Akhisar’la hayati bir maç oynayacağız!

 

Sanica Boru Elazığspor Teknik Direktörü Yılmaz VURAL, Spor Toto Süper Lig'in 24. Haftası’nda deplasmanda Akhisar Belediyespor’la kendileri açısından hayati öneme sahip bir maça çıkacaklarını söyledi… 

 

VURAL, dün kulüp tesislerinde düzenlediği haftalık mutad basın toplantısında, hafta sonu Medical Park Antalyaspor'a karşı önemli bir galibiyet aldıklarını ve ligde kalma umutlarını koruduklarını belirterek,  Akhisar’ın da bu hafta kendileri gibi önemli bir galibiyet aldığını ve morallerinin yüksek olduğunu vurguladı. "Akhisar Belediyespor ile hayati bir maç oynayacağız. Rakibin evinde kazanmak zorundayız. Medical Park Antalyaspor maçındaki duygumuz neyse aynı duygularla karşımızda oynayacak bir takım var. Kader maçı oynayacağız" şeklinde konuşan tecrübeli teknik adam İzmir, Aydın ve çevre illerde yaşayan

 

Elazığlıları deplasmanda yapacakları maça davet etti. 
Takımda şuanda adalesinde problem olan Emir KUJOVİC'in dışında sakat veya cezalı futbolcu olmadığını belirten VURAL, Bir gazetecinin "Her antrenörün milli takım çalıştırma hayali var. Sizin de adınızın zaman zaman milli takımla anılmasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine VURAL, "Hayal demek, ütopik bir şey oluyor. Bence Yılmaz VURAL, Milli Takım'da çalışmalı, Türkiye bunu yapmalı. Çünkü, 'deneyimi, yaşadıklarıyla, eğitimiyle, görgüsüyle, antrenörlük becerisiyle bu göreve çok layık bir isimdir' diye bunu sürekli kendime telaffuz ediyorum. Sağ olsun zaman zaman taraftarlar da sesini yükseltip 'O olmalı' diyorlar ama seçiciler bu konuda karar veriyorlar. Dolayısıyla bu olmuyor." şeklinde yanıt verdi.  

VURAL açıklamasında şunları söyledi;

 

“Cumartesi günü sahamızda oynadığımız maçı kazanmamız gerekiyordu. Kazanılacak bu maç da ligin 4. sırasındaki bir takımla oynanıyordu 34 puanla. Bizim 21 puanımız var 13 puan önde hakikatten çok ciddi bir rakiple oynuyorduk. Bakıldığında da çok çekişmeli mücadele seviyesi üst düzey bir maç oynadık. Gelelim bu haftaya. Akhisar takımına bakıyorum Çağdaş 4 sarı kartı var oynamayacak sol tarafta oynayan. Kadro yapısında Sani ve Bikoko yok. Sakatlıkları var bilmiyorum bize kadar iyileşirler mi. Kenan cezalıydı geri döndü. Yani Karabük’e karşı oynanan maçta Galatasaray kadrosundan bir tek Kenan oynamadı. Dolayısıyla Kenan kendi bölgesinde oynayacak. Şimdi biz bir pozisyona geldik ki, bizim için çok hayati bir maç oynayacağız. Elazığspor takımına karşı kazanmaları gereken bir maça çıkacaklar. Yani Antalyaspor maçı öncesi bizim durumumuz neyse aynı duygularla karşımızda oynayacak bir takım var. Buradan tabi hemen ben İzmir ve Manisa çevresi bütün kardeşlerime bu mücadelede takımlarını desteklemelerini rica ediyorum. Ben inanıyorum ki İstanbul’daki maçta bize ayrılan yer ne kadar doluysa Manisa’da da yine aynı şekilde dolacaktır. Biz orada “Elazığ Elazığ” seslerini duyacağız inşallah ve bizim için de çok önemli bir maç oynayacağız. Sanırım dün Emir gelmiş kulübe ben yoktum arka adalesinde sıkıntı varmış tedavi yaptırmış. Bir iki arkadaşımızın ufak tefek rahatsızlıkları var o kadar. Onun dışında sakatımız yok cezalımız yok. 22 kişilik kadromuzla çok ciddi bir şekilde hazırlanacağız inşallah.”

 

“Hayal deniyor ama biz oraya kendimizi yakıştırıyoruz. Hayal demek hiç ulaşılamayacak bir şey demek. Bence Ütopik bir hayal değil. Yılmaz VURAL milli takımda çalışmalı. Türkiye bunu yapmalı. Çünkü deneyimiyle, yaşadıklarıyla, eğitimiyle, görgüsüyle, antrenörlük becerisiyle bu göreve çok layık bir isimdir diye sürekli ben bunu kendime telaffuz ediyorum. Sağo lsun zaman zaman bu sesler çok yükselip taraftar söylüyor. Evet, o olmalı deniliyor. Ama seçiciler bu konuda karar veremiyor. Dolayısıyla olmuyor ama şu var tabi ki Elazığspor başındaki bir teknik direktörünün böyle çok önemli görevlere layık görülmesini veya en azından bunun telaffuz edilmesini bile Elazığspor’un antrenörlük seçiminde ne kadar doğru bir şey yaptığın kanıtıdır diye düşünüyorum. Bu kadar yıldan beri Türkiye Futbolu’na verdiğimiz katkının yalnız futbol adamı olarak değil bir futbolsever olarak da ne kadar olabilecekse olması anlamında çalışıyoruz.”

 

“Takımda hala 10-11 tane oyuncu kendisi gibi değiller. Kimisi çok uzun süre oynamamış kimisi gittiği takım çok aşağılarda diye mecburen gitmiş, kimisi kadro dışı kalmış kimisi sakatlıktan çıkmış. Yani bu kardeşlerimin performansları daha yukarı seviyelerde değil. Ama bizim başladığımız günden bu güne 6 haftayı geride bıraktık. Futbolun hazırlık dönemi diye bir şey yapılır sezon başlarında ve burada üstün formu yakalama dönemi 8 haftadır. Bunu 6 hafta çalışır 6 hafta da müsabakalar önünde yakalamaya çalışırsınız. Dolayısıyla bu 8 haftayı bizim müsabaka döneminde çalışırsak anca yakalayabilirsin. Ama kardeşlerimizi az kullanıp, fazla kullanıp, yarım kullanıp, bu sezonu böyle bitireceğiz. Yani onların sezon sonuna kadar üstün formlarını yakalaması çok mümkün gözükmüyor.”

 

“Doğru işi yapanlar bakın bu lige atmış demiri kimse yerinden sökemiyor. Bu lig durduğu sürece onlarda burada. Bu ligde bakın 3 sene kalın bunu hesaplamış arkadaşlarımız 3, 3 buçuk sene içinde bu takım ligde kalsın başkanımız da parasını alır, çark da döner, Elazığspor kendi geliriyle ayakları üzerinde duran bir takım haline gelir. Ama 3 sene birine bunun destek vermesi lazım. Maddi manevi desteği kim verecek, Elazığ camiası verecek. Sivil toplum örgütleri, sayın valim, belediye başkanım, eski yöneticiler, eski futbolcular yani burayı, camiayı oluşturan bütün katmanların bu 3 buçuk seneyi aşmak için çaba sarf etmesi lazım.”

 

“Yani benim haddime değil ama ben bunları söylemek durumunda kalıyorum. Bakın Allah aşkına bizim Beşiktaş maçındaki kalabalığı Elazığ’da başka hangi aktivite bir araya getirebilir. 15 içeride vardı 15 dışarıda. Kaç tane aktivite 30 bin Elazığlıyı bir araya getirebilir. Demekki çok önemli bir şey yapıldı yani. Bunun önemine, gelen yöneticilerin farkına varması lazım. Bu çok önemli bir olay. Dolayısıyla bu bilinçle davranmak zorundadır kent. Yoksa biz bir toplantı yaptık kentin bütün büyükleri oradaydı. Ne oldu toplantı bitti. Niye toplandık bitecekse. Hepsine sesleniyorum buradan. Nerede benim o iş adamlarım, ticaret adamlarım, rektörüm, valim, belediye başkanım. Bunu isteseler olur. 1 dakikada burası değişir. Nedir ya bir kent için 20 milyon lira borç. Çocuk oyuncağı. Organize edilse 2 dakikada biter her şey. Ama olmuyor.”