Filistin’de bir soykırım yaşanıyor. İsrail gözü dönmüş bir şekilde masum sivilleri öldürüyor, görüyorsunuz.
Stefan Zweig, Amok Koşucusu adlı öykü kitabında bilinçsiz ve ruhsuz bir şekilde koşan birisinden bahseder. İsrail’de bugün bilincini, ruhunu yitirmiş bir şekilde koşuyor, önüne çıkan Filistinlileri öldürmekten hiç çekinmeden koşuyor. Amok koşucusu İsrail, kendi sonuna doğru.
İsrail kendi güvenliğini tehdit ediyor düşüncesiyle, büyümelerine dayanamadığından kundaktaki bebekleri öldürüyor. Filistinli çocukların yaşananları hafızasına işlediğini, zamanı geldiğinde karşısına çıkacağını bildiğinden çocukları öldürüyor. Filistin neslinin yeniden doğmasının önüne geçmek için kadınları öldürüyor. Filistin mücadele tarihini, hafızasını silmek için yaşlıları öldürüyor. İsrail yönetiminin amacı, Filistin topraklarını Filistinsizleştirmek. Sistematik bir şekilde insanların hayatına son veren İsrail bir terör örgütü olduğunu bu şekilde ispatladı.
İsrail, korkuyor ve bu korkunun etkisiyle saldırıyor. Devlet olma konusundaki başarısızlığı onu çileden çıkarıyor. Şu an kendi geleceğine zarar verdiğinin farkında değil. Çılgın bir biçimde, Batılı ülkelerin desteğiyle, Filistin halkını oldukları yerde abluka altına almış, ancak kontrol altına almanın zor olduğunun farkında. Hava saldırılarını yoğunlaştırması ve Gazze’ye tanklarla girmesi bu nedenle. Amaç, uzun yıllar sürecek bölgesel bir savaşın başlaması. Burada güçlü devletler iddialarını ortaya koyacak ve kendi siyasi ve ekonomik çıkarları için kararlar alacak. BM Genel Sekreteri Guterres, “Tarih hepimizi yargılayacak” diyerek rahatsızlığını dile getiriyor. Ancak, Amerika’nın hegemonik davranışları birliği etkisiz kılmış durumda. Filistin söz konusu olduğunda evrensel insan hakları, adalet ve barış yine devre dışı bırakıldı, görüyorsunuz.
Batılı ülkeler için bu kavramlar, siyasi ve ekonomik çıkarı olduğu yerde çok kullanışlı birer araca dönüşüyor. Filistin’de yaşananlar, batının iki yüzlü halini gösteriyor. Çoğu zaman unutuyoruz ve Batılı kriterlerin doğru ve olması gereken uygulama ve öneriler olduğunu kabul ediyoruz. Oysa gelinen nokta da, İsrail yönetimini durdurmak için Birleşmiş Milletler hiçbir şey yapamadı.
İslam Birleşmiş Teşkilatı bir şey yaptı mı? Kocaman bir hayır. O zaman soru şu; İslam Teşkilatı Filistin davası için kurulmuş olmasına rağmen, hangi hegemonik ülke ya da batı işbirlikçisi ülke yönetimi, İsrail’e karşı yaptırım kararları alınmasını engelliyor. Batının nerede durduğu belli, kimi desteklediği açık. İslam Teşkilatı’ndan benzer netlikte bir destek çıkmasını isterdik. Kınamadan öte…
Anlaşılan şudur; Filistin her zaman olduğu gibi kendi göbeğini kendisi kesecek. Ahed Tamimi yirmi iki yaşında bir activist şöyle diyor: “Dünyanın gözü önünde ve suskunluğu altında, Gazze bombardıman altında. Kendini büyük olarak nitelendiren büyük ekonomiye ve büyük orduya sahip olan devletlerin hiçbirinin bizi kurtaramayacağını biliyoruz. Anlamadığımız İsrail bu devletleri nasıl bu kadar korkutuyor. İsrail’den neden bu denli korkuyorlar. Biz Aksa Tufanı ile bütün dünyaya, İsrail’in yenilebileceğini onun belinin büküleceğini gösterdik. Ancak buna rağmen kimse müdahale etmiyor. Biz topraklarımızı özgürleştirmenizi beklemiyoruz. Biz kendi topraklarımızı özgürleştiririz. Ama en azından Gazze için ses çıkarın ve harekete geçin. Gazze’de ölen çocuklar ve ölen kadınlar için.”
Filistin mücadele ruhu devam edecek. Yetmiş beş yıldır devam eden mücadele tarihini bilmeyen kalmadı, sanırım. Burada İsrail ve Batılı ülkeler dünyada kontrolün kendilerinde olduğunu düşünselerde, büyüyen öfkenin farkındalar. Tehdit kapıda ve giderek büyüyor. Amerika’nın vekalet verdiği İsrail, bir Amok Koşucusu gibi ölümüne koşarken, gelinen noktada İsrail halkı, Netanyahu yönetimini protesto ediyor.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Mahmut Taş - ?
Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.