MEMLEKETİMİN İNSANINA

Hayatım boyunca, iğneyi kendime çuvaldızı başkasına batırmamayı rehber edinmişimdir. Eğer sana batan iğne canını yakıyorsa işte o zaman ötekinin nasıl ıstırap çektiğini anlayabilirsin.

Yoksa sarayın kapısına dayanan aç millete : ‘’ ekmek yoksa pasta yesinler’’ diyen Fransız kraliçesi Marie Antoinette’in konumuna düşersin.

Ben okuma yazmayı öğrendiğimden beri yıllardır kendi ağırlığımdan fazla kitap okudum diyebilirim. Amacım hem kendimi değiştirmek hem de insanları tanımaktı. Siyahı müdafaa edeceğim zaman beyazı da en az siyah kadar tanımamın icap ettiğinin bilincindeydim.

Evet, bu yüzden dünyada yaşayan tüm milletleri doğuda olsun batıda olsun, okyanuslar ötesinde olsun hepsini tanımaya çalıştım.

Tüm bunların sonucu olarak herhangi bir konuda yazarken hep tarafsız olmaya, yazdığım her satırı aklın mantığın süzgecinden geçirmeye çalıştım. Gerçeği bulmak için şeytanla bile konuşmakta sakınca görmeyen, birini suçlamadan önce ona kendini savunma şansı verilmesi gerektiğine inanan bir kişiyim. Bir kişi, benim inandığım doğrunun yanlış olduğunu bana ispatlarsa ona minnettar kalırım.

Bence dünya bir okuldur ve her zaman olduğu gibi okula giden insanların sevdiği ve sevmediği dersler olur. Bizim sevmediğimiz derslerin olması o derslerin önemini asla yok etmez.

Unutmamak lazım ki, bir baba veya anne, evladının yanlışını gördüğünde nasıl ihtar ederse bu memleketin evlatları da gördükleri yanlışlıkların üzerine gitmeli ve bu yanlışların üzerini örtmemelidir. Çünkü çocuğunu seven anne baba neyse, yurdunu seven insan da odur.

Ben de yurdumu seven bir insan olarak, gördüğüm yanlışları söyleme gereğini ta yüreğimde hissettim her zaman. Lafı dolandırmanın birilerine yaranmak adına bir şeyler yapmanın insan kişiliğini zedelediğinin her zaman bilincinde olarak yaşamımı sürdürdüm.

Dünya tarihinde halklar hep iç içe yaşaya gelmiştir. Eğer bir sorun varsa bunun hesabını halklar sormalıdır ki insanların vicdanları rahat olsun ve insanlar tarihleriyle barışık yaşasın.

Eğer yanlışlıklar yapılmışsa bunları doğruymuş gibi savunmak olmaz. ‘’ evet, yanlış yapılmıştır, ben bunları tasvip etmiyorum’’ deyip, bugün yaşayan insanlar olarak bu yanlışların bir daha yapılmaması için çalışmamız icap etmez mi?

Bunları yapmayıp eski yanlışlıklara sahip çıkmaya devam edersek hem kendimizi hem de ülkemizi zora sokmuş olmaz mıyız?

Bu yüzden bu ülkede yaşayan her insan başlı başına bir değerdir, onun için bu değerlere sahip çıkmak gerekir.

Ben kendim hepinizi bu memleketin insanını inanın yürekten seviyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Hıdır Gençer - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler