MİLLİYETÇİLİK 07/09/2010

Cumhuriyeti kuran ruhun membaında milliyetçilik vardı.

1950 yıllarda diktatörlükten çok partili sisteme geçişin kaynağı da milliyetçiliktir.

Batı kültürünün boğazlamaya çalıştığı Türk kültürü milliyetçiliğin uyanışı ile hızını kesmişti.

Altmış ihtilalinde Türkiye’yi yeniçeri ocağına çeviren zihniyete başkaldıran güç de milliyetçilikti.

Velhasıl Türkiye’yi fareye boğdurmaya çalışanlara karşı duran, dur diyen tek güç milliyetçilikti.

Ne zamana kadar?

Rahmetli Türkeş’i 1997 yılında vefatına kadar.

Sonra, Türk milliyetçiliği su alan bir gemiye benzedi. Hala su almaya devam ediyor.

Hala slogan Milliyetçiliği ile işi götürmeye çalışıyoruz. Geriye sloganlar kaldı. Bir de milliyetçiliğin tanımını ve kapsamını çok iyi bilen, yaşayan yetmiş gençliği ayakta duruyor.

Aradan geçen bu kadar yıl, yani on üç yıl hala aynı noktadayız.

Bir adım ileri iki adım geri...

Yeni gençlik hala sloganlarla vakit geçiriyor.

Eğitim yok, genel kültür yok, okuma hiç yok, dini bilgiler, islamı yaşama cılız...

Eskide milliyetçi dernekleri birer ilim irfan merkeziydi. Herkes oraya lak lak için değil, kültürel eksikliklerini, dini bilgilerini tazelemek amacıyla giderdi. Disiplin vardı, saygı vardı, bilinçli hareket etmek vardı.

Topluma örnek olmak vardı. En önemlisi o ocaklar lider yetiştirirdi. Toplumu arkasında sürükleyecek genç beyinleri ortaya çıkarır, siyaset sahnesine koyardı.

Bu nedenle doğu ve Güneydoğu’da güçlüydük. Türk-Kürt bir vücut olmuş, bir ülkü etrafında birleşmişti.

Şimdi öylemi?

Tam tersi…

Slogan milliyetçisi milyonlarca genç...

Kafa boş...

Kültür yok, şuur yok! Kör kütük…

Şuursuzca milliyetçiliği savunuyorlar.

Milliyetçilik nedir diye sorsan dut yemiş bülbüle döner!

Burada alınanlar olacaktır.

Varsın alınsınlar. Gerçek başka hayal başkadır. TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ OKYANUSTA BAŞIBOŞ dolanıp duruyor.

Bu hayallerle daha fazla kaç yıl gidebilir buna bakmak lazım.

Hala Rahmetli Alparslan Türkeş’in mirasını yiyoruz. Yalan diyorsanız vicdanınıza danışın. Ondan sonra bir taş taş üstüne koyulmadı.

Artık bir şeyler değişmeli, bir şeyler yapılmalı, çağa uygun, kendi mefkresini güncelleyen bir anlayışla geleceğe hazırlanmalıyız.

Böyle devam ederse gelecekte solcular gibi müzelik olmaya aday olacağımızdan korkuyorum.

Kaldı ki, durum öyle gösteriyor.

İlerideki yıllarda Allah ömür verirse hep beraber göreceğiz.

Bugün, bakıyorsunuz, sol ile aynı kulvarda koşacak kadar kendine ters düşen bir milliyetçilik var!

Kabul etmiyoruz!

Böyle milliyetçilikte yokuz!

Sosyalistle aynı gemide yürüyemeyiz!

Çünkü bayrağı yırtanları, istiklal marşını yuhalayanları, arkadaşımızı gözümün önünde vuranları unutamayız!

Şehitlerin kemikleri sızlar!

Sol ile aynı yolda yürüyeceğime, sessizce bir kenarda beklemeyi tercih ederim!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Bilal Civelek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler