Ruh sağlığı yerinde olmayan bir toplum gelişemez

Elazığ İl Sağlık Müdürü Dr. Kanuni Keklik, ruh sağlığı yerinde olmayan bir toplum gelişemeyeceğini, ekonomik, bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda varmak istediği çağdaş hedeflere ulaşamayacağını bildirdi.

Keklik, Dünya Ruh Sağlığı günü nedeniyle yaptığı açıklamada, kişinin beden sağlığı ve ruh sağlığının genel sağlığının belirleyicisi olduğunu ve birinde ortaya çıkan herhangi bir değişmenin, öbürünü de aynı yönde etkilediğini kaydetti. Bunun doğruluğu bilinse de genelde bedensel sağlığa verilen önemin, aynı ölçüde ruh sağlığına verilmediğine belirten Keklik, “Ruh sağlığı bozuklukları, gelişmiş veya gelişmekte olan tüm ülkelerin sorunudur ve insanın işlevselliğini, yaratıcılığını, mutluluğunu ve yaşam doyumunu engelleyecek kadar da önemlidir.

Ruh Sağlığı Gününün amaçları şu ana başlıklarda özetlenebilir:
Ruh sağlığı sorunları olanların sesini duyurabilmek, toplumda ruh sağlığı konusunda bilgi ve anlayışın artmasını sağlamak,
Kişinin ruh sağlığını ve yaşam işlevlerini koruyup desteklemek,
Psikiyatrik ve nörolojik hastalıkları önlemek,
Psikiyatrik ve nörolojik hastalıkların tedavi ve bakımını geliştirmek.
Ruhsal hastalıklarda başta genetik faktörler olmak üzere yoksulluk, kötü yaşam koşulları, savaş, işkence, afetler, ve şiddet sonucu oluşan travmalar, sağlık ve sosyal güvencenin olmayışı, göç, ayrımcılık etkilidir.” dedi.

Dünya üzerinde ruhsal rahatsızlığı olan 500 milyon kişinin bulunduğunu ifade eden keklik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum, her 7 kişiden birinin tedavi gerektirecek derecede ruhsal sorunu olduğu anlamına gelmektedir.. Her dört kişiden biri ise yaşamının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkilenmektedir. Ruhsal hastalıkların bu kadar yaygın olmasına rağmen, rahatsızlığı olan her yedi kişiden biri sağlık kuruluşuna tedavi için başvurmaktadır.

Tedaviye başvurunun bu kadar az olmasının en önemli nedeni, ruhsal hastalıkların belirtileriyle ilgili farkındalığın olmamasıdır. Hastalığın tedavi edilebilirliğinin bilinmemesi, hekime ulaşmada sıkıntı yaşanması ya da maddi imkansızlık ve ruhsal hastalıklar konusunda toplumda var olan ön yargı/damgalama gibi nedenler de tedaviye başvuruyu engellemektedir.

Ruhsal hastalıklara ayrılan maddi kaynakların artırılması, bu alanda çalışan personel eksikliğinin giderilmesi ve ruhsal hastalıklar henüz ortaya çıkmadan önleyen, risk etkenlerini ortadan kaldıran ya da bu etkenlerle karşılaşmayı engelleyen koruyucu ve önleyici çalışmalara öncelik tanıyan bir yaklaşım yaygınlaştırılmalıdır.

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de koruyucu ruh sağlığı çalışmalarının önemi bir kez daha vurgulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki; ruh sağlığı yerinde olmayan bir toplum gelişemez, ekonomik, bilimsel, sosyal vb. alanlarda varmak istediği çağdaş hedeflere ulaşamaz.”