GOD FORBID!

"Sometimes you look at men like a pickaxe and say, "Who is this polar?" Yes, he is polar, but he is not non-polar. In other words, he is a man with poles. What does a polar man do? What does he do? Let me tell you, it burns a man like a battery, my dear, it burns him. Until the oil in the battery runs out, of course. When the battery runs out, it will leave you stranded. It can even bury you in darkness. It can even put you in hell. God forbid!

"Bazen kazma gibi adamlara bakıyorsun; "Bu polar da kim?" diyorsun. Evet, bu polar  ama apolar değil. Yani kutupları olan bir adam. Kutuplu bir adam ne yapar? Ne mi yapar? Söyleyeyim, bir akü gibi adamı yakar be azizim yakar. Akü'nün içindeki zaç yağı bitene kadar, tabii ki. Akü bitince de seni yarı yolda bırakır. Seni karanlıklara bile gömebilir. Hatta ve hatta cehenneme bile sokabilir, Allah korusun!

Pandemiden mi, depremden mi veya ekonomik krizden mi bilinmez ama çok mu çok değiştik. Birbirimize çok da yabancılaştık, duyarsızlaştık hatta çarpıldık mı çarpıldık. Yani polarlaştık aslında. Toplum  olarak tabii ki , Apolar özellikte olan Hüsn-ü Zan’ımızı kaybettik. Kültürden yozlaştık ve uzaklaştık. Tokalaştığımız erkek öğretmen arkadaş; yanındaki bayan arkadaşa, “Artık bu tokalaşma hareketinden, ne zaman kurtulacağız?” diyor. Yani, selamlaşmaktan, tokalaşmaktan aciz, bundan bile kurtulmak istiyor.

Modern insanlar bile tokalaşarak, selamlaşırken, biz kültürümüzün bir parçası olan selamlaşmaktan ve tokalaşmaktan bile usanmışız. ABD Başkanı Joe Biden bile elini uzatmasına rağmen, tokalaşacak adam bulamayınca eli havada askıda kalıyor. Hava ile tokalaşıyor yani. Bizi kıskandırmıyor mu? Elbette ki kıskandırıyor. Tokalaşmak ve selamlaşmak diplomasinin vazgeçilmez argümanları değil midir? Buna ne diyeceksin dostum..