KARAKOÇAN VE SPOR-2-

İnsanların varlık membaları tarihsel ve kültürel anlamda çok önem arz eden bir yer ve mekan olmasa dahi var olup varlık gösterdikleri nedeniyle kendileri için çok kıymetli olmakla beraber borçlu oldukları bir yer ve mekandır.

Hele de tarih ve kültür noktasında büyük değerlerin var olup bulunduğu bir yer çok daha kıymetli, çok daha önem arz eden bir yer ve mekandır kişi ve kişiler için tıpkı bizlerin var olup varlık gösterdiğimiz Anavatanımız olan Türkiye ve Türkiye’ nin doğu bölgesinde cennet misali güzelliklerin bulunduğu kadim bir tarihe sahip Elazığ ’ın yine kadim bir tarihe sahip ilçesi Karakoçan ilçesi gibi…

dursun_3.jpeg

Karakoçan’ın çok yönlü zenginliğe sahip olması bizler için büyük önem arz etmektedir. O nedenle geçen hafta tarihi ve kültürel bazı özelliklerinin tümünü olmasa da bir kısmını ele alıp kendimizce değerlendirmeye çalıştık. Kalan kısmının bir bölümünü de bu hafta ele alıp sizlerle paylaşalım istedik.

Geçen hafta KARAKOÇAN VE SPOR-1 - başlıklı yazımıza;

Vatan; her millet için çok önemli olup önemsenmiş olsa da her vatanın bizim vatan kadar önemli olmadığı ve bizim kadar önemsemediklerini düşünüyorum. Her milletin vatanında kendilerine göre illaki tarihi ve kültürel bir değeri vardır, kendilerine kıymetli ve değerlidir. Ancak bizim ecdadımızın büyük bedeller ödeyerek bizlere emanet bıraktıkları Anavatanımız kadar değerli ve kıymetli değildir diye başlayıp,

Bizde, Biz Aziz Türk Milleti’n de vatan; tüm unsurların birlik-beraberlik ve bütünlük içinde kardeşçe büyük bir mücadele örneği verilerek acılarla yoğrulmuş, yoğrulurken şehit kanıyla oluşan bayrak, milli ve manevi atmosferin bir arada oluşması ve gibi değerlerin oluştuğudur.

Bizde; vatan dendi mi gerisi teferruattır, akan sular durur, canlar korkusuzca kıyama kalkar. Bizde; vatanın bütünü, karış be karış ayrı bir değerdir ancak kişi ve kişilerin varlık menbaı kendilerine ayrı bir değerdir tıpkı bizim, yani şahsımın varlık menbaı olan, olmasından onur ve gurur duyduğum kadim bir tarihe sahip Elazığ’ın 104 Km. uzağında da olsa tarih ve kültür noktasında Elazığ ile bütünlük arz eden kadım bir tarihe sahip Karakoçan İlçesi gibi diye devam ederek bir hususu belirtmekte fayda var. O’da Karakoçan ilçesinin Elazığ ilçeleri arasında sıradan bir ilçe olmadığıdır demiş,

Biz hepimiz bir ve bir bütünüz. Kimsenin ve kimselerin bizleri Biz Aziz Türk Milleti’ ni ayırmaya, ayrı görmeye gücü yetmez diyerek noktayı koymuştuk.

dursun_2.jpeg

Bu hafta bugün de ilçemiz Karakoçan’ın Cirit ve Folklör yönünü ele alıp sizlerin bilgisine sunmaya çalışacağız.

Malum olduğu üzere Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde spor olarak sadece okçuluk yok idi. Kılıç kalkan, Cirit, At Yarışı ve de günümüz ifadesiyle Kılıç ve Kalkan ile oynana Folklör’ de var idi hem de esasına uygun günümüzde figürlerde bir takım değişiklik yapılarak oynandığı gibi değil.

İlçemiz Karakoçan’da geçen yazımızda ifade ettiğimiz gibi tarihi derinliği olan okçuluk yanında Futbol, Hentbol oyunlarından ve kurucu ve oynayanlarından bahsetmiştik ancak Karakoçan’ da futbolun kurucuları arasında Cihan Aksoy Bey ve yıllar önce Elazığ Sporu 1.liğe taşıyan başkan Necati Erdem Beyden söz etmemiştik ‘’Emmim gilin sağırlar döner bir birini ağırlar’’ sözünün muhatabı olmamak adına. Cihan Aksoy Ağabeyimiz ilçemizdeki Futbol Kulübü’ nün ilk kurucuları arasında olduğunu, Elazığ Sporu’ da yine layik olduğu yere taşıyacak olan kişinin de Necatyi Erdem olduğunu söyleyebiliriz takdir kamuoyu ve spor severlerindir.

Karakoçan’da At yarışı ve cirit derken; At yarışı ve Cirit’ in oynandığı tarih olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’n da yapıldığı gelir akla. At koşturan ve cirit oynayanlar olarak ise; ilçenin ilk Belediye Başkanlarından pırıl pırıl parlayan kırmızı atıyla merhum Ali (Bey) Erdem Bey, Arap atıyla Abdullah (Efendi) Aksoy, aile büyüklerimizden Beyaz atla Ethem (Ağa) Batmaz, Kuçulu Köyünden Nurettin(Nuro) bey abi ve yine çok güzel ve iyi koşan bir ata sahip olup biniciliği olmadığı için atını jokeylerle yarıştan yarışa koşturan ve de atı birincilik ve ikincilik alan Kuçulu bir büyüğümüz, bir değerimiz kimilerine göre bey kimilerine göre efendi olarak hitap edilen merhum Mithat Küçük Bey ağabeyimiz gelir akla.

Folklör ise; her zaman dediğimiz gibi tarihi derin olan bir kültür ve hareketliliği ile spor olarak ta değerlendirebileceğimiz tarihi derinlere dayanır.

Karakoçan’da folklör derken; değişik tarzlarda folklör oynayan halk nezdinde soyadıyla anılan tek isim olarak Halayı-Delilo’ yu ve de çubukla oynanan, arkada ki oyuncuları sağlı sollu vuruş gibi yapan kiminin cirit kiminin avreş dedikleri oyunu çok iyi oynadığı için hemen hemen tüm düğünlerde bulunması istenen Yusuf Kevser amcamız gelir akla. Son dönemlerin oyuncularından Muhtar Mehmet ve merhum Mecit Koç Beyleri’ de unutmamak gelir. Bunlardan sonraki dönemde ise; kendi yetenek ve becerisinin yanında Elazığ’da böyük abe lakaplı merhum Bünyamin Eroğlu ağabeyimizin başkanlığını yaptığı Eftut Derneğinde almış olduğu eğitimle iyi bir oyuncu olmanın yanında ilçede Folklör Ekibi kurarak onlarca gence folklör eğitimi vererek yetiştirip yarışmadan yarışmaya koşan ve var olan kadim kültürümüzün yaşamının devam ettiricisi merkez Ağamezrası Köyü’ nden Murat Ademoğlu gelir akla.

Evet demek ki Karakoçan; zaman zamanda olsa dile getirdiğimiz gibi hem tarihi şahsiyetlerin (Alaaddin Keykübat-Battal Gazi-Mevlana’nın) geçiş yaptığı hem manevi iklim hissedildiği ve manevi şahsiyetlerin yani manevi mimarların medfun bulunduğu, sağlık noktasında Golan Kaplıcasına sahip olması, sporun ve kültürde Folklör ün ön planda olup değerli şahsiyetlerin icracı olduğu, tarım- ziraat ve Orman alanı olmakla beraber çok yönlü bir zenginliğe sahip bir ilçedir diğer birçok ilçenin yanında.

Karakoçan deyip geçmemek gerek, sahip olduğu zenginliğinin sahiplenilmesi gereken bir ilçe, sağlı sollu komşularda kaynaklanan olaylarla karıştırılıp haksız yargının yapılmaması gereken bir ilçedir. Hatta ve hatta İl olma özellik ve güzelliğini taşıması yanında ekonomik girdisi çok olan, halk olarak milli ve manevi değerlerine bağlı ve sahiplenen kitlenin olduğu bir ilçedir.

Mukayese ve değerlendirmenin sağlıklı bir yapıda yapılması erdemliliğin gereğidir. Erdemli olmak ve yaşamak varken; erdemsizlik niye?..

Millet olarak var olmamızın tescili kültür ve kültür zenginliğidir. Bunu yaşamak ve yaşatmak varken rencide edip yozlaştırmak niye?

dursun_1.jpeg

Elazığ ve ilçeleri olarak;

Güzel Halayımız- Delilo’ muz-Nurey’ miz- Ağır Halay’ ımız- Al Almayı Benden Al’ımız- Cirit oyunumuz- hele de başlı başına bir oyun ve olmazsa olmazımız olup batıda Mumlu Dans deyip bayıldıkları Çayda Çıra oyunumuz varken başka oyunları fazlaca oynamak niye?

İnsan olmak, insan endeksli olup yaşamak varken; fiziki olarak insan görünümlü iki ayaklı hayvan olmak ve de insanlık dışı yaşayıp vatana ve millete ihanet içinde olmak, olana destek olmak niye?...

Karakoçan ilçesinin çok yönüyle zenginleşmesinde katkısı bulunan merhumlara rahmet ve mağfiret dilerken hayatta olanlara da sonsuz teşekkürlerimizi sunar varlıkları sağlık üzere daim olsun deriz. Ülkemizi ve milletimizi seven sevdalı, cefakar ve vefalı, tarih ve kültürünün yaşanmasında katkı sunan herkese kucak dolusu sevgi ve selamlarımızı sunuyoruz. Tüm unsurlarıyla her zaman bir bütün olmuş aziz milletimiz var ve daim olsun…

AYETLER

*Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onlar her nefeste acıdan inleyip feryat ederler. Hud:106

*Rabbinin dilediği hariç, onlar gökler ve yer durdukça o ateşte ebedî kalacaklardır. Rabbin gerçekten istediğini yapar. Hud:107

*Mutlu olanlara gelince onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada kesintisiz bir lütuf olarak ebedî kalacaklardır. Hud:108

*O halde onların taptıklarının boş şeyler olduğundan şüphen olmasın; onlar daha önce babalarının tapındığı gibi tapınmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Biz onların hak ettiklerini elbette eksiksiz olarak vereceğiz. Hud:109

*Gerçek şu ki biz Mûsâ’ya da kitabı vermiştik; onda da ihtilâfa düşüldü. Eğer rabbin tarafından daha önce verilmiş bir söz olmasaydı işleri bitirilirdi. Onlar kitap hakkında derin bir şüphe içindedirler. Hud:110

*Şüphesiz rabbin, onların her birine yaptıklarının karşılığını tam olarak verecektir. Rabbin, onların yapmakta olduklarından haberdardır . Hud:111

*Senin yanında hak yola dönenlerle birlikte, sana buyurulduğu gibi dosdoğru ol! Siz de azıp sapmayın. Allah, yaptıklarınızı çok iyi görmektedir. Hud:112

*Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz! Hud:113

*Gündüzün iki tarafında, gecenin de gündüze yakın saatlerinde namaz kılın. Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri yok eder. İşte bu, öğüt almak isteyenler için bir hatırlatmadır. Hud:114

*Sabret! Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez. Hud:115

*Sizden önceki toplumlar içinde yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek birikimli kimseler bulunsaydı ya! Onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kesim bunu yaptı. Zulmedenlerse içinde şımartıldıkları refahın peşine düşüp günahkâr oldular. Hud:116

*Rabbin, halkı iyilik peşinde olan ülkeleri haksız yere helâk edecek değildir. Hud:117

*Rabbin dileseydi insanları elbette tek bir ümmet yapardı. Fakat onlar hep ihtilâf içinde olacaklardır, rabbinin esirgedikleri müstesna; zaten O insanları buna uygun yaratmıştır. Böylece rabbinin, “Andolsun ki; cehennemi hem insanlar hem cinlerle dolduracağım” sözü yerini bulmuş oldu. Hud:118-119

*Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini kuvvetlendireceğimiz bilgilerin her birini sana anlatıyoruz. Bunlarda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı ulaşıyor. Hud:120

*İman etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni yapın! Biz de yapacağız! Hud:121

*Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!” Hud:122

*Göklerin ve yerin gizlisi (gaybı) yalnız Allah’a aittir. Her iş O’na döndürülür. Öyleyse O’na kulluk et ve O’na güvenip dayan! Rabbin yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. Hud:123

ÇAĞLAR AŞAN ÖĞRETMEN

“ Şüphesiz ben öğretmen olarak gönderildim.”

Hz. Muhammed (sav)

Öğretmenlik deyince

Aklımıza ilk gelen;

Biz ağlarsak ağlayıp

Gülersek gülen

Sensin Efendim.

Çağlar öncesinden

Sevgi çiçekleri deren;

Ve güllerle bezeyip

Bize gönderen

Sensin Efendim.

En güzel ahlak ile

Kalpleri yumuşatan;

Ve gönülleri

Çepeçevre kuşatan

Sensin Efendim.

Öksüzleri evladı

Gibi koruyan,

Ve mübarek eliyle

Yetim saçı tarayan

Sensin Efendim.

Sevenlerin gönlünde

İlelebet yaşayan,

Ve insanlık yolunda

Güneş gibi ışıyan

Sensin Efendim.

Yusuf Dursun/Yozgat-İst

BİRİZ HEPİMİZ…

Yoktur ayrımız, gayrımız biriz hepimiz

İnsanıyız biz, hepimiz bu aziz toprağın,

Doğurduğu aziz milletin birer ferdiyiz

Biz evladıyız Türk Milletinin her birimiz.

Mehmet Dursun Aksoy/Elazığ-Karakoçan

...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Dursun Aksoy - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

03

Mehmet Erdem - Çok teşekkür ederim gerçek olan konuyu su yüzüne çıkarıp aydınlatman çok sevindirici .Bu bakımda karakoçan insanın vatanına nasıl çıktığı bir göstergesidir .Eline,koluna,sağlık

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 13 Ekim 15:17
02

Cahit koç - Elinize,yüreginize saglık bizleri geçmişe götürdügünüz için.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 13 Ekim 15:17
01

Hakan KÜÇÜK - Yazınızda bahsettiğiniz bazı anlatımlar bizim için özel anlam taşımaktadır. Ayrıca bundan dolayı teşekkür ederiz.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 13 Ekim 15:17


Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler