WHATSAPP YAPTI YAPACAĞINI

“Sosyal Medya Sırlarımızı Araklıyor” başlığı ile 14.12.2020 tarihinde bir köşe yazısı yazmıştım. (https://www.gunisigigazetesi.net/sosyal-medya-sirlarimizi-arakliyor-makale,12090.html) Aslında vaktiniz varsa, önce o makaleye baktıktan sonra bu yazıyı okumanızı öneririm. Çünkü o yazıda sosyal medyada bizlere ücretsiz sunulan hizmetler karşılığında bilgilerimizi ücretsiz elde ettiklerini ve topladıkları büyük veri üzerinden yapay zekâ ve makine öğrenmesi yöntemleri ile toplumları istedikleri biçimde yönlendirerek kontrol altında tutabileceklerini ve artık fiziksel müdahaleler yerine, toplumlardaki bireylerin beyinlerine hükmederek, istedikleri şekilde yönetmeyi hedeflediklerini yazmıştım.

İhtiraslarımız uğruna büyük bir hevesle kişisel verilerimizi farklı sosyal medya platformlarında paylaştık ve hala paylaşmaya da devam ediyoruz. Sosyal medya platformları Türkiye’de kullanım açısından patlama yaptı dersem abartmamış olurum. Tik Tok, Facebook, Youtube, Twitter, Instragram, Linkedin ve diğerleri. Hepsi ha bire veri topluyorlar. Öyle bir noktaya geliyor ki artık uyuşturucuya alışırcasına, bu sosyal medya araçlarına alışır olduk ve her gün saatlerce çok değerleri olan vakitlerimizi boşu boşuna harcayabiliyoruz.

Whatsapp’ı çok sevdik. Bize sunduğu kolaylıkları saymakla bitiremeyiz. Toplu canlı görüşmeler yapabiliyoruz. Mesajlarımız şifrelenerek karşıya gönderebiliyoruz. Her sabah kalktığımızda ilk baktığımız yerlerden biri de Whatsapp değil mi?

Şu anda bedava hizmet aldığımız sosyal medya araçlarının bir gün bizlerden bazı istekleri olacağını zaten bekliyordum. Çünkü çoğunun merkezi Amerika’da olan bu sosyal medya platformlarından, zamanı gelince kendilerinin bunlardan faydalanmak istemeleri doğaldır.

Zaten verilerimiz ellerinde değil mi? İsteseler bu bilgilerimizi zaten pazarlasalar ne yapabiliriz ki? Haberimiz dahi olmaz. Whatsapp’ın şimdi yaptığı, diyor ki artık benim imkânlarımı yeterince kullandın, şimdi sıra bende… Ben de senin verilerin üzerinden daha fazla para kazanma zamanım geldi…

Whatsapp şu değişiklikleri yaptı.  Bizden topladığı verileri kullanabilecek ve paylaşabilecek. Peki, bizler ne tür bilgilerimizi paylaşıyoruz? Mesajlaşıyoruz. Bağlantılarımızın kimler olduğu biliniyor. Durum bilgilerimiz, işlem ve ödeme verilerimiz, kullanım ve kayıt bilgilerimiz, cihaz ve bağlantı bilgilerimiz, konum bilgilerimiz, çerezler, üçüncü kişiler tarafından paylaşılan bilgilerimiz, kullanıcı şikâyetleri ve benzeri farklı bilgileri ellerinde.

Paniğe kapılan kişiler farklı alternatif uygulamaların peşine koşmaya başladılar. Telegram Messenger, Signal, ülkemizde geliştirilen BİP’e kaymaya başladılar. Telegram ve Signal gene dış menşeli. Sadece BİP yerli, ama GSM operatörlerimizin dış ortakları göz önüne alınırsa, BİP de güvenilir diyebilir miyiz? Bu şirketlerin de bir süre sonra aynı koşulları önümüze sürmeyeceklerini kim garanti edebilir ki?

Yakında sıra Youtube’a da gelecek. Uzaktan eğitim nedeniyle eğitim camiası Youtube platformunu video saklama alanı olarak yoğun bir biçimde kullanmaya başladı. Mesela ben bütün videolarımı “Asaf Varol” kanalımda saklıyorum. Bazıları herkese açık, bazıları liste dışı ve bazıları da gizli. Yani kolumu zaten kaptırmışım. Yakında Youtube işgal ettiğim alana bakarak benden para isterse, yok diyemem ki? Mecburen karşılamak durumundayım.

Bazıları sosyal medya platformlarının Amerika’da ya da diğer ülkelerde olduklarını, o nedenle de yerli kaynakları kullanmamızı öneriyorlar. İlk etapta bu öneri kulağa hoş geliyor. Ama gerçek olan, büyük veri depolama alanları dünyada zaten sadece birkaç şirketin tekelinde. Mesela Amazon… Amazon depolama alanlarını farklı sosyal medya platformlarına kiraya veriyor. Yani Türkiye’de zannettiğimiz depolama alanlarının önemli bir bölümü de, uluslararası bu şirketlerin servis sağlayıcılarını kullanıyorlar. Yani değişen bir şey yok…

Sonuç olarak sanal ortamlarda zaten kişisel verilerimiz her an çalınabilir, sosyal medya platformlarında paylaştığımız veriler bir gün zaten üçüncü taraflarla paylaşılabilir. Ya sosyal medya kullanmaktan vazgeçeceğiz ya da mümkün olduğunca sır nitelikli bilgilerimizi asla paylaşmayacağız. Ama bu mümkün mü? Asla. Çünkü biz millet olarak sosyal medyayı çok çok sevdik. Farkında olmadan uyuşturucu müptelası olmuş misali, şimdi de sosyal medya müptelası olduk. Dua edelim de sosyal medyada paylaştığımız bilgilerle, millet olarak karakter şifrelerimiz çözülüp de savaş açmadan kendinden toplumsal bozulma bombardımanına tutulmayalım.