KAÇINILMAZ SON SENİ BEKLİYOR İSRAİL!

Adolf Eichmann, Hitler'e sunduğu "Yahudi Sorununun Nihai Çözümü" önerisiyle Holokostun en büyük organizatörlerinden biri olduğu söylenir.

Almanya mağlup olduktan sonra sahte isim ve pasaportla Arjantin’e yerleşerek uzun süre izini kaybeder. Fakat Yahudi Nazi avcıları, dünyaya dağılan birçok Nazi subayını yakalayıp İsrail’e getirdikleri gibi onun da Arjantin’den İsrail’e getirirler. Yargılama senaryosundan sonra idam edilir. Özel tasarlanan bir fırında na’şı yakılarak külleri Akdeniz’e, İsrail kara sularının dışına atılır.

Neden mi cesedi yakıldı? Çünkü bazı Yahudileri fırınlarda yakmıştı. Kısasa kısas kaidesince yakılmıştı.

Asla hesap vermeyeceğini düşünen katil sürüsü İsrail yönetici ve sorumlularının sonu da böyle olacak. Zira Nazi subayları da bir gün hesap vereceklerini hiç düşünmemişlerdi.

Nazilerin yaptıklarıyla ilgili çok az sayıda fotoğraf ve bir de olaydan kurtulanların anlattıkları var. Fakat İsrail katliamı ve soykırımı televizyonlarda canlı olarak yayınlanıyor. Bundan yüz, iki yüz sene sonra dahi o gün olmuş gibi bu soykırım izlenebilecek. Çünkü tv arşivleri İsrail’in soykırımlarıyla doludur.

Başta Filistinliler olmak üzere bunları izleyen her Müslümanın kin ve nefreti, intikam duygu tavan yapacaktır. Gün gelecek, eğer o sorumlular ölmemiş ve hala yaşıyorlarsa, dünyanın hangi köşesinde olurlarsa olsunlar, ne kılığa girerlerse girsinler yakalanıp Filistin’e getirilecekler ve yargılanıp cezalandırılacaklardır. Bu sondan kaçamazlar.

İsrail’in katil yöneticileri her daim Amerika ve Batı desteğiyle korunacaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Çünkü zulüm payidar olmaz, ah da yerde kalmaz. Tarih bunun örnekleriyle doludur.

Her zirve yapan şey eksilir derler. İsrail zulmü de zirve yaptı, artık düşüş başladı. Bunu görenler ve hesap gününün yaklaştığını bilenler İsrail’i terk ediyorlar.

O gün çok uzak değil. Çünkü soykırım yapıp bebe ve çocukları katletmeleri gayretullah’a dokunuyor ve yıkımları hızlanıyor. Firavun da Beni İsrail’in erkek çocuklarını katlederek soykırım yapmıştı ama ordusu ve adamlarıyla birlikte suda boğulup yok oldular. İsrail Devleti de yüzüncü yılını göremeden yıkılacak. Zaten çatırtı sesleri gelmeye başladı. Üstelik Amerika ve Avrupa dostları da onları terk edecek.

İsrail’in Siyonist basınında yer alan bir habere göre; Gazze’ye yakın yerdeki yerleşimcilerin (Hakan Fidan’ın deyimiyle hırsızların), İsrail ordusuna güvenleri kalmadı. Çünkü İsrail askerinin 7 Ekimde Hamas savaşçılarına karşı aciz kaldıklarına ve komutanlarıyla esir düştüklerine şahit oldular. Bugünden sonra İsrail’de güven içinde ve özgürce yaşamanın mümkün olmadığını anladılar. Bu nedenle aileleriyle beraber Batılı bir ülkeye gideceklerini söylüyorlar.

Kişi başı yıllık 20 bin dolar milli gelire ulaşan ve lüks hayata alışan birçok İsrailli ne savaş istiyor ne de ölmek. Bu nedenle imkânı olanlar barış içinde yaşayacakları başka ülkelere kaçıyorlar. Çağırılan yedek askerlerin çoğunun gelmemesi bundandır. Savaş istemediklerinden, belki de vicdanlarının sesini dinlediklerinden dolayı yüzlerce pilot da görevden ayrıldı.

Sizi bilmem ama bu son zamanlarda olan bitene bakıldığında, Terörist İsrail’in süratle yıkıma doğru gittiğini ve beraberinde Amerika’yı da sürüklediğini anlamak zor olmasa gerek. Ne diyelim kaderin cilvesi, iki pislikten birden kurtulmuş oluruz, fena mı?