Ülkelerin hangi hükümet sistemini seçeceği de, devlet biçimleri gibi, tarihi tecrübelere, siyasi kültüre ve duyulan ihtiyaca bağlıdır.
Parlamenter Sistem: Parlamenter sistem, parlamento merkezlidir. Sistemin kalbi parlamentodur. Parlamento hem yasama organıdır hem de yürütmeyi kendi içinden çıkartır. Yürütmenin başı olan başbakan aynı zamanda bir parlamento üyesidir, yani milletvekilidir. Bakanlar da istisnalar dışında parlamenterdir. İstisnai durumlarda parlamento dışından da bakan atanabilir. Bakanların atanmasında başbakan tam yetkilidir. Fakat hükümetin bir bütün olarak parlamentodan güven oyu alması gerekir. İşbaşındaki bir hükümet de parlamento tarafından bir güvensizlik oyuyla iktidardan düşürülebilir.
Parlamenter sistemlerde kuvvetler ayrılığı zayıftır. Çoğu zaman, hükümeti kuran parti parlamentoyu da kontrol eder. Hükümetin istemediği ve destek vermediği bir kanunun çıkartılması neredeyse imkânsızdır.
Yürütme ve yasama bir anlamda ve bir dereceye kadar çakışır. Sistemin en güçlü adamı başbakandır. Başbakan çok güçlü bir silaha sahiptir. Kendisi ve partisi için uygun gördüğü anda erken seçime gidebilir. Başbakan bu yolla partisini kontrol etme
yolunda da güçlü bir aracı elinde tutar, zira her milletvekilinin temel amacı bir dahaki seçime de girmek ve kazanmaktır.
Parlamenter sistem, Başkanlık sisteminin tersine, güçlü ve disiplinli partilere ihtiyaç duyar. Partiler her zaman görev başındadır ve parti disiplini milletvekillerini sarıp sarmalar. Bu hem avantajlar hem dezavantajlar yaratır. Avantajı, parti disiplininin yasama organını işletmeyi kolaylaştırmasıdır. Dezavantajı parti disiplininin çoğu zaman milletvekillerinin bireysel insiyatif almasını engellemesidir. Parlamenter sistemi en başarılı bir şekilde kullanan Almanya olmuştur.
Başkanlık Sistemi: Başkanlık sisteminin tipik örneği ABD’de karşımıza çıkmaktadır. Bu sistemde yürütme ile yasama birbirinden kesin olarak ayrılır. Her ikisi seçmenler tarafından ayrı ayrı seçilir. Başkan seçimler sonunda yürütmeyi üstlenme yetkisini kazanır. Yürütme organında yer alan bakanlar meclisten çıkmaz, başkan tarafından görevlendirilir ve görevden alınır. Onlar bir anlamda başkanın görev verdiği özel sekreterleridir.
Bakanlar dışında başkan tarafından atanan bazı kamu görevlilerinin (meselâ, yargıçların) atanması meclis tarafından onaylanmak zorundadır. Başkan kendi programını yürütebilmek için binlerce kişiyi atar. Öte yandan, başkanın Meclis’i feshetme yetkisi yoktur, Meclis de çok istisnai durumlar dışında başkanı azledemez. Yani hem yürütmenin hem de yasamanın oluşturulması ve sona ermesi tamamen birbirinden bağımsızdır. Sistemin iki tipik özelliği istikrar ve güçlü kuvvetler ayrılığıdır. Yürütme normal şartlar altında görev süresini doldurmaktan engellenemez. Parlamenter sistemlerde olduğu gibi sık sık hükümetin düşmesi tehlikesi doğmaz. Yasama faaliyeti yürütmenin güdümüne girmez. Başkan istediği kanunları
çıkartmak için mecliste muhalefet partileriyle bile pazarlık yapmak zorunda kalır. Bunlar istikrar açısından ilk bakışta avantajlı görülebilir. Ancak Başkan ile Meclis’in anlaşmazlığa düşmesi durumunda sistem kilitlenebilir. Bunu çözecek tek yol iki gücün müzakere edip anlaşmasıdır. Bu anlaşmayı sağlamak zor olabilir. Çünkü hem yürütme hem de yasama doğrudan halk tarafından seçildiği için her ikisi de demokratik meşruiyete sahiptir. Yani hem başkan hem de meclis kendilerinin halk iradesini yansıttığını iddia eder. Bundan dolayı ikisi de anlaşmazlık durumunda geri adım atmaya meyilli değildir. Bu tür durumlarda siyasi kriz yaşanması muhtemeldir.
Türkiye, Parlamenter sisteme geçmesiyle Parlamenter sistemi kullanırken Duvarger’in Duvarı’na çarpacağı kadar çarptı. Bu çarpmanın etkisiyle yıllarca iktisadi ve politik olarak gelişmekte olan ülkelerin çok gerisinde kalmıştır. Devletin en temel işlevlerini yerine getiremediği bu otorite boşluğundan diğer birtakım güçlerin bundan faydalandığını görüyoruz.
Az gelişmiş ülkeler arasında yer almaya başlamıştır. Bu da Türkiye’yi hedeflerine ulaşmada zaman kaybına uğratmıştır. Atatürk’ün istediği muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için tabii ki ülke olarak yönetim için gerekli olan sistemlerin denenmesinde fayda vardır ve mutlaka bu yönetim sisteminden edindiğimiz tecrübe tartışılmaz bir boyut almıştır. Ancak Parlamenter sistemdeki koalisyonların oluşum aşamasında geçen süreçler, Türkiye’yi çok yormuştur ve bu yönetim sisteminden kurtulmak için 16 Nisan 2017’de gerçekleşen halk oylamasıyla(referandum), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın büyük başarısıyla Başkanlık Sistemi’ne geçilmiştir.
Parlamenter Sistem’den nemalananların tabii ki lokmaları boğazlarında kalmıştır, Türkiye’ye faydası olmadığını bile bile Parlamenter Sistem’den ısrar etmeleri, sürekli kendilerine kayıp ilan edilmiştir. Bu kaybın en büyük sebebinin Parlamenter Sistem’deki ısrarları olduğunu belki de farkında değillerdir.
Modern Dünya’nın kullandığı Başkanlık Sistemi’nin Türkiye’ye çok yakıştığını söyleyebiliriz. Türkiye, bunu da çok hakkediyor. İnancımız o’dur ki Atatürk’ün Türkiye için önerdiği muasır medeniyetler seviyesine Başkanlık Sistemi ile ulaşacağımızdır. Güçlü devlet olmak da bu yoldan yani Başkanlık Sistemi’nden geçtiğine inanmak gerekir. İktidara ulaşmak için çıtanın yükselmesi muhalefetin gözünü korkutmakla beraber daha çok çalışması gerektiğini gösteriyor. Bu çok da kolay olmayacaktır.
Türkiye, dünyanın kalpgahındaki konumuyla ve Başkanlık Sistemi’yle başta Avrasya, Afrika, Arap ve dünya Jeopolitiğinde yer alan gelişmekte olan ülkelere örnek olacaktır.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.