'Baştaki götürürse belediye başkanı da...'

İstasyon meydanında vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi.

Kılıçdıroğlu’nun konuşması şöyle:

Geçenlerde başbakanlık koltuğunda oturan bir zat buraya gelmiş. Demiş ki Kılıçdaroğlu Elazığ’a kaç sefer geldi. Acaba yolunu bulabilir mi?Ben Elazığ’a yolumu bulmak için gelmem, yolunu bulanlardan hesap sormak için gelirim. Alışmış ya götürmeye. Elazığ’ı da soyacak. Elazığlı izin verir mi? Elazığ’ı soymaya Elazığlı izin vermez.

Elazığ’ın benim hayatımda ayrı bir yeri vardır. Elazığ’da Ticaret lisesi ilk kurulduğunda ben orada öğrenciydim. Kültür mahallesinde toprak damlı bir evde oturuyordum. Yürüyerek her sabah okuluma  gidip geliyordum. Ticaret lisesinin ilk mezunu benim. Ben Gazi Caddesini de çok iyi bilirim. Sivriceyi de, Keban ‘ı da bilirim… Elazığ’ın taşını toprağını biliyorum… Gakgoşlarını biliyorum, çaydaçırasını biliyorum. Harputunu, Arap Babasını biliyorum. Elazığ’ın her şeyini biliyorum.

Bana çıkmış Elazığ’ı biliyor musun diye? Sen Elazığ’ı soymaya geldin. Elazığ belediyesinden 38 kişi hapiste galiba değil mi? Elazığ’ı soyuyorlardı. Soyguna dur diyecek Elazığ, söz mü?

 

 

Yine gelmiş buraya, Elazığ’a 6 katrilyon liralık yatırım yaptık diyor. Sen herhalde götürdüğün parayı anlatmak istedin. Ama götürdüğün daha büyük. O, 247 Katrilyon. 85 Milyon Avro. Götürdüğü para bu. Ve Elazığ’a diyor ki 6 katrilyon liralık yatırım yaptık. İyi de bu işsizlik ne? Elazığ’da işsizlik var mı? Elazığ’da işsizlik oranı yüzde 17. Demek ki bir şeylerin değişmesi lazım. Demek ki halktan yana politika güden bir siyasal iktidara ihtiyacımız var. Demek ki barıştan ve kardeşlikten yana olan bir siyasal anlayışa ihtiyacımız var. demek ki bu ülkede kul hakkı yemeyen bir siyasal anlayışa ihtiyacımız var. O zaman 30 Martta sandığa gideceğiz. El ele, kol kola, barış içinde, düğün havası içinde gideceğiz, haramilerin iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracağız. Var mısınız? Hiç endişe etmeyin. Bu kardeşiniz var. Ben sizin için çalışıyorum. Halkım için çalışıyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için çalışıyorum. Benim çocuklarımın yatak odalarında 1 milyar dolar para yok. Benim genel başkan yardımcılarımın çocuklarının yatak odalarında 7 kasa yok.

Adalet Kalkınma Partisine bir şey söylemeyelim. Başçalan için bir şey söylerseniz eyvallah. Ama bakın, bunu samimi söylüyorum. Her partinin içinde düzgün adamlar var. Adalet ve Kalkınma partisinin içinde de son derece düzgün insanlar var. Milletvekili olarak da var. Ben buna inanıyorum. Ama Adalet ve Kalkınma partisine oy veren vatandaşlarıma yalan söylediler.  Ne dediler? Bize oy verin yolsuzluğu önleyeceğiz dediler, önlediler mi? Bize oy verin yoksulluğu önleyeceğiz dediler. Önlediler mi?  Bize o verin yasakları önleyeceğiz dediler, önlediler mi? Bize oy verin işsizliği önleyeceğiz dediler, önlediler mi? Vatandaş gidip iyi niyetle oyunu verdi. Ama 17 Aralıkta tablo değişti. Bir baktık ki bunlar memleketi soyuyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez devleti soyan bir hükümetle karşı karşıyayız. O nedenle Elazığ’ın vicdanına sesleniyorum. Geçen dönem AKP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum; Artık gerçeği görün, artık kimin kul hakkı yiyip yemediğini görün, artık kimin bu ülkeyi soyduğunu görün. Artık kimin çocuklarının evlerinde 1 milyar dolar nakit para olduğunu görün. Artık hangi bakanların çocuklarının yatak odalarında 7 kasa var görün. Artık hangi bakanın kolunda 700 milyarlık saat var görün. Adalet ve kalkınma partisine oy veren vatandaşlarıma saygım var. Hiçbir zaman sizi eleştirmedim. Ama izin verin devleti soyanları eleştireceğim. Hırsızlık yapanları eleştireceğim. Kul hakkı yiyenleri, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri eleştireceğim. Samsun’da Kübra bebek açlıktan öldü, eleştireceğim. Konya’da hayat bebek soğuktan öldü, eleştireceğim.

 

17 Aralıkta yaptığı yolsuzluk ortaya çıktı. Diyor ki bunu paralel devlet yaptı. Yahu paralel devlet o bakanın koluna 700 milyarlık saati mi taktı. Paralel devlet o bakanların çocuklarının yatak odalarına milyarlarca doları mı koydu. Paralel devlet bu bakanları haram parayla umreye mi götürdü? Senin 4 bakanın niye istifa etti. Paralel devlet mi istifa ettirdi. Ne söylerlerse söylesinler, 30 Martta sandığa gideceğiz. Türkiye’deki bütün yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum. Ya helale ortak olun, ya harama ortak olun. Eğer helale ortak olacaksanız Adalet ve kalkınma partisinden uzak durun. Şu baş çalan gitmediği sürece bu ülkeye istikrar gelmez, bu ülkeye huzur gelmez, bu ülkeye kardeşlik gelmez.

Benim görevim var. Ben doğruları savunmak zorundayım. Ben vatandaşın hakkını savunmak zorundayım. Ben iktidarı yanlış yaptığı zaman eleştirmek zorundayım. Sizlere gelip Türkiye’nin gerçeklerini anlatmak zorundayım. Diyor ki niye konuşuyorsun. Niye konuşmayayım? Sen hırsızlık yapacaksın ben susayım mı? Sen malı götüreceksin, ben susayım mı? İşsizlik olacak ben sormayacağım. Yoksulluk olacak ben sormayacağım. Sen konuşma diyor. Ben ona söylüyorum. Haklı olan konuşur. Hırsız konuşmaz. Bizim usulümüz, adabımız, ahlakımız var. Biz böyle bakarız. Onun için, size inanıyorum.

Başbakanlık koltuğunda oturan kişi, Mısır’da genç bir kızımız öldü, onun için ağladı. Niye ağlıyorsun diye sormadık. Ama 15 yaşındaki Berkin için ağladı mı? Onun için ağlamadı. 22 yaşındaki Burakcan için ağladı mı? Onun için de alamadı. Tunceli’de kalp krizi geçiren polis Ahmet, o da bizim çocuğumuz, o da bizim evladımız. Bana oy versin vermesin. Bu ülkede hiç kimsenin burnu kanasın istemiyorum. Herkesi kucaklıyorum. Elazığ’dan sesleniyorum; Rengi, kimliği, inancı, mezhebi ne olursa olsun insan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır.

Elazığ bu bölgenin en güzel kentlerinden birisi. Ama hak ettiği hizmeti bir türlü alamadı. Baştaki götürürse buradaki belediye başkanı da götürür. Onu örnek alıyor. Elazığ’ın vicdanına sesleniyorum, AK Parti’ye o veren yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum. Hangi başbakanın oğlunun evinde bir milyar dolar nakit para olur. Bankalar yok mu? Helal paraysa götür bankaya yatır. Faiz haramdır diyorsan katılım bankalarına yatır. Niye evinde tutuyorsun. Bu para helal mi haram mı? Bende biliyorum haram olduğunu. Şimdi kalmış yalan söylüyor. Peygamberimizin güzel bir sözü var: imanla yalan bir arada olmaz diyor.

 

 

Hükümet istifa eder mi? Etmesi için ar damarı lazım bir adamda. Utanma duygusu lazım. Onlarda var mı? Onun için söylüyorum. Utanma duygusu olması lazım bir adamda. Hem malı götüreceksin, hem milletin önüne çıkıp oy isteyeceksin. Dünya biliyor, Türkiye biliyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni soyan kişiyi artık bütün dünya biliyor. Sormayacak mısınız, yırtık ayakkabıyla siyasete giren adam nasıl şimdi dünyanın en zengin başbakanlarından birisi oldu?

17 Aralık operasyonunda yürüttükleri para 247 Milyar Lira. Eski parayla 247 Katrilyon lira. Bu para devletin hazinesinde olsaydı ne yapabilirdik? 2 Milyon 831 bin işçi var. Bu işçilere 8 yıl süreyle asgari ücret üzerinden maaş ödeyebilirdik. Rakam bu kadar büyük. 300 bin atama bekleyen öğretmeni atardık onlara 30 yıl süreyle aylık ödeyebilirdik. Her emekliye 25 Bin lira emekli ikramiyesi ödeyebilirdik. 6 GAP yapılabilirdi, 30 Marmaray yapılabilirdi.5 Bin 563 adet F 16 savaş uçağı alabilirdik. Götürdükleri para bu.  

Biz diyoruz ki mazotu 1,5 lira yapacağız. Bize diyorlar ki bu parayı neden bulacaksın. O, 247 katrilyon lirayı fitil fitil burnundan getireceğim ve bu millete vereceğim. Herkes geçinecek. Para var. Türkiye büyük bir ülke. Hiç kimse endişe etmesin. Türkiye’de her şey var: bir şey yok. Temiz siyaset. Türkiye’nin temel sorunu bu.  İktidarda eğer siyasetçi zenginleşiyorsa, halk fakirleşiyor demektir. Bu soygunun, bu düzenin değişmesini istiyoruz.”

Kılıçdaroğlu, mitingin ardından Tunceli’de şehit olan Elazığlı polis memuru  Ahmet Küçüktağ’ın baba evine giderek başsağlığı dileklerini iletti.