SINAVA SAYILI GÜNLER KALA

Merhaba Sevgili Günışığı Gazetesi okurları. Bu hafta geçen haftaki konunun devamı niteliğinde bir şeyler yazmak niyetindeydim. Ancak önümüzdeki hafta sonu binlerce gencimizi ilgilendiren Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) yapılacağını hatırlayınca konunun önemine binaen, diğer konuyu rafa kaldırdım.

Malumunuz olduğu üzere 2021-YKS sınavı, 26-27 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek. Adaylar, iyi bir üniversiteye yerleşebilmek için zorlu sorular karşısında ter dökecek. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı web sayfasından aldığım verilere göre; 26-27 Haziran'da düzenlenecek olan YKS Sınavına 2 milyon 607 bin 903 aday başvuru yapmış. Bu rakamın 955 bin 632’si (%36.6) lise son sınıfta olan adayların, 997 bin 137’si (%38.2) ise lise mezunu olup bir yükseköğretim programına yerleşmemiş olan adayların sayısını gösteriyor. Bir yükseköğretim programına yerleşmiş olduğu halde sınava tekrar girerek şansını yeniden deneyecek olan aday sayısı 373 bin 731 (%14.3) iken, bir yükseköğretim programından mezun olduğu halde sınava başvuran aday sayısı 227 bin 128 imiş (%8.8). Son olarak bir yükseköğretim kurumundan çoktan kaydı silinmiş olup sınava başvuran aday sayısı da 54 bin 275 imiş (%2.1).

Bu rakamları sınavın sadece belli kesimleri ilgilendirmediğini, sınavın tam bir memleket meselesi olduğunun anlaşılması için verdim. 2.7 milyona varan aday sayısı aileleriyle birlikte 20-25 milyon kişi demek. Onları eğiten ve en az aileler kadar sınavın stresini çeken eğitim camiasını da işin içine kattığımızda 30-40 milyonun üzerinden insan bu sınavdan doğrudan yada dolaylı olarak etkilenecek demektir. Sınav öncesinde benim de naçizane bir akademisyen olarak genç adaylara ve ailelerine tavsiyelerim olacak.

Her şeyden önce adaylara ve ailelerine tavsiyem; lütfen unutmasınlar ki hiçbir sınavdan elde edilecek başarı, sınava girecek olan kişinin kendisinden daha değerli değildir. Bir gencin iyi bir üniversitede okuması ve devamında iyi bir geleceğe sahip olması herkesin arzusudur, ancak ruhsal ve bedensel sağlığı çok daha önemlidir. Kaldı ki, bu sınav hiç kimse için son sınav olmayacaktır. Bir sonraki sınava sadece 365 gün gibi kısa bir süre kaldığını unutmayalım. Bu sefer olmazsa seneye olur. Veyahut hiç olmazsa bile bu dünyanın sonu değildir.

Bu gerçekten yola çıkarak ailelere lütfen rica ediyorum, bu saatten sonra sınav hakkında fazlaca konuşmayınız. Olan oldu, çocuğunuz sınavla ilgili olarak yapılacak her şeyi bugüne kadar, elinden geldiğince zaten yaptı. Daha fazlasını yapabileceğini düşünüyor dahi olsanız, bunun suçluluğu ile sınava girmesinin ona bir faydası olmayacaktır. Bu nedenle şu saatten sonra çocuğunuzu sınav stresinden uzaklaştıracak konulardan bahsetmeye çalışınız.

Cuma gecesi sizler de maaile sınava girecek çocuğunuzla beraber erkenden yatın. Öğrencinin de uykuya geçme ve sabah kalkma arasındaki zamanı iyi geçirmesi için tüm ev ahalisinin uyku halinde olması gereklidir. Evin içindeki uyum, çocuğun kendisini huzurlu hissetmesi için önemlidir. Sınava kadar ki şu üç dört günlük süreçte çocuğunuz ile tartışmaktan kaçının. Çocuğunuz, sizin gibi yılların tecrübesine sahip olmayabilir, ancak bir birey olarak kendisine ve egosuna en çok değer verdiği yıllarını yaşıyor. Tartışmaktan daha da önemli bir diğer mevzu ise lütfen kıyaslama ile örnekler vererek onu motive ettiğinizi sanmayın. Falanın oğlu filanın kızı diye başlayan örneklemeler bu saatten sonra sadece adayın kendisini yetersiz sanmasına sebep olur, başka da bir işe yaramaz.

Sınava giderken çocuğunuzu askere uğurlar gibi kalabalık gruplar halinde gitmeyin. Kaygısı üzerindeki kontrolü kaybeden ve sınav boyunca sınavdan çıktığında ona nasıl geçtiğini soracak onlarca akrabanın varlığını düşünen bir öğrencinin sınavda başarılı olması mümkün değildir. Çocuğunuz tam da sınava girerken herkesin mutluluğunun onun başarısına bağlı olduğu hissini aşılamayın. Düşünün ki bu psikoloji ile sınava giren çocuk hasbelkader arka arkaya ilk beş soruda zorlansa, böyle bir durumda yaşamaya başladığı umutsuzluğa bir de ailesinin mutsuzluk sebebi olmak düşüncesi eklenirse, daha sınavın başı olmasına rağmen o an sınavdan kopar hatta sınavı bırakabilir bile. Sakin olmak, elini sıkmak ve sade bir sarılma ile başarılar dilemek yeterlidir. Ona kıymetli olduğunu hissettirin. Kaygı ve stres anlarında hayatımızda en güvende hissettiğimiz ve korkularımızı unuttuğumuz yere dönmek isteriz. Anne ya da babamızın sarılması ile o güven ve rahatlama hissine kavuşur, kaygımızdan arınırız. Kaç yaşında olursak olalım, anne ya da babamızın saçımızı okşaması ve omzunu gözyaşlarımıza siper etmesi bize iyi gelir. Bu çocuğunuz için de geçerlidir. Sınavın ondan kıymetli olmadığını, çabalarının karşılığını almak için ekstra bir şey yapması gerekmediğini, sadece sınava gireceği ve çıkacağı gerçeğini yaşamasına izin verin. Sadece yanında olmanız yeterlidir.

Bu vesileyle sınava girecek olan tüm gençlerimize başarılar diliyor, Allah hayırlısıysa eğer gönüllerindekini görmeyi nasip etsin diyorum. Sevgiyle, sağlıcakla ve hoşça kalınız!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nevin Çelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler