KUTUPLAŞTIRAN KİM?

Toplumu kutuplaştırıyorsunuz diye bağırıyorlar. Bağıranlar kim? Seküler mahallesinin ileri gelenleri. Yani bazı meslek kuruluşlarına çöreklenmiş yönetim kadrosu, medya mensupları ve akademisyenler, onların siyasi temsilcisi partinin yöneticileri ve sözde sanatçılar.

Kime bağırıyorlar? Dinine ve örfüne bağlı, vatanını ve milletini sevenlere, topyekûn Anadolu insanına.

Neden bağırıyorlar? Çünkü küfür ve hakaret ettikleri bu insanların itiraz sesleri yükseldi. Bundan rahatsız oldular. Size hakaret de etsek, sövsek de, sessiz kalıp tahammül edeceksiniz. Toplumu kutuplaştırmayacaksınız.

Söylediklerimi biraz abartılı gören olabilir ama yaptıkları bu, hatta daha fazlası var.

Sanatçı geçinen, ses ve müziğinden çok, sahnelerde vücudunun teşhiri, LGBT’lilere verdiği destek ve bazı seyirciye yaptığı ahlak dışı hareketlerle öne çıkan sözde sanatçının, hiçbir sebep yokken ülkenin büyük bir kesimine “sapık” dediği olaya bir bakın! Dediğimin az bile olduğunu görürsünüz.

Bu kadının hakareti büyük bir infial uyandırdı. Yargı da, toplumda infial uyandıran her olayda olduğu gibi tutuklama kararı verdi. Sen misin bu kararı veren? Başta CHP adına konuşan yetkililer olmak üzere seküler mahallede peş peşe sesler yükseldi. Yargının ne taraflılığı kaldı ne de hukukçuluğu. Bununla da yetinmeyip kararı verenlerin kimliklerini yayınladılar ki, bu suçtur.

Onlar, bu bir espridir. Değil diyorsanız, o zaman ifade özgürlüğüdür. Böyle bir durumda tutuklama verilmesi olacak şey mi, diyorlar. Çünkü hakaret eden kendilerinden, hakaret edilenler de Anadolu insanı, yani ötekiler.

Acaba bu mahalle sakinleri, kendilerine yönelik bir hakarette de böyle mi davranıyorlar? Asla. Örnek mi istediniz? Size sadece bir örnek vereyim. Bir kişi sosyal medyada HDP’li Selahattin Demirtaş’ın eşine hakaret etmişti. Yargı da toplumda infial uyandırdı diye tutuklamıştı. Seküler mahalleden, “denilenleri kınıyoruz ama tutuklamaya karşıyız” diyen bir tek kişi çıkmadı. Hani ifade özgürlüğüydü? Nerde demokratlığınız?

Demek ki demokratlığınız da, ifade özgürlüğünüz de sadece kendinizedir. Size yapılırsa kötü, toplumu kutuplaştırma oluyor ama öteki olarak gördüklerinize yapılırsa, ifade özgürlüğü oluyor. Tahammül edilmesi gerekir.

Bu sözde sanatçının, ortada bir şey yokken İmam Hatip camiasına ağır hakaretine rağmen çok sayıdaki imam hatipli gazeteci ve TV yorumcusu, “söyleneni tasvip etmiyorum ama tutuklamayı da doğru bulmuyorum” dediler. Demirtaş’ın eşi konusunda seküler kesimden böyle diyen birini duyduk mu? Ne gezer! Çünkü hakarete uğrayan kendilerindendi. O zaman ifade özgürlüğü de, demokratlık da rafa kalkar.

Şahsen ben, imam hatipliyim deyip tutuklamayı doğru bulmuyorum diyenler gibi düşünmüyorum. Çünkü sebepsiz yere yapılan bu ağır küfrün elbette bir bedeli olmalı ki, ikinci bir densiz, kendini bilmez, şımarık çıkıp da toplumun bir kesimine, hatta bir kişisine bile küfür ve hakarette bulunmasın.

Bu konuda Meclis’imize de görev düşmektedir. Toplumda infial uyandıran olaylar konusunda etkili kanuni düzenlemeler yapması gerekir. Çünkü bu tür olayların yeteri ceza almaması toplumun vicdanını yaralıyor. Etkili kanuni düzenleme yargı mensuplarını da töhmetten kurtarır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Resul Şahin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler