PUTPERESTLİK 08/02/2011

İnsanoğlu putlarını terketmedi. Hala putlarıyla yaşıyor. Her gelen peygamber ömrünü insanoğlunun eliyle yaparak taptığı putları yok etmekle geçirdi.

Her gelen peygamber putları yok etti ama gittikten sonra insanoğlu yine putlarını daha çeşitlendirerek geliştirdi ve tapmaya devam etti.

Üstelik gelişen dünya teklnolojisiyle parelel olarak daha mükemmel, daha ihtişamlı putlar dikti. Bununla da yetinmedi, mabetlerde sakladığı putları sokaklara, bulvarlara, şehrin en güzel yerlerine dikti.

Baktı ki olmuyor, peygamberlerin putlarını yaptı, ona tapmaya başladı.

Putçuluk tarihi dinler tarihinden öncesine dayanır.

Yani, insanoğlunun ilk dini putçuluktur.

Hıristiyan dünyası, İsa (a.s) putunu yaparak dinlerini geleceğe taşımaya çalıştılar. Kiliseleri putlarla dolu bir din haline getirdiler. Diğer semavi olmayan dinlerde zaten putlar yok olmadı. Onlar binlerce put çeşidi yaparak olayı dah eğlenceli ve eğzotik hale getirmeye çalıştılar.

Batı mimarisinde heykel, inşaa edilen her binanın bir parçası haline gelmiş. Bütün tarihi binalarında yüzlerce putla süslenmiş.

Kiliselerin ta baştan beri reddetmediği putçuluk, semavi olan hıristiyanlığı tamamen orjinalliğinden uzaklaştırarak, hıristiyanlık öncesine dönmüş.

Bunu yaparken tek peygamber olarak kabul ettikleri İsa ‘nın (a.s) heykeliyle yetinemediler. Binlerce heykel icat ederek putlarını zenginleştirmeyi bir inanç haline getirdiler.

Ne kadar put o kadar iman!...

Çarmıha vurulmuş, ellerinde ayaklarında kan içinde İsa (a.s) ın hikayesini incilde anlatırken, insanı ürperti geliyor. Anlatım orjinal halinden uzak, kutsallıktan yoksun, sıradan bir hikaye haline getirilmiş. Kuran-ı Kerimde bahsedilen ve çarmıha vurulan insanın İsa (a.s) olmadığı emredilmesine rağmen ve bu gerçek İsa (a.s) mı yüceltmesine rağmen, Hıristiyanlar putu tercih etmelerinin altındaki inadı anlamak mümkün değil.

Gerçekten İsa (a.s) inanan yok. Hıristiyanlık, insanların sınır tanımaz AHLAKSIZLIKLARI meşru kılma dini olmuş.

Din insanın ahlaksız dünyasına uydurulmuş, kendi özünden çok uzak, sembolik olmaktan öteye gitmemiş. Yüzbinlerce Kilise sadece içinde yaşayan din adamlarının cenneti haline gelmiş.

Kiliseler, boş binalar, milyar dolarların aktarıldığı bir binalar zinciri haline gelmiş.

Her on beş dakikada bir otomatiğe bağlanan çanların çalmasıyla varlığını sadece çan sesiyle duyurmaya çalışan boş mabetler...

Ezan sesine tahammül edemeyen insanlar çanların her on beş dakikada kulakları sağır edercesine çınlamasına gıkları çıkmıyor.

Neden çıkmıyor?

Çünkü çan sesleri onun sınır tanımayan yaşantısına karışmıyor. Çanın içinde dil yoktur, bir eşya sesi vardır. Davet yoktur, kimsenin keyfini bozmuyor.

Sokakta alenen hayvan gibi davranan insan, yılbaşında İsa’nın doğumunu kutlar.

Nasıl kutlar?

İçer, çılgınlık yapar, ahlaki yok sayar.

İnsanlık Putla memnun!

Sonuçta bir taş, ya da oyuncak! Ne hesap sorar, ne de ahlaksızlığa engel olabilir.

Galiba bu yüzden insan Putları terketmedi.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Bilal Civelek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler