'Bir Hırka-i Saadet' Romanı yayınlandı

Necati Kanter’in Kaside-i Bürde Şairi Ka’b bin Züheyr’i anlattığı romanı “Bürde” “Bir Hırka-i Saadet Romanı” adıyla yayınlandı.

Necati Kanter’in Kaside-i Bürde Şairi Ka’b bin Züheyr’i anlattığı romanı “Bürde” “Bir Hırka-i Saadet Romanı” adıyla yayınlandı.

Elazığ’ın divanelerini anlattığı Bizim Şehrin Divaneleri ve hikâyelerinden oluşan ikinci kitabı İsmi Gül’ün ardından Necati Kanter’in ilk romanı olma özelliği taşıyan “Bürde” “Bir Hırka-i Saadet Romanı” adıyla yayınlandı.

Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları tarafından okuyucularına ulaştırılan roman hakkında değerlendirmede bulunan Yazar Kanter, Kaside-i Bürde şiirini gençlik yıllarından beri bildiğini ve beğendiğini, Hz. Peygamber’in Hırka-i Şerifini bir şaire vermesinin kendisini çok etkilediğini belirtti.

Kanter, Bürde Şairinin önce Hz. Peygamber’i eleştiren şiirler yazdığını, ardından da İslam ile müşerref olduktan sonra Hz. Peygamber’in yanında ve himayesinde şiirini ve mısralarını rahmetin emrine verdiğini ve söz oklarını artık müşriklere attığını kaydetti.

Eserin girişinde romanın hikâyesini ve yazılma sürecini de anlatan Kanter, Topkapı Müzesinde gördüğü Hırka-i Saadet’in kedisinde önemli tesirler bıraktığını, ardından bu konuda okuma ve araştırmalar yapmaya ve romanı tasarlamaya başladığını söyledi.

Kanter, Ka’b bin Züheyr’in şiirinin şirkin emrinde olduğu yıllarda öldürülme korkusuyla çöllerde yaşadığını ancak İslam ile müşerref olmasıyla Hz. Peygamber’in himayesinde sanatını bu defa rahmetin emrine sunduğunu ifade etti.

Hz. Peygamber ile başlayan ve daha sonra bütün İslam devletlerinde devam eden “caize” denilen bir gelenek bulunduğunu belirten Kanter, bu gelenekle şairlerin, ediplerin, sanatçıların ve ilim adamalarının devlet adamları tarafından korunup desteklendiğini, Hz. Peygamber’in Bürde Şairine hırkasını vermesinin de bunun ilk uygulaması olduğunu söyledi.

Kanter, romanında Ka’b bin Züheyr’in hayat hikâyesini, ruhundaki dalgalanmaları, tereddütlerini ve küfrün karanlığından İslam’ın aydınlığına yolculuğunu roman üslubu içerinde ama tarihsel kaynaklara ve gerçeklere uygun şekilde anlatmaya çalıştığını sözlerine ekledi.

18 Tem 2018 - 08:09 - Kültür-Sanat

Mahreç   Kültür-Sanat


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.