Fransız Sosyolog Gaston Bouthoul, savaş sosyolojisini incelemiştir. Ona göre savaş en basit haliyle “insanlığın hastalığıdır.” Bouthoul, öncelikle barış isteyenlerin savaşı bilmesi gerektiğini ve insanlığın hastalığı olan savaşın tüm insani değerlerin yanı sıra ahlak ve ekonominin de yıkılmasına neden olmaktadır.
Bazı şeyler insanlığın değerleri ve ilkeleri hakkındadır.
Öncelikle İsrail’in Gazze’ye karşı tutumunu kınıyorum!
İsrail’i yerleşimciler tarafından zorla, zorbalık ve devlet şiddetiyle Gazze’yi işgal etmelerini kınıyorum!
Hamas’ı İslamcı politikasına acımasızca uyguladığı şiddetten dolayı kınıyorum!
En sonunda ise her iki tarafında işlediği insan öldürme hastalığı olan şiddet savaşını kınıyorum!
Bir İnsan Diğer Bir İnsanı Öldürebilir mi?
Her koşulda öldürmenin prensipte yanlış olduğunu düşünebilirsiniz; ya da belirli koşullarda savaşın gerekli veya meşru olabileceğini düşünebilirsiniz ya da insan hayatının bir değeri olmadığını da düşünebilirsiniz. Antik dönemde bir insanın öldürülmesinin suçu nesneye yüklenirdi. İnkâr edemeyeceğimiz şey bir insan diğer insanı öldürürse, bu bir cinayettir.
Savaşlarda ya da şiddet olaylarında bazı şeyler tanım meselesidir, görüş değil. Terörizm, bir grubun siyasi hedeflere ulaşmak için sivillere saldırmasıdır.
Hamas’ın Kibbutz sakinlerine (İsrail’de geleneksel olarak tarıma dayalı tüm mülkiyetin ortak olduğu komün-kolektif tarzı yaşayan topluluklara verilen isimdir) saldırıp öldürdüğü ve bir konserde insanlara saldırıp öldürdüğü ve kaçırdığı şey terörizmdi. Bu insanların kim olduğu, milliyetleri, siyasi görüşleri önemli değil: Açıkça terörizmdir.
İsrail’in bu saldırıya karşılık yaptığı şey Gazze halkını topraklarını terk etmeye zorlaması: İsrail’in on yıllardır Gazze ve Batı Şeria’da uyguladığı ulusal politikası. Belirli bir etnik kökenden insanları bölgelerini terk etmeye zorlamak etnik temizliktir. Soykırım değil, bir zamanlar “faşizm” olduğu gibi kötüye kullanılmış ve maddeden bile mahrum bir kelimedir: Bu etnik temizliktir.
Tanımlamak, herhangi bir şeye de değer atamak değildir. Çünkü tanımlanan şey ölmüştür ve yenisi hazırlanmaktadır. Değerler ise karşılıklı paylaştığımız ve etiğe göre sistematikleştirmeye çalıştığımız ilkeler tarafından verilir. Siyasi amaçlar için sivillerin öldürüldüğü zamanlar vardı, eğer sivil kavramı çekilebilirse ya da işgal etmek istediğiniz topraklardan başka kabileden kovulması son derece normaldi. Günümüzde değil çünkü dünyanın değerleri değişti. Burada herhangi bir ahlaki göreceliği savunmuyorum, sadece insanların tanımlara saygı duymasını istiyorum: Ahlaki değerler için bile. İdeolojilerine uymak için gerçekleri çarpıtmaya çalışarak tanımları soyanlar için, “daha-daha” diye etiketlenmiş insanlara yapılan soykırımı alkışlayacak ya da faşistleri gerçekten görmeyecek kişilerdir.
Hamas ve Yöntemlerini Savunmadan Filistin Davasından Yana Olmak Mümkün mü?
Ortadoğu’da İsrail devletinin yok olmasını savunulmadan önce İsrail devleti’nin Filistinlilere uyguladığı etnik temizlik politikasına nasıl karşı olabilirsiniz? İsrail Devleti’nin nasıl ve neden kurulduğunu herkes biliyor. Bunları anlatıp kimsenin zamanını almayacağım. Çağdaş uluslararası siyasetin direklerinden ve sözleşmelerinden biri, halkların kendi kaderini tayin etme hakkıdır. Ve İsrail Devleti’nin Ortadoğu’da “kaybolmasının” nelere yol açacağını bilmek için kimsenin 3 dakikadan fazla düşünmesine gerek yok. Uluslararası aşırı solcuların hedefi Netanyahu’yu devirmek. Tüm Batı’da olduğu gibi İsrail’de devrimci sol da çok örgütlü. Örneğin İsrail başkanı sosyalisttir. Son günlerdeki korkunç olaylar sol kısmı daha da yıprattı. Böylece, küresel solculuğa uygun bir vasat bir şahin olan Netanyahu’nun yerine geçmek için yavaş ve ısrarlı bir uluslararası zayıflama çalışmasına başlayacaklar. Bunu da bekleyip göreceğiz. Bu noktada amaç Filistin’e özgürlük söylemlerine aklı başında olan 5 yaşındaki çocuk bile inanmaz.
Savaş Seçimdir!
Filistinliler ve Yahudiler vatandaşlığı, hakları, kaderleri üzerindeki kontrolü temsil ettiği için bir devlet olma hakkına sahiptir. Nasıl olacak bilmiyorum çünkü İsrail Devleti iki devletli çözümü neredeyse imkânsız hale getirdi. Ancak bu çözümsüzlüğü çözümsüz hale getiren sadece İsrail ve Filistin olmadı. Savaş bir seçimdir. İnsanlar tarafından değil, teknik oyunu kuran küresel elitler tarafından kurgulanan tekniklerle her iki tarafında çatışmasını finanse ediliyor. Kimse bu kaostan kâr etmiyor, daha fazla yıkım isteyen emperyalistler hariç…
Aynı zamanda gerçek savaş askeri araçları kullanmak değil, insanların zihinlerini, algılarını ve anlatımlarını kontrol etmektir. Savaş, ülkeleri daha özgür yapmaz aksine, barış yapılırken daha fazla hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeleri gerekiyor. Savaş ulusları/ halkları kurtarmaz, onları daha da köleleştirir.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.