Güvenli bağlanma, bebek ve bakım veren arasındaki sözsüz iletişimin oluşturduğu duygusal bağlantı ve güven duygusudur. Güvenli bağlanmanın oluşması için en temel nokta bebeğin ihtiyaçlarının ihtiyaç anında karşılanmasıdır. Dünya ile yeni tanışan bebek için dünyanın güvenli bir yer olduğunun ve ihtiyaçlarının karşılandığının bilinmesi kaygıyı azaltacak ve kontrol altına alacaktır. Temel ihtiyaçları zamanında karşılanmayan bebek kaygısını yoğun ağlamalar ile yansıtmaya çalışacaktır. Uzun süre karşılıksız bırakılan temel ihtiyaçlar sonrasında bebekler ağlamayı bıraksalar dahi vücutlarındaki strese bağlı kortizol seviyesi hala yüksek kalmaktadır. Yani bu demek oluyor ki ağlamayı bıraksa dahi bebek hala yoğun kaygısıyla baş etmeye çalışıyor.
Temel ihtiyaçlardan biri olan uyku ve uyku rutini hakkında araştırmaların göstermiş olduğu bazı temel noktalar bulunmaktadır. Öncelikle yenidoğan da dahil olmak üzere 0-36 ay bebekler için uyku eğitimi durumu sözkonusu değildir. Uygulanmaya çalışılan eğitimler bebeklerde az önce de belirttiğim gibi kortizol seviyesinde artışlara neden olmaktadır. Tıpkı yürümek, konuşmak gibi uyumak da bebeğin hazır bulunma durumuna göre rutin oluşturan bir durumdur. Nasıl ki vaktinden önce hazır olmadığı halde bebeğinizi ayağa kaldırıp yürümesini sağlayamıyorsanız uyku saatlerini kendinize göre düzenlemek de bebeğin hazır olma halinin dışına çıkan bir davranış olacaktır.
Özellikle 0-6 ayda bebeğin anne ile aynı yatakta olmadan aynı oda içerisinde uyuyor olması güvenli bağlanma için temel oluşturmaktadır. Bebeğin ağlayarak ihtiyaçlarına karşılık bulma çabası görmezden gelinmemeli fakat her kısa ağlamasında da annenin bebeği çabucak kucağına alması annenin uyku kalitesini bozacaktır.
Çocuklarınız için mükemmel ebeveyn olmaya çalışmak yerine elinizden gelenin iyisini yapmaya çalışmak gerekmektedir. Daha da önemlisi çocuğunuz ihtiyaç duyduğu anda yanında olmalı fakat yardım talep etmedikçe bir adım gerisinde onu izleyerek ve bekleyerek gelişiminin keyif veren seyrine ortak olmalısınız.