RAMAK KALMIŞKEN AKAMETE

Haydar Aliyev merhum doğru demiş; Azerbaycan’la biz iki devlet, tek milletiz. Böyle olduğu için de neredeyse iki aydır gazetelerimiz, televizyonlarımız Azerbaycan haberlerini es geçmiyor. Hatta kimi kanallar müstakil programlar hazırlıyor, açık oturumlar düzenliyor. Kimi gazeteler, haberlerle, köşe yazılarıyla da yetinmeyip özel sayfalarla, geniş mülakatlarla okurlarının karşısına çıkıyor.

Azerbaycanlı kardeşlerimiz, yıllardan beri Ermeni’nin kara işgalindeki Karabağ’ı kurtarmak, özgürlüğüne kavuşturmak üzere bir harekât başlattı. Bunda da zafere erişmek üzere. Azeri kardeşlerimiz, gün be gün o kutlu ana yaklaşıyor; köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir haritasını genişletip güzelleştiriyor. Karabağ’ın “Akbağ”, “Aydın(lık)bağ” olacağı günlere ramak kalmıştır.

**

Bundan on sene önce; 2010’da Elazığlı şairlerin şiirleri Azerbaycan’da bir kitapta toplandı. “Elazığ Çelengi” adı verilen bu kitabı Bakü’de faaliyet gösteren Ozan Neşriyat bastı. Azeri Türkçesi’yle yayınlanan bu kitaptaki şiirlerin Azeri Türkçesi’ne çevirisini Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Asif Rüstemli yaptı. Zaten Ozan Neşriyat’ın sahibi de Rüstemli idi.

Kitabın Azerbaycan’daki tanıtımına gelince; bizlerin de katılımıyla 15 Eylül 2010 tarihinde, Bakü’deki Milli Kütüphane binasında gerçekleştirildi. 15 Eylül, rastgele belirlenmiş bir gün değildi; Bakü’nün Ermeni işgalinden kurtuluş günüydü. İnşallah, Karabağ’ın kurtuluş günü için de gelecek yıllarda böylesine anlamlı kutlamalar yapacağız.

Biz şimdi, Elazığ Çelengi’nde yer alan arkadaşlarımızın Azerbaycan’ı konu edinen şiirlerinden tadımlık alıntılarla yazımızı finale erdireceğiz.

İlk alıntımız Günerkan Aydoğmuş’tan. Aydoğmuş’un Hasret Köprüsü şiirinden. Şiirin, “1992-ci ilde Türkiye-Azarbaycan arasında Hesret Körpüsü açıldı” diye bir de epigrafı var. İktibasımız ilk iki dörtlük:

Tarixin bağrımı oyduğu yere,

Gün geler qurular Hesret Körpüsü.

Zülmün divarını qoyduğu yere,

Yol olub seriler Hesret Körpüsü.

**

Eyni iqlim, eyni torpaq, eyni qan,

Eyni türkü qulaqlara yayılan,

Bu yanı Qars, Iğdır, o yan Naxçıvan,

Ümidle hörüler Hesret Körpüsü.

Şimdi de Gazi Özcan’ın “Azerbaycan” şiirinden iki bölüm:

Ata yurdum Azerbaycan xan kimi,

Damarlarda dolaşan al qan kimi,

Eyni soydan gelirik bir can kimi,

Azerbaycan sen menim öz canımsan!

Damarımda dolaşan al qanımsan!

**

Harput diyarından salam salmışam,

Yetmiş ilden sonra seni bulmuşam,

Dost, qohum, qardaşla hemhal olmuşam,

Azerbaycan sen menim öz canımsan!

Damarımda dolaşan al qanımsan!

Rahmetli Doğan Özdal, şiirine büyük-küçük Hazarları konu ve konuk etmiş;

Böyük Xezer’in suları serin,

Kiçik Xezer’in sevgisi derin,

Seni sevmeye doyabilmirem,

Ayrılıqdır mı menim qederim?

Son olarak Zekeriyya Bican’ın “Kara Sevdam Karabağ” şiirinden birkaç mısra:

Küsme bizden, bir qefletle düştük dize, Qarabağ…

Seni anmaq bu dünyada borctur bize Qarabağ…

Bu uğurda savaşaram, canım çıksa, Qarabağ…

………………………..

*Bu yazımızı kaleme aldıktan sonra, Rusya’nın arabuluculuğu ile Azerbaycan’la Ermenistan arasında bir ateşkes anlaşması ilan edildi. Ve böylece Karabağ’ın hürriyet savaşı zafere ramak kalmışken -maalesef- akamete uğradı.

S. T. Hamşioğlu yazısındaki tespitinde haklı;

“Rusya, bu anlaşmayla Paşinyan (Nikol Paşinyan; Ermenistan Başbakanı /RMY)’ı siyaset mezarlığına gömdü ama Ermenistan’ı da Azerbaycan’ın demir yumruğu altında tümden kalmaktan kurtardı son anda.”