Çiçek yetiştiriciliği ve çiçek sevgisi bizlerin günlük hayatında önemli bir konumda yer almaktadır. Özellikle Osmanlı döneminde çiçekçiliğe epey bir önem verilmiş hatta çiçek yetiştiriciliği konusunda çeşitli eserler kaleme alınmıştır. Osmanlıda “Lale” ye olan ilginin ne kadar yoğun olduğu hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir. Osmanlı da çiçekle ilgili pek çok sanat dalları geliştirilmiş padişahlar da dahil olmak üzere çiçekle ilgili çeşitli sanatsal faaliyetler gerçekleştirilmiştir.
Kentsel ekosistem içerisinde özellikle ağaçların önemli bir yeri vardır. Belirli bir hızda kentleşen şehirlerin kentleşme ile birlikte oluşan yeni ve çeşitli pek çok sorunu da peşinden gelmektedir. Bu sorunlar özellikle ağaçlar için de etkili bir problemdir. Günümüz şartlarında iklimlerin bu denli iç içe geçip, ani değişimlerin yaşanmasında ağaç kesimi ve doğa tahribatı önemli bir yerde yer almaktadır. Doğal hayatın destek sistemini oluşturan ağaçlar ve bitkiler yaşadığımız son doğa olaylarında (Depremlerde, sellerde ağaçların önemini bir kez daha anladık yani umarım anlamışızdır.) bizlere bazı gerçeklikleri anlatmaya çalışmışlardır. Ağaçlar ve bitkilerin psikolojik, estetik ve hijyenik olarak çok yönlü yararları bulunmaktadır. Bende çalışma odamda paşa kılıcı, sukûlent ve kaktüs bulunduran biriyimdir çünkü ağaçların ve bitkilerin insanların yaşam kalitesini yükselttiğini biliyorum.
Ölüm korkusuyla baş edebilmek için doğa ile geçinemeyen bizler, sürdürülebilirlik anlamında sonraki nesillere özellikle Elazığlılar olarak ne bırakacağız bunu hiç düşündük mü merak içerisindeyim. Evim yüksek katta olduğu için şehrin pek çok noktasını dikkatle izleme imkanına sahibim. Elazığ da ki dağlarda ağaç yok, bitki yok, yatırım yok. Elazığ da bulunan kurumlar bu gerçekliği neden görmüyorlar? Keban barajının çevresinin ağaçlarla dolu olması gerekirken neden boş? Toprak erezyonu gibi bir gerçek varken ve şehrin enerji girdisinin düzenli olarak artması beklenirken bu rahatlık her bilinçli vatandaş gibi beni de fazlası ile rahatsız ediyor. Neyse ki Elazığ için bu alanda çabalayanlar var da az da olsa kendimizi ferahlatma imkanı buluyoruz. Bu sakinliğe eşlik eden, Elazığ’a güzel yatırımları olan ve tüm odak noktasını Elazığ’a harcayan önemli bir kurumla Hicri Deniz ve Coşkun Ülkü kardeşlerin sahibi oldukları HDC Manolya Çiçekçilik ile bu hafta sizleri tanıştırmak istiyorum.
Bölgemize ve genel de ülkemize olan katkılarıyla göz dolduran, faaliyetleri ile değer oluşturan ancak kıymetli faaliyetlerine rağmen “görünür olmamayı seçen” HDC Manolya Çiçekçilik rahmetli olan dedeleri Hacı Hasan Ülkü ve oğulları rahmetli Hacı Mehmet Said Ülkü ve Reşat Ülkü’nün çiçeklere olan ilgisi ile kendine bir yer edinmeye başlamış ve zamanla bu ilgi faaliyet alanlarının gelişmesine neden olmuş. Bugün Manolya Çiçekçiliğin sahipleri olan Kıymetli büyüklerim Sayın Hicri Deniz Ülkü ve Sayın Coşkun Ülkü’nün rahmetli dedeleri Hacı Hasan Ülkü Elazığ Şeker Fabrikasında “bahçıvan” olarak çalışırken, oğulları Reşat Ülkü Elazığ Çimento Fabrikasında “bahçıvan”, Hacı Mehmet Said ise köy hizmetlerinde “bahçıvan” olarak çalışmıştır. Hacı Mehmet Said Ülkü Elazığ Aksaray da (Yığınki) evinin bahçesinde 1000 metre karelik alanda hobi olarak çiçek üretimi yapıyor ve zamanla bu hobi bir meslek haline geliyor. Baba, abi ve kardeşin çocukları ve torunlarının bu alan ait olan ilgilerinin temelde eski ve köklü bir geleneğe dayanıyor olması aile içi iletişimin ne kadar önemli olduğu gerçeği ile bizi karşılıyor. Böyle bir zaman da insanın ailesine güven duyması, özellikle ticari anlamda birlik ruhunun oluşması temelde çok kıymetli bir durum.
Kıymetli büyüğüm Coşkun Ülkü 1970 li yıllarda İzzet Paşa camisinin önünde rahmetli babası Hacı Mehmet Said Ülkü ile birlikte çeşitli çiçekler satarak geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar. Yine aynı yıllarda amcaları olan rahmetli Reşat Ülkü’nün büyük çarşıda ikinci katta çiçekçi dükkânı olduğu için burada çeşitli bitki türlerinin satışını gerçekleştiriyor ve Deniz Bey o yıllarda amcasının yanında mesleğe ilk adımı atmış oluyor. Deniz Ülkü kendini bu alanda iyi hissetmeye başlayınca babasının teşviki ile o günün şartlarında İzmir’e gidiyor, alana olan ilgisini profesyonel bir hale getirmek için epey bir emek veriyor. İzmir de dükkân tutan Deniz Bey burada perakende ve toptan çiçek ve bitki satışına başlıyor, İzmir den ülkemizin bazı il ve ilçesine çiçek satışları yapıyor. Bu çiçekler sandıklarla ve ambalajlarla otobüsler eşliğinde gönderiliyor böylelikle bu alanda belirgin bir olgunlaşma sağlanıyor. Bir süre sonra kıymetli büyüğüm Hicri Deniz Ülkü Elazığ’a bu sektörü kazandırıp Elazığ’a hizmet etmek amacıyla memleketine geri dönüyor. Babaları Hacı Said Ülkü emekli olunca çocuklarına bu alanı daha da açmak ve onların bir marka olmasını sağlamak amacıyla emekli ikramiyesini tamamını çocukları için harcıyor ve Vali Fahribey caddesinde 22’ler İşhanı’nda on iki metre karelik bir alanda ilk mağazayı açıyorlar.
1980’li yıllarda salon ve süs bitkileri gibi daha pek çok ürün sadece Yalova da olduğu için Ülkü kardeşler belirli aralıklarla oraya gidip mevsimine göre ürünleri Elazığ’a otobüslerle getiriyorlar. Türkiye geneli süs ve salon bitkilerine olan talep artınca Yalova’dan sonra Adana’da da ürünler yetiştirilmeye başlıyor ve ithal bitkilerden faydalanmaya çalışıyorlar. Bu süreç içerisinde 1986-1987 yıllarında Hastane Caddesinde ikinci bir şube daha açılıyor ve Elazığlılara bir istihdam yeri daha sağlanıyor. Bu şubede gül, karanfil, sarnıç gibi kesme çiçek, salon ve süs bitkileri, bitkisel ilaçlar ve bitki toprakları satışı yapılıyor. Yaklaşık olarak iki yıla yakın bir süre Elazığımıza hizmet etmek, Elazığ da bu alanın bilinirliğini sağlamak için maddi olarak epey bir zarar etmelerine rağmen Elazığ sevdalarından vazgeçmiyorlar ve Elazığ’a hizmet etmeye devam ediyorlar. O yıllarda alanda Yalova ile birlikte Adana da sahneye çıkınca bu kez de yakın olması nedeniyle seyahatler Adana’ya gerçekleştiriliyor, haftanın belirli günleri Adana’dan çiçek ve bitki getirmeye başlıyorlar. Ülkü kardeşler belirli bir olgunluk aşamasından sonra Manolya Çiçekçiliğin yetiştirmiş olduğu ürünleri Türkiye’deki bir çok şehre otobüsler eşliğinde gönderilmeye başlıyorlar.
1990 lı yıllar ile birlikte Postane Meydanın da üçüncü şubeyi açılıyorlar Elazığ da böylelikle bu alanda hatırı sayılır bir gelişme sağlanıyor. 1990-1991’li yıllarda ise Coşkun Ülkü askere gidiyor ve asker dönüşü üç şube kapatılarak 1992 de Vali Fahribey caddesinde 150 metre karelik alanda tek şube ile şirketleşerek bölgeye ve kıymetli ülkemize katkı sunmaya devam ediyorlar. Hicri Deniz ve Coşkun Ülkü kardeşlerin (Baş harfleri şirket ismi olarak kullanılmakta HDC Manolya Çiçekçilik, ismin Manolya seçilmesi Manolya çiçeğinin saflığı, asilliği ve sadakati temsil etmesidir.) o dönemlerdeki ürün yelpazesinde gözle görülür bir çeşitlilik meydana geliyor, yapay çiçek, aksesuar satışı ve organizasyon da yapmaya başlıyorlar. Aynı yıllarda Coşkun Bey Vali Fahribey şubesini göğüslerken, Deniz Bey ise Sivrice yolunda 12 dönümlük arazide süs bitkileri yetiştirmeye başlıyor. Akabinde mevcut alanda 600 metre karelik bir arazi de kapalı sera yapılmaya başlanıyor.
2000’li yıllarla birlikte fidan üretim alanı ortalama elli dönüme çıkarılınca bu gelişmeden ilk olarak Elazığımızın faydalanmasını istiyorlar, Elazığ ve Doğu Anadolu da ki pek çok kurum ve kuruluşa çeşitli çiçek ve fidan desteği sağlıyorlar. Bu dönemlerde Peyzaj uygulama, toptan ve perakende satışla birlikte kıymetli ülkemiz ve yurt dışından pek çok nokta, Manolya Çiçekçilikle çalışabilmek için iletişim haline geçiyorlar.
Ülkemizde eskiden batıdan doğuya doğru çiçek ve bitki aktarımı yapılırken süreç artık Manolya Çiçekçiliğin emekleri sayesinde doğudan batıya şeklinde evrilmiştir. Kapasite ve üretim biçimi anlamında Doğu ve Güney Doğu Anadolu da bu alanda ilk oldukları için bu durum özelde Elazığımız için bir değer ve övünç kaynağıdır.
Elazığ da fidancılık, restoran, düğün salonları, konser alanları ve daha pek çok noktada Manolya Çiçekçiliğin izlerini görmek mümkün. HDC Manolya Çiçekçilik son zamanlarda aromatik bitkilerin (Aynı sefa, lavanta, çarkıfelek, defne, kimyon, biberiye, melisa…) yetiştirilmesi için özel bir alan oluşturmaya başlamış. Hicri Deniz Ülkü ve Coşkun Ülkü kardeşler ortalama on yıl içerisinde bu bitkilerden yağ, koku, sabun yapımı için verim almayı ve bu faaliyet alanı için yine Elazığımıza bir fabrika kazandırmayı amaç ediniyorlar.
Kıymetli büyüklerim Hicri Deniz Ülkü ve Coşkun Ülkü’ye ilk günkü heyecan ile Elazığlılar için açtıkları ekmek kapısı, alanı öğrenip kendisini yetiştirmek isteyen stajyer gençlere sundukları eğitim imkânı, hem Elazığımıza sağladıkları hatırı sayılır ekonomik girdi hem de yurt içi ve yurt dışında Elazığımızı özenle temsil edip, tanıttıkları için teşekkürlerimi sunuyorum.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Mustafa Clk - Eski ve köklü bir çiçekçi. Sayeniz de tarihini ve emeklerini öğrendik. Bu günlere kolay gelmemişler. Harikasınız helal olsun.
Kemal - Temiz bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Elazığ da dağlar biraz zor yeşillenir, Tunceli’ye gidin cennet.
Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.