 2019 Nisan ayında Giresun’da yaptığımız toplantı sonrasında İLDEK Konseyi toplantısı için ilk defa yüz yüze bir araya gelebilmiştik. Pandemi nedeniyle toplantıya bizzat katılamayan dekanlarımız için de toplantıya çevrimiçi katılmalarını sağladık.

29. İLDEK Konsey toplantısını gerçekleştirmek için İletişim Fakültesi dekanlarını ya da temsilcilerini Denizli’de görmek, 2000 yılında yakılan İLDEK Konseyi meşalesinin ne kadar isabetli bir karar olduğunu gösteriyordu. Dile kolay, 21 yıl içerisine 29 toplantı sığdırmıştık.

Eğer bir ilin üniversitesinin yöneticileri, ilin diğer önemli paydaşları ile işbirliği yapmıyor ve kendi kapalı dünyasında ilerlemek istiyorsa, o üniversitenin sosyo-ekonomik ve katma değer açısından ilgili ilde lokomotif görevi üstlenmesi beklenemez. Pamukkale Üniversitesinin değerli Rektörü, ilin dinamikleri ile işbirliklerini artırmak için büyük bir mücadele içinde olduğunu gördüm ve kanımca bu işbirliği heyecanı, pozitif sonuçlar doğuracak ve üniversitenin önemli atılımları gerçekleştirmesine vesile olacaktır.

Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında 2003 yılından beri Laodikeia Antik Kentinde kazıların yapılarak Denizli’de geçmişte yaşamış farklı medeniyetlerin bıraktıkları mirasların ortaya çıkarılması çabasını, kazı başkanının ülke insanımız olmasından ötürü çok önemsiyorum. Çünkü geçmişte yoğunluklu olarak bu tür kazılar genelde yabancılara verilirdi. Bunun sonucu olarak da Anadolu’nun bazı tarihi miras varlıklarının yurtdışına kaçırıldıklarını bilmiyor muyuz? O nedenle Sayın Şimşek’i yerli ve milli olması hasebiyle takdir ediyorum. Anadolu’da yaşayan medeniyetlere ait mirasın ortaya çıkarılması için Laodikeia’da olduğu gibi kendi araştırmacılarımıza yaptırmalıyız diye düşünüyorum.

Bu toplantının iki önemli davetli konuşmacısı vardı. MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı ve 20. Milli Eğitim Şurası Genel Sekreteri Sayın Doç. Dr. Mustafa Otrar ve YÖKAK (Yükseköğretim Kalite Kurulu) Başkanı Sayın Prof. Dr. Muzaffer Elmas, çalışmalarını iletişim fakültesi camiasına duyurmak / anlatmak ve iletişim ile olan ilişkilerini bizlerle paylaşmak için pandemiye aldırmadan meşakkatli bir yolculuk sonrasında aramıza katıldılar.

Sayın Otrar’ın ve Sayın Elmas’ın bizlerle paylaştıkları konular, iletişim dekanlarımızı ziyadesiyle memnun etti. Çünkü dekanlarımız, gerek orta öğretimde verilen iletişim derslerinin mevcut durumlarına ve gerekse iletişim fakültelerinde akreditasyon süreçlerine ait sorularını, doğrudan en yetkili yöneticilere sorma fırsatını elde ettiler.

İletişim camiamızın, YÖKAK Başkanı Sayın Prof. Dr. Muzaffer Elmas hocamıza ayrı bir minnettarlığı var. Niye mi? 2019, 2020 ve 2021 yıllarında yapılan İLDEK Konseyi toplantıların tümüne hiç üşenmeden ve yorucu seyahatlere aldırmadan, adeta koşarcasına toplantılarımıza katılıyor olmasından ötürüdür.

Sahi Hocamız sizce neden bu kadar koşuşturuyor? Benim düşüncem, üniversitelerin kaliteli mezunlar vermesi ve mezunların elde ettikleri kazanımlarının uluslararası düzeye çıkartılmasını arzuladığı içindir. Koşuşturuyor, çünkü maalesef üniversitelerimizde kalite güvencesini sağlamak amacıyla yapılan çalışmaları önemsemeyen ya da boşa geçirilen zaman olarak algılayan akademisyenlere, dünya üniversitelerinin nereye gittiğini göstermek içindir. Çabalıyor, çünkü gelişmiş ülkelerde mezunlarının zorlanmadan hayata atılmalarının arkasında yatan gerçeğin, bu üniversitelerin kalite süreçlerini çok eskiden başlatmalarıyla sağladıklarını anlatmak içindir.

2016 yılında YÖKAK çalışmalarını başlatması ile birlikte bendeniz de Amerika’da 2005 yıllarına kadar uzanan ABET çalışmalarına katılan biri olmam münasebetiyle, “Bu çorba da benim de tuzum olsun” mantığı ile gönüllük esasına göre çalışan bu sistem içerisinde kendimi buldum. Bugüne kadar Kurumsal Dış Değerlendirme, Kurumsal İzleme ve Kurumsal Akreditasyon Programlarına katıldım ve katılmaya da devam ediyorum. Bu görevlerim sayesinde diyebilirim ki YÖKAK’ın faaliyetlerini en yakından takip edenlerden birisi de benim.

YÖKAK’ın üniversitelerde tüm süreçlerde PUKÖ döngüsünün tamamlanması gerektiğini söylerken, kendisinin de sürekli bir iyileştirme içerisinde olduğunu görüyorum. Bu iyileştirmeleri yazılım desteği alarak olgunluk düzeyini 5 seviyesine çıkartma çabalarını yaşayarak görüyorum. Yani biz değerlendiriciler sürekli iyileştirmelerin yapıldığı bir çalışma ortamındayız. Bu da tam icra ettiğim bilişim alanındaki mesleki çalışmalarımla örtüşüyor. Çünkü bilişim alanında çalışanların her gün yeni yazılımlarla karşı karşıya kaldıklarını bilmeyen var mı? Kendisini yenilemeyenlerin bilişim dünyasında tutunması mümkün mü? Asla!

Sayın Elmas ile sohbet ederken, tam da bizim etkinliğin yapıldığı güne rastlayan ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yükseköğretim Kalite Güvencesi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” gündeme geldi. Bu yönetmelik bazı üniversitelerimizi fazlasıyla yoracak. Çünkü PUKÖ döngüsünün önemli bir ayağı olan iyileştirmelere süreklilik kazandırılıyor. Yani bir üniversitemiz “Biz 5 yıllık akreditasyon aldık” deyip, bir kenara çekilemeyecek. Size bu yeni süreç ile ilgili bazı önemli bilgileri aktarayım.

Üniversitelerin iki ya da beş yıllık akredite olması artık yeterli olmayacak. Ara raporlar ve yıllık raporlar incelenerek gerektiğinde bu verilen akreditasyon payeleri geri alınabilecek. Böylece YÖKAK Üniversitelerin kalite güvencelerini temin etmek amacıyla, kendilerini sürekli iyileştirmelerini sağlamaya çalışıyor.

Üniversitelerin performansları şeffaf bir şekilde yayınlanacak. Bir üniversite ile ilgili göstergeler anında sistem üzerinden elde edilebilecek. Yeni bir yazılımla bu tür işlemler bize ancak bir tuşa basmak kadar uzakta olabilecak.

YÖKAK, yükseköğretim alanında kalite iyileştirmelerine yönelik tavsiyelerini, YÖK ve diğer ilgili paydaşlara her yıl yapacak.

Yükseköğretim kurumları ilk mezun verdikleri eğitim ve öğretim yılını izleyen en geç beşinci yıl içerisinde Kurumsal Dış Değerlendirmeye tabi olacak.

YÖKAK değerlendiricileri, görev alanlarını ziyaret ettiklerinde izinli sayılacak. Yani çalıştığı kurum dış değerlendiriciye izin vermemezlik yapamayacak.

Kurumsal Akreditasyon Programına (KAP) başvurmak isteyen üniversiteler, izleme programından geçmemişlerse, KAP’a başvuruda bulunamayacaklar.

Herhangi bir üniversite, “Biz KAP’a başvuru yapmak istemiyoruz” diyemeyecek. Çünkü dış değerlendirmeye alınma tarihinden en geç 5 yıl içerisinde YÖKAK, bu üniversiteleri doğrudan KAP’a dâhil edecek.

En önemlisi de nedir biliyor musunuz? Artık hangi üniversitelerin KAP akreditasyonu aldığı, “YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu”nda yer alacak. Yani aday öğrenciler ve aileleri bu bilgileri kılavuzda görecekleri için, tercihlerini KAP’dan geçmiş üniversiteler lehine kullanmak isteyebilecek. Bunun sonucu olarak da kaliteli eğitim yapan üniversitelerde okumak isteyen adaylar artacak, ama KAP’tan geçemeyen diğer bazıları ise öğrencilerin pek de tercih etmedikleri üniversiteler listeleri arasında yer alacak.

Bundan böyle mikro yeterlilikler ve rozetler önem kazanacak. Disiplinler arası çalışmalar kaçınılmaz hale gelecek. Meslek taassubu güdülerek, diğer alanlardan gelenlerin farklı konularda çalışmalar yapmaları önündeki engeller artık itibar görmeyebilecek. Üniversiteler artık paydaşlarının istekleri doğrultusundaki nitelikleri haiz mezunlar vermedikçe, lokomotif görevi üstlenmeleri zaten mümkün olamayacak. Değişme ayak uyduramayanlar ise sistem içerisinde atıl kalmaya mahkûm olacak.

İLDEK Konseyi bu toplantıda daha da güçlenerek yoluna devam ediyor. Denizli’de gerçekleştirdiğimiz 29. İLDEK Konseyi toplantısı her yönü ile mükemmel bir etkinlik oldu. Dekanlar yeni ufuklar ve hedeflere doğru yönelebilecek. Pamukkale Üniversitesinin ilin dinamikleri (Belediyeler vd.) ile başlattığı yeni işbirliklerinin daha yaygınlaşacağını hissetmek, iletişim camiası tarafından takdirle karşılandığını da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu etkinliğin gerçekleşmesine katkı sağlayan Üniversite yöneticilerine, İLDEK Konseyi Yürütme Kuruluna, sosyal etkinliklere destek veren Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere diğer paydaşlara İLDEK Konseyi Daimi Yürütme Kurulu adına teşekkür ediyorum.

Maltepe Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Şahin Karasar hocama özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü iletişim alanında 1997 yılından beri gazetelerde yayımlanan makalelerimi kapsayan “İLETİŞİM” adı kitabın Maltepe Üniversitesi yayını olarak basılmasını sağlayarak, bu belgesel eserin iletişim camiasına ulaşmasını sağladılar. Eminim ki bu eser, Türkiye’de İletişim alanında çalışanlara önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca gene Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Filiz Demir ve Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Elif Sungur hocalarımız beni yalnız bırakmayarak toplantıya icabet ettikleri için kendilerine teşekkür ediyorum.

Toplantı bitiminde İLDEK Konseyi Yürütme Kurulunun aşağıdaki akademisyenlerden oluşması belirlendi. Tüm Konsey Yürütme Kurulu üyelerini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum.

1. Prof. Dr. Ümit Arklan (Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Başkan)

2. Prof. Dr. Asaf Varol (Maltepe Üniversitesi, Daimi Üye)

3. Prof. Dr. Ali Soylu, (Pamukkale Üniversitesi)

4. Prof. Dr. Dilek Takımcı (Ege Üniversitesi)

5. Prof. Dr. Metin Kasım (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)

6. Prof. Dr. Adem Yılmaz (Atatürk Üniversitesi)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Asaf Varol - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler