Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitap ettiği şu cümlelerden nasibini alamamış olanlar bugün hem iktidarda hem de muhalefette gemilerini yüzdürmenin derdine düşmüşlerdir.
Ne diyordu Cumhuriyetimizin kurucusu;
“…Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.”
Milletle iç içe olamayan, onun çektiği sıkıntıyı anlamak istemeyen, içinde bulunduğu zorlukları bilmeyen ve buna göre hareket etmeyen, uygulanan tek taraflı ve yanlış politikalar nedeniyle halkımız, Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüştür.
Bu durumun müsebbibi hiç kuşkusuz mührü elinde tutanlardır..
Bu duruma seyirci kalmayı ve laftan başka icraat sergilemeyen sözümona muhalefet de elini ovuşturmakla meşgul..
Yazık güzel ülkemin vefakar fertlerine..
Birinci vazifesi Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetinin koruyup, yüceltmek olan gençlerimizin umutsuz bir yarından ötesini hayal edecek mecalleri dahi kalmamıştır..
Varoluş sebebimiz, en büyük hazinemiz olan tam bağımsız bir ülkenin fertleri olabilmek için hangimiz ne kadar çaba sarfediyoruz?
Geleceğe dair umut ve beklentilerimiz de artık bir hayalden öteye geçmiyor..
Sana ne dayatılıyorsa alıp baş üstüne koymaktan başka hangi becerimiz var?..
Dahili ve harici bedhahlarımızı ne kadar biliyor ya da tanıyabiliyoruz?..
Batmış balık biz yan gitmeye devam edip, boş vermişliğimizle mutluluk resmi veriyoruz..
Öce refik sonra tarik denilmesine rağmen biz çıkmaz yolları birinci vazife eylemişiz, refiklik nedir ki?..
Sermeyenin egemenliği dünya görüşümüzü ve hayat tarzlarımızı dahi değiştirirken bizler dümenin suyunda dönmüş de dönmüşüz, kısır döngülerden çıkamamışız.
El emeği göz nuru tarihe gömülürken makinelerin sesinden de rahatsız olmuşuz..
Bu ne yaman çelişki..
Hep hazırcıyız, onlar yapsın biz kullanalım, ne gerek var icat etmeye, üretmeye, yan gelip yatmak varken..
Ustalarımızın dediği gibi; “Artık dua yerine psikoterapi, okuma yerine televizyon, hafıza yerine bilgisayar var. Ara-sıra elektirik kesilip asansörde kalırsanız panik yok. Cep telefonu var.”
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.