VOLEYBOL MAÇININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Dün yani 25 Mayıs Çarşamba akşamı ilimiz önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu etkinliğin bana düşündürttüğü çok önemli iki şey oldu. Birincisi şehir ikincisi üniversite bazlı.

Konuyu şöyle açayım; A milli Erkek Voleybol Takımı Avrupa Altın Ligi A grubundaki ilk maçında Slovakya’yı ilimizde ağırladı. Maçın sonunda filenin Efeleri 3-0 galip ayrıldı. Yıllar önce Milli Takımın Futbol maçlarını Bursa, Konya, Eskişehir gibi Anadolu şehirlerinde oynatma kararı alan Futbol Federasyonu başkanı “İstanbul üç büyüklerin taraftarlarının (Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş) yarattığı kutuplaşmadan dolayı Milli birliği sağlamada zaafiyet gösteriyor” diye açıklamıştı. “Bakınız Anadolu seyircisi Milli takım maçını izlemeye gelirken sadece kırmızı beyaz forma ile gelirken, İstanbul seyircisi genelde adı geçen takımların forma ve bayrağını taşır stadyuma” diye devam etmişti.

Atatürk Milli Mücadeleyi boşuna Anadolu’da başlatmadı. Futbolda alınan “Anadolu seyircisi bize sahip çıkar” kararı o gün ne kadar doğru sonuç verdiyse, voleybol için alınan kararın da doğruluğu Elazığ’daki muhteşem ambiyansla perçinleşmiş oldu.

Elazığ’lı seyirci Türkiye’ye resmen örnek oldu. Üstünde Ay yıldızlı forma taşıyan Milli bir takım nasıl desteklenmeliyse öyle destekledi. Yani Anadolu, yeniden mücadelenin başlatılacağı yerin kendisi olduğunu, Elazığ da il olarak bu mücadelede yer alabileceğini gösterdi. Bu açıdan teşekkürler Elazığ, teşekkürler emeği geçen yetkililer ve teşekkürler bu etlinliğe üniversiteyi ev sahibi yapan Fırat Üniversitesi Rektörlüğü.

Hazır Rektörlük demişken, şimdi gelelim bu maçın bana düşündürttüğü ikinci şeye. Çok iyi hatırlıyorum eski dönem Rektörlerinden Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl voleybol maçının yapıldığı spor tesisini yaptırmaya başlamıştı. Bitiremeden de görev süresi doldu. Ancak ondan sonra göreve gelen yönetim tarafından sertçe eleştirilmiş, “ne gerek vardı canım böyle büyük tesise” şeklinde dedikodular dolaşmış, salon inşaatı için yapılan harcamaları dile dolayıp, “üniversitenin kaynakları boşa harcanıyor” diyenler çıkmıştı. Şimdi üniversitenin tesisiyle gurur duyulduğunu görünce, İnsan ister istemez bunu da düşünmüyor değil. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermekte fayda vardır diyorum. Haa ne dersiniz? Kalın sağlıcakla.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nevin Çelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günışığı Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günışığı Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günışığı Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günışığı Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket İstikrar Değişim Hizmet Elazığlılar Siz seçime nasıl gideceksiniz?
Tüm anketler